¹KOLİ BANDI

620 33 4
                                    


Mezun olduğum günden bu yana tam 4 yıl geçmiş ve asistan olarak girdiğim, Jeon holding bünyesinde çalışıyorum. Bu iş yerinde kalabilmen için gerçekten çok dikkatli,zeki ve kıvrak düşünceye sahip olman gerekiyor. Bu Özellikleri taşıyorsan burada
kalırsın, sadece burada kalmakla yetinmez, iş dünyasında da aranan asistan ve vazgeçilmez bir eleman olursun. Tabi ki bu iş yerinde bay Hajun tarafından vazgeçilmez bir eleman olmuştum. Kendisi ile 4 yıl çalışmış, Her huyuna alışmış, ve resmen sağ kolu olmuştum. Ta ki Bay Jeon Amerika'daki gecikmeli yüksek lisansını bitirip, Kore'deki
bu firmaya dönüş yapana kadar. Her ne kadar işinde başarılı, tipinde yakışıklı, özel hayatında çapkının önde gideni olsa da onu gördüğüm çoğu zaman, sadece tokatlamak
isteyen bir asistanı olmuştum..

Onu düşününce gerildim yine oldukça yakışıklı, uzun boylu, Kahverengi gözlü, Esmer tenli bir adam. Şirketteki tüm kadınlar ve erkekler, onun ile her akşam yatma hayali kurar iken onun iş yerinde seviyeli olması tek artısı idi. Ama şirket dışında yaptığı çapkınlıkları günün malzemesi yapılmaktan
çekinilmezdi. Bazen bu adam ile yatmak sadece para ve dış görünüş, yeterli oluyor mu? diye düşünmekten kendimi alamıyordum. Üstelik ben bu adam ile üniversiteden beridir tanışıyordum. Hatta tek gecelik bir ilişkim de olmuştu. Tamamen
onun şerefsizliğine dayanan...

Sıkıcı ve yoğun bir pazartesi olacağı geçen haftadan belli idi ve şu anda bilgisayarıma gömülmüş, şu lanet olasıca sözleşmeleri kontrol ediyordum. Tek bir hatanın olmaması ve bir an önce bitmesi gerekiyordu. Öyle gerekiyordu çünkü Bay pisliğin çenesini
açmaması ve benim sinirlerimi zıplatmaması için. Ben, bu düşünceler içinde işimi
yapmaya çalışırken, hemen yan taraftan gelen, sakin ama bir o kadar da iğneleyici ses tonunda

" Bay Park? " diyen Bay Jeon'nun sesi ile ellerim klavyenin üzerinde çivilenmiş bir halde duraksadım. Kendimi gelebilecek en sinir bozucu kelimelere hazırlayarak, derin bir nefes aldım ve içimdeki mahalle varoşu

'Evet, başlıyoruz' diyerek kolları sıvadığın da yavaşça, Jungkook'a yüzümü döndüm. Ona kendimden emin ve bir o kadar da meydan okuyan ses tonumla,

"Buyurun Bay Jeon" diye karşılık verdim ve söyleyeceklerini beklemeye başladım.

Gözlerini kısmış ve elindeki evrakları gözüme sokarcasına sallayıp,

"Bu sözleşmeleri gerçekten kontrol ettiğinize emin misiniz?" Dediğinde derin bir nefes aldım ve "Evet, eminim" dedim. Aynı şekilde oda derin bir nefes alıp, masama doğru yaklaştı. Elindeki evrakları tam önümdeki diğer evrakların üzerine atarcasına bırakıp, ellerini masama dayadı ve burun buruna gelecek şekilde eğildiğinde, kalbimin deli gibi atmaya başladığını hissettim. Nefes alışım bile hızlandı. Bu adamın yıllar sonra bile kalbimin ritmini böylesine değiştirebilmesine bin lanet okuyarak, dişlerimin arasından

"Sorun ne Bay Jeon?" diye sordum. Sinsi bakışları, soğuk bakışları ile yer değiştirirken, "Sözleşmeleri kontrol ettiğinizi söylemiştiniz bir çok imla hatası var. Bu şekilde karşı tarafa sunmamız tam anlamıyla fiyasko olurdu. Farkındasınız dimi?" diye hırladığında ona verdiğim sözleşmelerin aslında taslak olduğu sanırım aklından çıkmış ve onun için şu anda zafer kazanmışcasına alay durumundaydı. Yüzüme yerleştirdiğim sinsi sırıtma
ile sandalyemi geriye ittim ve ondan uzaklaşıp ayağa kalktım. Bu hareketim ile oda eğilmiş olduğu masadan doğrularak, açıklama beklercesine ellerini göğsünde
birleştirerek bana baktı. Benden rahat bir on santim uzundu ve şuan da bana resmen tepeden bakıyordu. Şu lanet olasıca yuksek topuklu ayakkabımı giyiyor olmama rağmen, onun omuz seviyesine anca geliyordum. Ve onunla göz göze gelebilmek için kafamı yukarı kaldırmak zorundaydım. Onun bu durumdan keyif aldığı, kahverengi gözlerinin parlamasından belli oluyordu.

YOUNG BOSS ~JİKOOK~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin