YOUNG BOSS ~JİKOOK~

¹¹KARAR

 
Evlenmek, öyle ağızdan çıktığı kadar kolay bir karar değil. Evlenmek, zaten başlı başına zor bir kararken bir de Jungkook, ile evlenme düşüncesi bu kararın, çok daha zor olduğunu yüzüme vuruyordu. Daha ilişkimizi kimse dahi bilmezken, ' heyy biz evleniyoruz ' nasıl denirdi ki cümle aleme, kendi halinde iki insan değiliz ki. Jungkook, ülkenin önde gelen inşaat firmasının yönetiminde başarılı, yakışıklı, bir o kadarda çapkın bir adam, bense onun asistanıyken proje danışmanı olmuş, bir elemanım daha şirkette bir anda
yükselişim dillerden düşmez ve sebebi merak edilirken, bir anda evleniyoruz diye ortalığa çıkılamazdı. Tabi ki milletin konuşmaları, düşünceleri umurumda değil ama ben bile daha Jungkook ile olan ilişkime alışamamışken, böyle büyük bir kararı da veremezdim ...

Bir cevap bekler gibi gözlerime bakarken, ben ne diyeceğimi bile bilemez bir haldeydim.Derin bir nefes alarak

"Jungkook çok erken " dediğimde kaşlarını havaya kaldırıp, şaşkınlıkla bana bakmaya devam etti.

"Yani evlilik için " dedim tedirgin çıkan sesimle,

"Hayır mı? diyorsun " diye sordu. Sesinde şaşkınlık , kırgınlık vardı. Ama benim de korkularım vardı. Tamam, Jungkook değiştiğini söylüyordu, hatta bunu gösteriyordu da ama henüz, bir hafta bile olmamış olan ilişkimizde koşturarak evliliğe gitmek istemiyordum.

"Evet veya hayır demiyorum, Jungkook" dedim ve ellerini, elimin içine alarak devam ettim.

"Sadece, bu kadar erken ve bu kadar acele ile olsun istemiyorum " dedim

"Birbirimizi çok uzun süredir tanıyoruz " dedi avucuma aldığım elleri ile ellerimi sıkarak

"Biz, birbirimizi daha yeni tanımaya başladık.Jungkook, öncemiz yok. Öncemizde yaşanan olayların baş rol oyuncusu ile evlenmem ben. 9 ay boyunca bana sevimsiz patronluk taslayan adamla da evlenmem. " dediğimde kaşları havaya kalktı, ellerimden ellerini çekip belime doladı ve beni kendine çekerek..

" Sevimsiz ? " dedi. Şaşırmışa benziyordu

" Evet, pek sevimli olduğunu söyleyemem. Patron olarak tahammül sınırımı baya zorladığını es geçemem üzgünüm " dedim yüzünden bir tebessüm geçti ve yumuşamış olmasından cesaret alarak devam ettim.

" Ben böyle olsun istemiyorum Jungkook " dedim. Gözlerimin içine şefkatle bakıyordu yada bakışını ben ona yordum bilmiyorum ama güzel bakıyordu adam.

" Nasıl olmasını istemiyorsun ? " diye sordu. Merak eder gibiydi

" Yani böyle işte " dediğimde

" Açıkla " dedi net bir sesle

" Böyle işte, gereksiz bir serserinin yüzünden koşturarak evlenmek istemiyorum. Ben bir kez evleneceğim ve onuda gerçekten hakkıyla yapmak istiyorum. Seni tanımak istiyorum, bana gösterdiğin Jungkook dan farklı olduğunu söylemiştin, bu farklılıkları
görmek istiyorum. Sevgilim olarak seninle vakit geçirmek istiyorum. Neye kızarsın, neyi seversin, bilmek istiyorum. Seninde beni tanımanı istiyorum. Sadece arzularımla
yönlenip, bir hata yapmayı istemiyorum. Bırak, şu güzel zamanın tadını çıkaralım. Olmaz mı? " dediğimde belime daha da çok sarılarak

" Hııımm anladım, sevgili triplerimi kullanmadan ipleri eline vermek istemiyorum desene sen şuna " dediğinde şimdi de kaşları havaya kaldırıp, şaşırma sırası sanırım
bendeydi ve bende gelen sıramı kullanıp, kaşlarımı kaldırdım ve sinsi bir ses tonu ile

" Hiçte bile, ben her zaman o tripleri atarım " dedim alayla

" İşte ondan eminim " dediğinde Ben, hemen ciddileşerek devam ettim