JIMIN'DEN DEVAM
İş yerine vardığımda her ne kadar asansörü kullanmak istemesem de 18 kat çıkmayı göze alamadığımdan asansöre bindim. Asansörün içerisinde fantezi dünyam da
dolanırken, asansör 18 kata geldi ve indim. Ofise girdiğimde ofisinin kapısı kapalı olduğundan henüz gelip gelmediğini bilmiyordum. Bilgisayarı açtım ve kendimi zihinsel
olarak güne hazırlamaya çalıştım. Son zamanlarda bu koltuğa her oturduğumda içimi huzursuzluk kaplıyordu. Onu bu sabah göreceğimi biliyordum her cuma, bir sonraki haftanın programını gözden geçiriyorduk. Fakat ruh halinin nasıl olacağını hiç bir zaman bilemiyordum. Hele ki asansör olayından sonra daha bir felaket olacağından emindim...Bazı elektronik postalara cevap verdim. Bazı sözleşme maddelerini düzelttim, bir kaç bekleyen işlerimi hallettim, bazı tez araştırması yaparak zihnimi mevcut durumdan
uzaklaştırdım. Bir saat sonra ofis kapısı açıldı. Kafamı kaldırdığımda Jungkook her zamankinden daha fazla iş adamı havasında gördüm. Koyu renk, iki düğmeli, takım
elbisesi mükemmeldi, kırmızı ipek kravatında ki parlak renkle kusursuzca tamamlanmıştı. Son derece sakin ve rahat görünüyordu. Asansördeki adamdan eser yoktu ve bu durum rahatlamamı sağlamıştı ..Yüzüme bakarak "Bir sonraki hafta listesi hazır mı? " diye sorduğunda, içimde tuttuğum nefesi bırakarak
"Evet efendim " diyerek
Sözü tamamladım. Bu demek oluyor ki odaya geçiyoruz ve programı gözden geçiriyoruz. Pekala hiç bir şey olmadı, yaşanan bir rüyaydı oyununa başlıyoruz demek ki böyle oynayacaktı ve bende buna uyacağım.... Jungkook'u ofisine kadar takip ettim ve bir koltuğa oturdum. Dikkatini vermesi gereken görev ve randevu listelerine göz gezdirmeye başladım. Yorum yapmadan beni dinleyerek not aldı ve gerektiğinde bilgisayara girdi..
"Bu öğlenden sonraki toplantılarınız bu kadar. Saat 14:45 den sonrası boş, gelen randevulara bakabilir misiniz? uygun gördüklerinizi arayıp davet edeyim " dediğimde
" Öğlenden sonra başka planlarım var" dedi tam da gözlerimin içine içine bakarak. Pislik, hayır hayır yanlış anladım, tabi ki beni kastetmedi, yani başka bir şey yapacaktır neyse
"Pekala " diyerek devam ettim ..
"Son olarak bu yıl ki işletme konferansı bir ay sonra Gwangju'da yapılacak. " dediğimde ajandama karaladığım tarihlerle ilgilenmeye başladım. Ardından gelen sessizlik
sonsuza kadar uzayacakmış gibi geldi ve bu kadar uzayan sessizliğin, ne olduğunu merak ederek, kafamı kaldırdığımda gözlerini bana dikmiş baktığını ve bakışlarının her
hangi bir ifadeyi barındırmadığını gördüm..."Bana eşlik edecek misin ? " diye sordu
"Evet " dedim. Bu kelimem odada yakıcı bir yankı yaptı ve
"Gerçekten mi?" diye hayretle kaşlarını kaldırarak sordu
"Bay Jeon, ben sizin asistanınızım. Sözleşmemde iş seyehatlerin de yanınızda olmam gerektiği maddesinin altında da imzam var " dediğimde daha da ciddileşti.
"Gerekli bütün ayarlamaları yap o zaman " dedi ve işine geri döndü. Gerizekalı, egoist, pislik arkamı dönüp kapıya yöneldiğimde
"Bay Park !" diye seslendi. Ona bakmak için döndüm ve göz göze gelmesek de neredeyse gergin göründüğünü fark ettim. Aslında bu defa farklıydı..
"Annem önümüzdeki hafta akşam yemeği için seni davet etmemi istedi."
"Hah ?? " yanaklarımın yanmaya başladığını hissettim fakat kendimi toparlayarak
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YOUNG BOSS ~JİKOOK~
Romance"Sen benim en güzel hatamsın" Mpreg Semekook Ukejimin "Genç Patron - Özlem Çorapcı" jikook uyarlaması.