³²TEHDİT

94 14 2
                                    


1 ay sonra

Artık yaz sıcaklığını baya baya hissettirmişti kendini, ufaklığın yarın 3. ayını bitirecek ve bu kontrolde de sırtı dönük değilse artık kızımız mı oğlumuz mu olacak öğrenecektik.

Şu bir ay içinde onca şey olmuştu, özet geçecek olursam Taehyung yürüyemeyeceğini öğrendiğin de yıkılsa da Hoseok onu toparlayarak Amerika'ya götürdü. Taehyung her ne kadar ben bu masrafın altından kalkamam dese de Jungkook tüm masrafları karşılamış lafını etmemesi içinde bolca tehdit savurmuş Taehyung'a konuşma hakkı bile tanımamıştı. Giderken söz vermişti bütün gücüyle doğumuma yetişecek ve yanımda olacaktı ve bende hergün ondan gelecek olan güzel haberleri bekliyordum hergün
konuşmak için can atsam da saat farkından dolayı ya onlar uyuyor ya biz uyuyorduk.

Ji Hyo, Jungkook'un şirketine geçiş yaptı ve benim işlerimi halletmeye başladı ufaklık yüzünden Jungkook işe dönmemi her ne kadar istemese de ben işlerimi gerçekten çok özlemiştim.

Hyunlix  oğlu Hyun ile mutluluğunu son sürat yaşarken Felix ikisine de gözü gibi bakıyordu.

Mark, Ji Hyo ile ciddi düşündüğünün sinyallerini verirken Ji Hyo böyle sevile bilmenin şaşkınlığı ile pır pır geziyor ortalıkta..

Eunwoo aslında ölmesi gerekiyor ama şimdilik uzun bir süre çıkamayacağı Bir hapishane de ve onu bir daha görmemek için her gün dua ediyorum.

Jungkook mu o şu anda karşımda aşk dolu bakışları ile beni mest etmekle meşgul her geçen gün aile kavramımıza alışıyoruz. Her geçen gün istemsiz de olsa aldığım kiloları
saymazsak tabi resmen market önlerindeki animasyon balonları gibi olacağım aklıma geldikçe dünyam kararsa da sıkı bir rejim ve sporla üstesinden gelebileceğimi
düşünmeye çalışarak kendimi avutmaya çalışıyordum ki bir kedi miyavlaması ile bu düşüncelerimden sıyrıldım. Karnım biraz çıkmıştı ama hareketlerimi kısıtlamamışdı. Masadan hızla kalkarken Jungkook

"Bebeğim " diye seslendi ne olduğunu sorar ses tonunda ona cevap vermeden bahçenin kenarında küçücük bir kedi yavrusu gördüğümde hızla oraya doğru koşmaya başladım.

"Jimin dikkat et " diye bağıran Jungkook'u duymayarak eğildim ve kedi yavrusunu ellerime aldım.

"Ayyy kıyamam anneni mi kaybettin sen " diye severken Jungkook arkamdan kahkaha atarak gülüyordu ona dönüp

"Baksana çok tatlı" dediğimde Jungkook Kaşlarını kaldırdı ve işaret parmağı ile kediyi göstererek

"Uzak tut onu benden " dedi ve iki adım geri gittiğinde

"Öyle deme üzülür bak dediğimde " Jungkook

"Ne hissedeceği umurumda değil aklından geçenleri unut bebeğim onu eve almam " dediğinde gözlerim doldu ve

"Böyle burada mı bırakacağız baksana küçücük " dedim. Jungkook sıkıntılı bir nefes vererek

"Tamam eve almam ama başka bir çare buluruz " dediğinde sevinçle ona baktım eli ile 1 dk diye işaret edip eve geçtiğinde elimde küçük kedi yavrusu ile dolanıyordum ki, Jungkook küçük bir sepet sepetin içinde küçük bir minder ile kapıda göründü kapının hemen yanındaki çimenliğe sepeti bıraktı ve yanıma gelerek

"Oldu mu bak paşa yatağı da hazırladık küçük beye " dediğinde gülümseyerek dudaklarına küçük bir öpücük kondurarak yavruyu sepetin içine koydum ve hızla
masadaki sütü kaptığım gibi yanına gidiyordum ki Jungkook hemen önüme geçerek

"Hop hop hop o ufaklığın sen içeceksin " dediğinde duraksadım ve Jungkook devam etti. Kediye bakarak

"Hiç sulanma pisicik ufaklığımın rıskını sana yedirmem" dedi ve mutfağa gidip kaseye koyduğu sütü yavrunun önüne bıraktığında gözleri beni buldu.

YOUNG BOSS ~JİKOOK~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin