"Kıpırdama" diyeHırladıktan sonra ne yapacağımı bilemiyordum. Her ne kadar ona defolup gitmesini söylemek istesem de bedenim bana o ne derse yapmam için yalvarıyordu.Yüzü benimkinden yalnızca bir kaç santim uzaktaydı ve nefesi yanağıma doğru keskin
patlamalar halinde çarpıyordu."Yükselmek için birilerinin altına yatmaya çalıştığını asla ima etmem" dedi ve boynuma doğru yaklaşıp nefes verdi. Tanrım sana geliyorum diye geçirdim içimden
"Beni gerçekten yanlış tanıyorsun" diye gözlerimin içine bakarak konuştuğunda
"Seni yeterince tanıyorum Jungkook, tanıdığım kadarı da yeterince berbat daha fazla zorlamasak" dediğimde
Gözlerindeki alevi gördüm resmen ve dudakları dudaklarımın milimlik uzağında, gözleri gözlerimde, aklımın da beynimde olmadığının farkındaydım ve her neredeyse
bir an önce geri dönmesini dilerken devam etti"Beni hiç tanımadığın kesin Jimin"
Alnı alnımda, gözleri kapalı ve sesi öyle bir fısıltı ile çıkıyordu ki nefesi, tenimi yakıp geçiyordu.. Bir anda eğildi ve dudaklarımı dudaklarına hapsetti. Bu hareketi ile boğazımdan istemsizce bir inilti koptu. Bedenim bu hareketine elinden kurtulmak
istercesine hareket etmeye başladı. Fakat Jungkook kalçalarımdan tutarak beni kendine daha çok bastırdı ve öpüşü dudaklarımdan boynuma ilerledi ve tarifi imkansız bir çekilme hissediyordum içimde, ben onu ittikçe onun eli kalçalarımdan, bacaklarıma doğru yol alıyordu, vücudunun baskısı ile artık ayaklarımın tutmadığını fark ettim ve ona daha da sıkı tutundum. Bunu yanlış anlamış ve hoşuna gitmiş olacak ki hırlayarak inlediğin de tekrar dudaklarıma yapıştı. Bu sefer öpüşü daha sertti ve eli artık daha sıkı okşuyordu kalçalarımı dudaklarını, dudaklarımdan ayırıp tekrar boynuma doğru yöneldiğinde, bu aklımı başımdan fazlasıyla alırken hala ondan kurtulmaya çalışıyordum ve birden nefesini kulağımda hissettim" Unutmadın " diye fısıldadı nefesi kesik kesik geliyordu ve devam etti
" Ve benden başkası da olmadı dimi " diye hareket etmiyordu, elleri durmuştu, ve boynumu öperek devam etti.
" Hadi söyle Jimin, unutmadığını söyle, benden başkasının olmadığını söyle "
Sesi artık kayboluyordu ve artık dolan gözlerimi durduramıyordum. Evet, unutmamıştım ve yine evet ondan başkası olmamıştı. Ama bunu bilmesine gerek yoktu. Hemde hiç, ağzımdan kaçan bir hıçkırık onu bir anda durdurdu.Boynuma gömülmüş olan kafasını kaldırdı ve göz göze geldiğimizde ellerini kalçalarımdan
çekerek yüzüme yerleştirdi."Hey özür dilerim" diyerek akan yaşlarımı silmeye başladı. Dudakları dudaklarıma doğru yaklaştığında bir anda kendimi çektim ve asansörün aynasında kendimi gördüm. Üstüm başım dağılmış, tabi ruhumda üstümü toparlarken belimden sarılan kollar tarafından irkilsem de kulağımda yankılanan fısıltı, tüm bedenimi yaktı.
" Artık konuşmamız gerekiyor sanırım " dedi ve tam boynumun oraya bir öpücük kondurduğunda tamamen toparlanmış ve beynimde artık görevini yapmaya başlamıştı.
Geriye dönüp okkalı bir tokat daha salladım yüzüne ve olabildiğince sert bir şekilde çıkan sesimle"Konuşacak bir şey yok!! " dedim tam bir şey söyleyecekken asansörün çalışmasıyla ağzını kapatmayı tercih etmişti...
JEON JUNGKOOK'DAN
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YOUNG BOSS ~JİKOOK~
Romance"Sen benim en güzel hatamsın" Mpreg Semekook Ukejimin "Genç Patron - Özlem Çorapcı" jikook uyarlaması.