Uğultular duyuyordum.Gözlerimi açmak istiyordum ama uykunun ellerinden kendimi kurtaramıyordum.Uğultular arasından birinin bana seslendiğini duydum.Başka şeyler de söylüyordu ama zihnimi o kadar karışık hissediyordum ki ne dediğini kim olduğunu ayırt edemiyordum.
"Uyan artık Melody." Diye bağırdı biri ve tekrar uğultular duymaya başladım.Uykudan uyanmalıydım ama yapamıyordum.Kendimde o gücü bulamıyordum.Elimin ısındığını hissettim.Biri elimi tutuyor olmalıydı.Kalp atışlarımın hızlandığını hissettim.Konuşmaları daha net duyabiliyordum.
"Nathan artık O'nu zorlama.Uyanacaktır elbet."
"1 hafta old-"
"İnanmıyorum gözlerini açıyor."
Elimdeki sıcaklık hızla etkisini kaybetti.Göz kapaklarımı zorla açık tutmaya çalışarak etrafıma bakındım.Hastanedeydim sanırım.Karşımdaki koltukta bir kız oturuyordu.Heyecanla bana bakıyordu.Bir yandan da gülüyordu.Bakışlarımı kaydırınca yatağımın yanında oturan çocuğu gördüm.
Endişeyle yüzüme bakıyordu.Sonra gözlerim yavaşça koluma kaydı.Serum takılı koluma.Yattığım yerde yavaşça doğruldum.Karşımdaki kız mutluluktan yerinde duramıyor gibiydi.Kalkıp yatağımın yanına geldi."Ne zamandır uyanmanı bekliyorduk Melody.O kadar mutlu oldum ki.Bir an uyanamayacaksın sand-"
"Yeter Melani.Ne kadar çok konuşuyorsun."Yatağımın kenarında oturan çocuk kızın lafını kestikten sonra yavaşça kalkıp serumumu kontrol etti ve kendini karşımdaki beyaz koltuğa attı.
Uzun bir süre etrafa boş boş baktım.Nerde olduğumu ve yanımdaki insanlarin kim olduğunu düşündüm.Bir süre sonra yanımdaki kıza dönerek. "Kimsiniz?" Diye sordum.Tebessüm edip " Ben Melani" sonra koltukta oturan çocuğu işaret edip " O da Nathan."Fazla konuşmaktan kaçınıyordu sanırım biraz önce terslendiği için.Dikkatle onları inceledim.Daha sonra bulunduğum odayı.Tanıyor muydum onları? Nerdeydim?
"Tanışıyor muyuz?" Diye sorabildim sesimin yüksek çıkmasına çabalayarak.Gözlerim kapanmak için yalvarıyordu adeta bana.Vücudumu uyanık tutabilmek için uğraşıyordum.
Adının Nathan olduğunu öğrendiğim çocuk bir sandalye alıp yatağımın yanına oturdu.
"Uyumadan önce en son hatırladığın şeyi söyle bana."
Derin bir nefes alıp gözlerimi kapattım.Hafizamı bomboş hissediyordum.Adımı hatırlamaya çalıştım.Biraz önce Melani adındaki kız Melody demişti.Adımın tanıdık gelmesi gerekmiyor muydu?
Panikle açtım gözlerimi.Nathan sanki bana her şey normalmiş gibi bakıyordu.
"Hatırlayamıyorum."sesimin titremesiyle gözlerimin dolduğunu hissettim.Çaresizce Nathan'a bakıyordum göz yaşlarıma engel olamayarak.
"Sakin ol.Birazdan kendine geliceksin.1 haftadır uykudasın vücudun alışma aşamasında hayata."
Gözlerimi kapatıp tekrar düşünmeye başladım.
"Kazayı hatırla."dedi Nathan.Bir anda her şey zihnimde canlandı.Sanki tam da bu kelimeyi duymaya ihtiyacım varmış gibi."En son hatırladığın şeyi söyle bana."
"Kaza" dedim inanamayarak."Ne oldu bana,ailem nerde?"
"Anlatmaya başlıyorum lütfen sözümü kesme.Sonuna kadar dinle olur mu?" Dedi Nathan.O daha konuşmaya başlamadan korkuyla dolmuştu içim.Birine bir şey mi olmuştu?Nathan gözlerini yere dikip konuşmaya başladı.
"Melody şuan ailen burda değil.Onlardan çok uzaksın.Kendi dünyandan da.Burası Triffin.Sen kaza geçirince bu ülkeye geçişini sağladık.Triffin'den hiçbir dünyalının haberi yok.Senin de olmadığı gibi.""Daha saçma bir şey yok muydu yalan söylemek için?" Dedim umursamazca."Beni kaçırdıysanız açıkça söyleyin.Saklamanız kimsenin işine gelmez.Gizli dünyaymış."
Bir anda bana olan bakışları değişti Nathan'ın.Yanımdaki sandalyeden kalkıp koltuğa oturdu." Dalga geçmek ve inanmamak senin zararına.Kendin bilirsin." Melani'ye döndüp "sen kimsin o zaman peri falan mı?" Dedim gülerek.Ona pek komik gelmemiş olacak ki bir şey demeden Nathan'ın yanına oturdu.
Bir süre öylece oturdular.Bu kadar rahat olmaları sinirlerimi bozmuştu."madem kaçırdınız derdiniz neyse söyleyin."dedim Nathan'a gözlerimi dikip.
Derin bir nefes verip tekrar yanıma kadar geldi."Hemen anlamanı beklemiyordum tabiki ama sence seni kaçırmış olsak hastanede olur muyduk? Muhtemelen seni bir dağ evine falan kapatırdım."
Amaçlarının ne olduğunu öğrenmek için orta yolu bulmak zorundaydım sanırım.
"Peki tamam hayal gücümü zorlayıp size inandım diyelim neden bana sormadan bunu yaptınız? Benim buraya gelme sebebim ne?"
"Bizimle anlaşmaya çalışan ne hoş"dedi iğneleyici bir şekilde Nathan."Triffinde doğan her çocuk onunla aynı anda dünyada doğan başka bir çocukla yoldaş seçilir.Bunun sebebi ülkenin kurucusu yani bu ülke topraklarına ilk kez adımını atmış insan -Biz ona Lawnord diyoruz.-Dünyadan bir kıza aşık olmuş ve onu Triffin'e gelmesi için ikna etmiş,kaçmışlar.Triffin'in nüfusu giderek artarken kızın ailesi Triffin'i bulmuş.Kızlarını Dünyaya geri götürmek istemişler.Fakat bunu kabullenemeyen Lawnord kızın ailesini öldürmüş.Triffin'e bir büyü yapmış bir daha kimsenin bulamaması için.Fakat karısı ailesinin katili olan adamla yaşamak istememiş.Bunun anlayan kocası aralarına bağlılık büyüsü yapmış.Bundan haberi olmayan karısı kocasını öldürmüş ve kendisi de büyünün etkisiyle bir süre sonra ölmüş.O büyü nesiller boyunca Triffindeki ve dünyadaki insanları etkisi altına almış.Biz de onlardan biriyiz.Sen dünyada doğduğun an ben de burda doğdum ve yoldaş seçildik."sözlerini bitirince yerinde huzursuzca kıpırdandı."Devam etmemi ister misin?"dedi.
Hayal gücünün bu kadar geniş olması beni etkilemişti.
"Güzel bir masal."dedim."Ne zaman gerçeklere geleceğimizi merak ediyorum." Son cümlemden sonra derin bir nefes aldı.Melani araya girip "Nathan sakin ol " diyerek gereksiz cümlelerine bir yenisini daha ekledi.
"Esas sakin olması gereken kişi benim.Beni burda tutuyorsunuz ve ne olduğunu da söylemiyorsunuz.Siz de mi büyücüsünüz yoksa?"
Nathan yüzüme bıkmış bir şekilde bakıp "Büyücü falan değiliz ayrıca senden daha normal olduğumuz kesin."dedi ve odada huzursuzca turlamaya başladı.Hem kaçırıyor hem tersliyor, saçmalık.Artık emindim ikisi de deliydi.Belki de bana çarpanlar onlardı ve anlaşılmaması için bana numara yapıyorlardı.Burdan kaçmam gerekiyordu.Ama nasıl?
"Lavaboya gitmem gerekiyor" dedim.Melani oturduğu yerden kalkacak gibi oldu ama Nathan eliyle onu durdurdu.Yanıma gelip kolumdaki serumu çıkardı.Üzerimdeki örtüyü kaldırıp yataktan yavaşça kalktım."Lavabo karşısı."dedi Nathan karşımdaki kapıyı işaret ederek.Gözüm sağdaki ikinci kapıya kaydı.Odada başka kapı olmadığına göre çıkış kapısı orası olmalıydı.Derin bir nefes aldım ve hiç beklemeden kapıya doğru koştum.Nereye gittimi bilmeden koşuyordum.Arkamdan gelen adım sesleri yaklaşıyordu.Önüme çıkan koridorlara dalıyordum.Kocaman bir koridorla karşılaşınca daha fazla koşamayacağımı hissettim.Nefesim yetmiyordu.Sağımda kalan en yakındaki odaya girdim.Şükürler olsun malzeme odası gibi bir yerdeydim.Odada kimde yoktu.
Ayaklarım beni taşıyamıyordu.Kendimi yere attım ve nefeslerimi düzenlemeye çalıştım.Biraz sonra koridordan gelen ayak seslerinin uzaklaşmasıyla Nathan'dan kurtulduğuma emin oldum.Yavaşça odadan çıktım.Koridorun sonuna doğru ilerledim.Koridorun sonundaki kapı bahçeye açılıyordu.Sonunda özgürdüm.Hastane pijamalı bir özgür.Ayağımda terlik bile yoktu.
Umursamamaya çalışarak bahçeye çıktım.Hava kararmıştı.uzun bir süre bahçede gezdiysem de ne bir insanla ne de bir çıkış kapısıyla karşılaştım.Esen rüzgar titrememe sebep oluyordu.Sanırım ayaklarıma da bir şeyler batmıştı.Burası çok büyüktü. Kaçmışken kapana kısılmıştım."Gitmek istediğin yeri söyle götüreyim." Arkamdan gelen sesi duyunca korkudan küçük bir çığlık kaçtı ağzımdan.Arkamı dönünce konuşanın Nathan olduğunu anladım.
"Lütfen anla artık .Burası senin dünyan değil."sesi yalvarır gibiydi."Tüm hastaneyi alacak ve sana tuzak kuracak kadar zengin değilim.Merak etme."dedi nefes nefese.Alnı hafif terlemiş kahverengi saçları dağılmıştı.
Korkuyla yüzüne baktım."Bana ne yapacaksın?"
"Ölmemen için odana geri götürücem."dedi gülerek.
Karşı koyacak halim yoktu.Bu karanlıkta kaçmak pek de mümkün gözükmüyordu.Etraf sadece küçük sokak lambalarıyla aydınlanıyordu.Yarın sabah kaçmak daha mantıklıydı."Beni takip et." Diyip ilerlemeye başladı.Çaresizce peşinden gittim.Odaya geri döndüğümüzde kendimi hemen yatağa attım.Nefes bile alacak halim yoktu.Uyku beni kendine çekerken bir an için gözlerimi araladım. Nathan neredeyse boyunun yarısı kadar olan koltuğa yatmış ve bacaklarını uzatmıştı.
"Yanımda kalmanı istemiyorum, git " dedim.
"Buna ben karar veririm" dedi gözlerini açmadan.
İtiraz edemeden uyku tüm vücudumu ele geçirdi.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yıldız Mevsimi
FantasyBen bir yolculuğa çıkıyorum. İstesem de istemesem de. İki yol var karşımda. İkisi de beni felaketlere sürüklüyor. Ne kadar kaçmaya çalışsam o kadar içinde buluyorum kendimi. Geleceğim parça parça elimde şekilleniyor ve ben bir kısım geleceği öldürü...