Bölüm 16 - Duvar

430 25 13
                                    

İnsan hayatta sahip olduğu her şeyi kaybettiğinde bundan sonra bir şeylere sahip olmak istemiyor.Her aitlik biraz acı çünkü.Fakat elimde kaybedecek bir şey kalmadığında öğrendim cesareti.Bir adım geri durduğum hayata artık yaklaşabiliyorum.Korkmuyorum.Hayata sıkı sıkıya sarılamıyorum belki ama gözlerimi yumup kulaklarımı tıkamıyorum en azından.

İçimizdeki sıkıntının büyümemesi için gözlerine son kez baktım.Geçmişini anlatmak onu rahatsız ediyordu.Benimle anılarını paylaşmasını ısrarla ve bencillikle isterken ileri gittiğimi fark ettim.Elimi dizine çekinerek yerleştirdim.

"Üzerine fazla geldim.Özür dilerim."

Donuk ama kararlı bakışları elime sabitlenmişken kuru dudakları kıpırdandı.

"Yalnızlık içinde boğulacak gibiydim.Kimsenin beni sahiplenmediği dünyada yaşamak anlamsız geliyordu.Daha 7 yaşında bir çocuğun hayatı sorgulaması kadar yaşamam da saçma geliyordu.Neden düşünüyordum sanki? Tek yapmam gereken oyuncaklarımla oynayıp büyümeyi beklemekti.Büyüdükten sonra da ölmeyi beklemek. Karar vermiştim.Her sabah kahvaltı yaptıktan sonra arabalarla,trenlerle oynar vakit öldürürdüm. Fakat bir gün odamdaki çocuğu alıp götürdüler. Kimse nereye,neden götürüldüğünü söylemedi. Bir kaç gün sonra yoldaşının yanına gittiğini öğrendik. Geceleri giden çocuğun boş yatağını izlerken yoldaşlığın ne olduğunu düşünmeye başladım. Merakım gün geçtikçe artıyordu. Hayatıma giren bu yeni terim sebepsizce umut yoksunu bedenimi canlandırmıştı. Kütüphaneye gidip yoldaşlık hakkında günlerce kitap okudum. Sonunda hayatımın amacını bulduğunu düşünmüştüm. Yalnız olmadığıma inanmıştım."

Tek nefeste içindeki tüm birikmişliği atmıştı.Çaresizlik kanıma karışmış,içimi sızlatan acıyla başımı eğdim.Gözlerini bana dikmişti biliyordum.

"Belki sana tutunursam kurtulurum diye düşündüm.Herkes sevdikleri için bir şeyler yaparken ben de bu saçma dünyada fedakar olmak istedim.Beni nasıl bıraktıklarını bilmediğim annem ve babam gibi kötü olmak istemedim.İyi bir insan olabilmek için seni sahiplendim.Senin kahramanın olmak istedim."

Derin bir nefes aldıktan sonra yerinden aniden kalktı.Elim boşlukta yuvarlandı.Sırtını bana dönerek varlığımı yok saymaya çalışıyordu.Her zaman yaptığı gibi.

Omuzlarının hafifçe inip kalktığını gördüm.Kulağıma hastalıklı bir gülüş ulaştı.Rahatsız ruh halinden hızla etkilediğimde kendi kendine konuşmaya başladı.

"Küçüktüm bu hayalleri kurarken.Şimdi çok komik geliyor.Değil mi?"

Arkasını döndüğünde aramıza çektiği mesafeyi görmem için herhangi bir yakınlığa gerek yoktu.Anlattıklarından utanıyordu.Ona ters bir tepki vermem kurduğu tüm hayallerinin temelini yıkacaktı.

Benden korkuyordu,tepkilerimden korkuyordu.Geldiğimden beri yüzlerce kez kırıp dökerken sonuçları ne olacak diye düşünmemiştim.

"Keşke dünyadayken de varlığından haberdar olabilseydim." Bana yıllardır yaptığı bu garip iyiliklerden dolayı üzerimde hissettiğim duygu eziklik ve minnettarlık karışımı bir şeydi.

Sert adımlarını bana doğru atıp önümde duraksadı.

"Senin için bir şeyler yaptığımı düşünüp böyle konuşmana gerek yok.Kendim için yaptım onları."

Kafamı kaldırıp oturduğum yerden gözlerine bakmaktan vazgeçip ayağa kalktım.Boy seviyemiz biraz olsun dengelendiğinde aramızdaki mesafeyi bir adım gerileyerek açtım.

"Sana karşı içimdeki 'teşekkür etme' isteğini inkar edemem.İlk kez böyle bir şeyle karşılaşıyorum.Afallamamı anla." Gergin yüz hatları ne dersem diyeyim gevşemeyecek gibiydi.Yalnız kalıp bir şekilde kendini sakinleştirecekti elbet ama bunun böyle olmasını istemiyordum.Aramızdaki sorunu kendi başına halletmesini istemiyordum.

Yıldız MevsimiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin