Bölüm 8-Güven

708 37 20
                                    

Kabullenmek istemediğimiz, bastırılmış her duygu;boynu bükük yaşıyordu yüreğimizde.Zamanı gelince,dökülmeyi bekliyorlardı dudaklardan.

Doğru zamanda,doğru yerde,doğru kişiye söylenilecek bir küçük söz,gamzeli bir tebessüm şu kirli dünyanın temizlenmesi için yegane güçtü.

Binadan hızla kendimi dışarı attım.Paramparça olmuş sinirlerimi soğuk havayla karşılaşmak yumuşatmıştı.Merdivenleri ağır ağır inerken,son basamağa oturdum.Hayat beni tek başıma bırakmak zorunda mıydı?

Yüzümü yalayıp geçen rüzgarın soğukluğundan kısa sürede etkilenmiştim.Büyük bir kasırgadan kaçmıştım sanki ama zihnimde binlercesi vardı.

Omzumda hissettiğim elle tüm vücudum gerildi.Uzun bacaklarını merdivenlere uzatıp yanıma oturan Alex'ti.Avuçlarımla kavradığım yerden destek alıp kalkmaya hazırlanırken beni durdurdu.

"Kötü bir niyetim yok sadece konuşmaya geldim."
"Eminim yoktur." Merdivenlerden kalkıp nereye gittiğimi bilmeden caddeyi adımlamaya başladım.Alex kısa sürede önümü kesmeyi başarmıştı.Güneşin,göğe serdiği kızıl etekleri Alex'in altın sarısı saçlarında turuncu ışıltılar bırakıyordu.

"Melody,Laura sana karşı çok acımasız davrandı kabul ediyorum ama biz kötü insanlar değiliz.Seninle konuşabilmek için 1 senedir bekliyor ve hakkında araştırmalar yapıyordu.Akademide yükselmesi için senin hakkında bir tez hazırlıyor.Eğer çalışmalarını bir kaç güne bitiremezse her şey boşa gidecek.Bu yüzden,hırsı gözünü kör etmiş durumda.Onun yerine özür dilerim."
"Bana ne yaptıysanız,ölüyordum!Umrunuzda olmadım."
"Biz sadece Nathan'la etkileşimini kestik.Bu kadar güçsüz olacağını tahmin etmemiştik."

Yüzüne tiksintiyle bakarak tırnaklarımı avuçlarıma geçirdim.
"Ben güçsüz değilim,bayılmadım.Numara yaptım,akademinizin en salak takımı da buna inandı.
Gıcırdayan dişlerim arasında çıkan sözlerim gözlerine şaşkınlık sıçratmama yetmişti.
"Tebrikler iyi bir oyuncusun."

Gökyüzüne sinsice yayılan kara bulutlar odama dönmem gerektiğini hatırlatıyordu.Arkamı Alex'e dönüp nereye uzandığını bilmediğim yolda ilerlemeye başladım.Gidecek yerim,sığınacak küçücük bir limanım bile yoktu.Kimsesizliğin dibine vurduğumda Nathan'dan başka kimsem olmadığı bir kez daha kafama dank etti.

Öfke gözüme kalın bir perde çektiğinde davranışlarımı kontrol edemiyordum.Edememiştim işte,yine. Soğuktan morarmış dudaklarımı dişledim.Yanan gözlerimi yumdum.Acının esir aldığı yüreğime damlayan her göz yaşım,bu hayattan biraz nefret etmem için sebebim oluyordu.

Yavaşça araladığım gözlerime yaklaşan bir arabanın farları doldu.Başımı öne eğerek saçlarımı yüzüme siper ettim.
Arabanın yanımda durmasının tesadüf olmadığını,geniş yolda benden başka kimse olmadığını farkedince anladım.
Çarpılan kapı sesiyle bana doğru atılan adımlar kulağıma ulaştı.Korkuyla titreyen bedenimi hızlandırdım.

"Melody dur!"

Tanıdık gelen sesin kim olduğunu düşünürken,açlıktan ve soğuktan tükenmiş vücudum ayakta durmakta zorluk çekiyordu.Kolumu yakalayan el beni kendisine çevirdi.

"Kendi başına bu izbe yolda yürümen ne kadar normal sence?"
Arthur'un karşımda dikilmesinin hissettirdiği kesinlikle mutluluk olmamalıydı.Yalnızlık koridorumda bir kibrit yakan kişi O olmamalıydı.

Yıldız MevsimiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin