Acımasız rüzgara tüm gücüyle direnen zayıf ağaç kırılmayı göze alamıyordu.Gururu dimdik durmasını emrederken,eğildi rüzgarın önünde.
Kaybettiğini söyleyen benliği,ağaçtan utanıyordu.Ağaç mutluydu.Rüzgar dinmişti.Güneş yapraklarına usul usul vuruyordu.Gururlu bir ölünün kime yararı vardı?
Sesime irkilerek döndüğünde,yüzünü kapatan bir kapşon olmadığı için her ayrıntıysa karşı karşıya kaldım.Yarılan kaşının,moraran gözünün,patlayan dudağının kendisi tarafından yapılmadığına inanmak istiyordum.
Yerde atılan ceketi hızla giymeye çalışırken tekrar sırtını bana dönmüştü."Eğer ceketi yüzünü kapatmak için giyiyorsan,giyme."
Tek kolunu geçirdiği ceketi giymek için duraksadıktan sonra yavaşça diğer kolunu da geçirdi."Buraya kim getirdi seni?" Yüzünü dönmeyerek konuşması can sıkıcıydı.
"Arthur'dan beni senin yanına getirmesini istedim."
"Sinirinin bu kadar kısa süreceğini düşünmemiştim."
Botlarımın ucuyla eşelediğim toprağı rüzgarla birlikte savurdum.Bana olan tavrı midemle birlikte tüm vücudumun kasılmasına sebep oluyordu."Deneyin olmadığını söyledi Müdür Edwin." Ona karşı açık olmam gerektiğine karar vermiştim yolda.Onunla konuşacak ve beni boğan düşüncelerden kurtulacaktım.
"Bana değil de O adama mı inanıyorsun?."
Sızlayan kalbimi söküp atmak istiyordum artık. Tüm hislerimi buruşturup çöpe atarken yer yer çıkmış taze otları ezerek bir kaç adım yaklaştım Ona."Enerji olayından bana bahsetmeliydin?"
"Söylemeliydim evet ama bunu duyarsan kendini bana daha fazla muhtaç hissedersin diye söylememiştim.Düşünceli olmak bana göre değil."Parmaklarımla oynarken hep haksız düşen taraf olduğumu bir kez kabullendim.Omuzlarımı düşürürken bakışlarımı yaralı yüzünde gezdirdim.
"Herkes buraya rüyalarıyla geçiş yaparken ben neden kaza geçirerek geldim?"
Kasılan çenesiyle birlikle yerinde huzursuzca kıpırdandı.
"Bilmiyorum.Seni çağırdığımızda komadaydın.Uyanmanı beklememiz aylar sürebilirdi.Vaktimiz olmadığı için yolculuğunu gerçekleştirdik.Kaza bizden bağımsız gerçekleşti."Merak ettiğim son sorumu sormak için aralanan ağzımı yumdum.Kendime olan saygımı kaybetmek istemiyordum.
Serin esen rüzgar saçlarımı dalgalandırıyor,ara sıra ürpermeme sebep oluyordu.İçimde büyüyen pişmanlıktan nefret etmeye başlamıştım.Ağzımdan çıkan acımasız sözler canımı fazlasıyla sıkıyordu.İçimde biriken utanç dolu kelimelerim özgürlüklerini istiyorlardı.
Yavaş adımlarla yanına yaklaşırken derin bir nefes aldım.
"Sana ne oldu?"
Elindeki deri eldivenleri parmaklarına oturttuktan sonra tereddütsüzce bana döndü.Bedenime yayılan heyecan dalgası kıyılarımı sertçe dövüyordu.
"Aşağılık herifler kavga eder arada sırada alış buna Melody."
Mızraklarını bedenimin her noktasına saplayan sözleri,oluk oluk akan acı dolu kanımı ruhuma sıçratmıştı.Yanımdan geçip gittiğinde tükenmiş duygularım cansızca yere yığıldı.Adımları uzaklaşırken ruhumdan eksilen parçaları geri istiyordum.
Ona güvendiğimi düşünsem de kendimi kandırıyordum.Her fırsatta Onun açığını yakalamak istiyordum.Avuçlarıma tırnaklarımı geçirirken pişmanlığın kanımda delice gezdiğini biliyordum.Ona güvenmeliydim..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yıldız Mevsimi
FantasyBen bir yolculuğa çıkıyorum. İstesem de istemesem de. İki yol var karşımda. İkisi de beni felaketlere sürüklüyor. Ne kadar kaçmaya çalışsam o kadar içinde buluyorum kendimi. Geleceğim parça parça elimde şekilleniyor ve ben bir kısım geleceği öldürü...