Bölüm 10 - Ayna

662 37 13
                                    

"Bana ne olduğunu söyle."
"Önce sakin ol."
"Sakinim ben!" Sesim kafenin duvarlarında yankılanırken sakin olmadığımın farkına vardım.

Yan masada oturan grup rahatsız olmuş bakışlarıyla bizi sözdükten sonra önlerine döndüler.

Gözlerimi kapatıp derin bir nefes aldım.Kötü düşünmek yoktu.Ona güveniyordum.Başımı geriye atıp son bir kez içime çekebildiğim kadar oksijen çekip sakin olmaya çalıştım.

"Tamam sakinim."

Bundan emin olmak istercesine şüpheli bakışlarını yüzümde dolaştırdı.Tepki vermeyeceğime ikna olduktan sonra dudakları aralandı.

"Yoldaşlığa dair hiç bir şey bilmiyorsun daha.Yoldaşlık senin düşündüğün kadar basit değil."

Yutkunduktan sonra kesik bir kaç nefes alıp konuşmasına devam etti.

"Yoldaşlar ayrı dünyalarda varolmuş iki beden olsalar da aslında ruhları birdir.Triffinli yoldaşlar doğdukları günden itibaren Dünya'daki yoldaşlarını buraya hazırlamakla görevlidir."
"Yoldaşlığın ilk aşaması telepatidir."

"Ne yani zihnimi mi okuyacaksın?

"Hayır tabiki Melody.Yoldaşlar arası telepati karşılıklıdır.Sen zihnine beni kabul etmediğin sürece biraz önce yaşadığın durumu yaşarsın.Senin anlayacağın dilde söylersem;bedenin kendini savunmaya alır ve dıştan gelebilecek her türlü etkiye karşı savunma durumuna geçer."
"Telepati önce duygularla başlar.Hissettiğim bir duyguyu sana kolayca aktarabilirim.Bunun için ilk zamanlarda göz teması kurmamız gerekse de ileriki zamanlarda aynı ortamda olmamıza bile gerek olmaz."
"Bir süre sonra konuşmadan zihnimden geçirdiğim bir düşünceyi senin zihnine yollayabilirim.Bu karşılıklı konuşmadan çok daha farklıdır.Daha çok dejavu gibi hissedersin.Bir kaç kelime yada cümle zihninde şimşek gibi çakar bir anda."
"Telepatinin şimdilik öğretebileceğim son aşaması da anılardır.Geçmişte yaşadığım yada zihnimde barınan her anıyı sana aktarabilirim."

"Telepati eğitimini 10 senedir aldığım için senin üzerinde etkim oldukça güçlü ama yine de ne olursa olsun zihnine beni kabul etmediğin sürece bunu yapmam çok zor."

Masanın üzerine koyduğum ellerimi çekip saçlarımı düzelttim.Nathan camdan dışarı bakıyordu.Bana düşünmem için zaman verdiğini anlamıştım.

Başım biraz önceki travmanın etkisiyle korkunç derecede ağrıyordu.Her geçen gün yoldaşlıkla ilgili öğrendiğim gerçekler omuzlarıma ağır bir yük bırakıyordu.

Hayatıma dönmekten hâlâ vazgeçmemişken buraya bağlanmak istemiyordum.Nathan'ı kabullenmiş olmam Triffin'de kalacağım anlamına gelmiyordu.

Başıma balyoz iniyormuş hissini geçirmek için masaya kafamı geçirmek istiyordum.Parmaklarımı şakaklarıma bastırdıktan sonra alnımda gezdirdim.

Kendimi konuşmak zorunda hissediyordum.Açılan konuya son noktayı koymamı bekliyordu sanırım Nathan.Kafedeki kalabalık iyice artmıştı.Duvarda asılı büyük ahşap saat 12yi gösteriyordu.Uyku üzerime hafif hafif çökmeye başlamıştı.Ortamdaki loş ışık gözlerimi açık tutmamı zorlaştırıyordu.

Telepati beni korkutsa da garip şekilde meraklandırıyordu da.Arabanın yanındayken hissettiklerim bunalmış ruhumun düğümlerini çözmüştü sanki.

"Nathan"

Camdan gözlerini hızla çekip bana döndü.Arkasında duran ayaklı lamba yaralı yüzüne hafif hafif vuruyor,midemi acımasızca kemiren karıncaları uyandırıyordu.

"Melody,seni eğitmek için acele ettim.Daha burda kalmaya karar vermeden yapmamalıydım."

Başımla Onu onaylarken,elimin tersiyle ağzımı kapatıp esnedim.

Yıldız MevsimiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin