Bölüm 31 - Yeni Bir Karar

247 12 8
                                    

Yaptığım her yanlışta zamanı geri alabilmeyi diledim. Bıkmadan,usanmadan her seferinde. Göz yaşlarımı ortaya koyarak belki. Olmayacağını bile bile tekrar tekrar denedim.

"Gözlerimi açtığımda bunlar olmamış olsun." Fısıltılarım etrafımda dönerken her seferinde gözlerimi açtığımda çıkmaz sokağa dönüyordum.

**

Gözlerimi bir kaç saniyeliğine yumup araladığımda hala ordaydım. Steve'in karşısında omuzlarım düşmüş,sırtım bir yay gibi kavislenmişti.

Odadaki eşyalar sanki suda yüzüyor gibi dolanıyor yalnızca Steve'in uzun bedeni karşımdaki koltukta dimdik kendinden emin,ince dudağının sağ tarafı fark edilecek şekilde havaya kalkmış duruyordu. Yanağındaki kat izlerini takip ederek yüzünde bakışlarımı dolaştırdım. Belki günlerce acı çekmişti o da. Benim yaşadıklarım onunkiler yanında umursanmayacak bir dereceydi. Suratındaki bu küçümseyici ifade geçmişinden ona bir lanetti belki.

Derin bir nefes alarak odanın eski haline dönmesini sağladığımda midemdeki bulantı ve kasılma kendini belli ediyordu. Bedenim bir yandan yanıyor fakat sırtımdan soğuk terlerin kaydığını hissedebiliyordum.

"Bana ne yaptın aşağılık herif?"

Tüm dengesizliğimle koltuğun kollarından destek alarak üzerine atıldığımda bu hareketimi bekliyor gibi yerinden fırladı. Kollarımı bileklerimden kavradığında güçlü ellerine direnebildiğim kadar direndim.

Dilini damağına bir kaç kez vurdu.

"Böyle hareketler benim küçük kızıma hiç yakışmıyor. Şurada iki medeni insan gibi konuşturmuyorsun Melody. İlla şiddet."

Bu kendinden emin sözleri,hareketleri ondan her saniye biraz daha nefret etmeme sebep oluyordu. Ellerim yavaş yavaş karıncalanırken ara sıra beni kendine yakınlaştırması delirme eşiğimden bir adım atmama sebep oldu. Sağ dizimi bacaklarının arasına tüm gücümle vururken sanırım ilk kez onun beklemediği bir hareket yapmıştım. Bileklerimden ellerini kaydırdığı an kapıya doğru ilerledim. Beyaz kapının demir kolunu açıyorken boğazından zorla çıktığı belli boğuk sesiyle bana seslendi.

"Buradan gitmek isteyeceğini sanmıyorum Melody. Bir kaç saat sonra kıvranarak ölmek istemiyorsan tabii ki."

Beyaz parkenin üzerinde biraz önce aldığı cenin pozisyonundan,dizlerinin üzerine kalkmıştı. Ona inanmak istemiyordum buna rağmen her zaman beni inanma sınırına getiriyordu.

Koltuktan destek alıp ayağa kalktığında kapıyı açıp bedenimin yarısını kapıdan dışarı çıkardım.

Ağır ağır ceketini düzeltip silkeledi. Geniş masasının arkasına geçip deri koltuğu oturmak için çekti. Gayet rahat hareketlerle varlığımı umursamazcasına masasındaki kağıtları dosyalara koydu.

Dirseklerini masaya yaslayıp ellerinin dış kısmını çenesine dayayıp bana baktığında yüzünde herhangi bir ifade okuyamıyordum.

"Çok istiyorsan gidebilirsin. Senin gibi yetişkin bir kızı engelleyemem ama söylediklerimin doğruluğunu anlayınca eninde sonunda benimle anlaşma yoluna gireceksin."

Avcumun içinde elimin sıcaklığıyla ısınmış demir kapı kolunu biraz daha kavradım. Öyle kendinden emin konuşuyordu ki karşısında ona karşı savunmasız kalıyordum.

Gözlerini bana dikmiş vaziyette karar veremeyeceğimi ve sağlıklı düşünemeyeceğimi anladığımda kapıyı arkamdan vurarak dışarı çıktım.

Terli alnımı parmak uçlarımla dolaştırdım. Başım deli gibi zonkluyor,kalbimin atışı kulaklarımda yankılanıyordu. Telaşla bir sağa bir sola dönerken ne binadan ayrılacak cesareti bulabiliyordum ne de odaya girip onunla anlaşma yapacak inancı bulabiliyordum.

Yıldız MevsimiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin