Bölüm 4-Korku

1K 62 10
                                    

Uzun bir araba yolculuğundan sonra Nathan'ın,öğrencilerin kaldığını söylediği gökdelenlere geldik.Güvenliklerden geçip asansöre bindik.
16.kata gelince asansör durdu.
Kocaman bir salona gelmiştik.İki yanımızda kısa aralıklarla balkonlar vardı. Odanın kenarlarında oturma grupları bir kaç lcd, oyun konsolları duruyordu.Teknoloji dolu oda klasik tarzda döşenmişti.Balkonlara attığım kısa bakışlar sonucu balkonlarda çeşitli eşyalar gördüm.

"O balkonlar kişiye özeldir." diye mırıldandı Nathan.
"Efendim?"

Sağdaki balkonlardan birine girdi.Peşinden ilerledim.Çok geniş bir alan değildi yerde bir kaç defter ve kalem atılıyordu.Sallanan ahşap sandalye ortama ne kadar tezat olsa da hoş bir hava katmıştı buraya. Nathan camdan yapılmış korkuluklara kollarını yaslamış şekilde manzarayı izlemeye başlamıştı.Mümkün oldukça ondan uzak durarak bende kollarımı korkuluklara yasladım.Rüzgar kuvvetle esiyordu.
Saçlarım yüzüme çarptığı için bir elimle hepsi arkaya attım.Yüzümü rüzgara -Nathan'ın olduğu tarafa-dönmek zorunda kaldım yüüme gelmemeleri için. Gözlerimi kapattım derin bir nefes aldım.

Deniz kokusu.

Karşıda kocaman bir orman ve arkasında tüm ihtişamıyla deniz vardı.Uzak da olsa çok güzel gözüküyordu. Güneş batmak üzere hazırlanırken etraf kızıllaşmıştı.

Ruhumun huzur bulmasını sağlayan denize her zaman minnettardım.Bunaldığımda kaçıp rahatladığım evimizin yakınındaki sahilde hissettim kendimi bir kaç saniyeliğine..
Evimi, ailemi, arkadaşlarımı şimdiden özlemiştim.Gözlerim buğulandı.Içimde tuttuğum göz yaşlarım isyan ediyordu bana.Bakışlarımı denize sabitledim.
Gözyaşlarım sessizce akmaya başladı.Yüzüme vuran kuvvetli rüzgar nefes almamı zorlaştırıyordu.Hayatımın ellerimden kayıp gitmesine izin vermek istemiyordum.Ailemin yanına döndüğümde onlara acı çektirmekten korkuyordum.İnsan duygusuz nasıl yaşayabilirdi? Ben duygularımla,hislerimle,hayallerimle bendim.Onlar yoksa ben de yoktum.Nathan'ın dediği gibi burda kalmak en mantıklısı mıydı? Sevdiklerimi hayatımın sonuna kadar göremeyecek olmak korkunçtu.Zihnime dolan düşüncelerle göz yaşlarım hıçkırıklarımla birleşti. Nahtan'ın beni duymaması için ellerimle yüzümü kapattım.Ağzımdan kaçan her hıçkırık kendimi daha çaresiz hissettiriyordu.Göz yaşlarım sanki birer iğne olup kalbime batıyordu.Vücudum titremeye başlamasıyla ellerimi yüzümden çekip derin nefes almaya başladım.Bir kaç saniyeliğine buğulu gözlerim Nathan'a kaydı.Arkasını dönmüş öylece duruyodu.O yanımda oldukça beni bekleyen felaket senaryoları zihnime hücum ediyordu.Gözyaşlarımı durduramıyordum.Yaşadıklarım berbat bir kabus gibiydi ve ben uyanamıyordum.
Titreyen bacaklarım sonunda beni taşımayı reddetmişti.Sırtımı korkuluklara dayayıp yere oturdum.Ellerimi tekrar yüzüme kapatıp hıçkırıklara boğuldum.
"Ağlama." Uzaktan gelen boğuk sese yöneldi gözlerim.Güneş artık gökyüzünden silinmişti,geride bıraktığı zayıf aydınlık Nathan'ı görmemi sağlıyordu.Yüzünü bana dönmemişti.Elimin tersiyle gözyaşlarımı sildim."Karşında çaresizce ağlamayı ben de istemezdim.Ama elimden gelen tek şey bu." Çatallaşan sesim konuşmamı bitirmeye zorladı beni.Bir kaç kez burnumu çekip yutkundum.Daha fazla ağlamamak için dişlerimi alt dudağıma geçirdim.
Bana dönüp,önümde eğildi.Parmak uçlarıyla ellerimi tutup beni ayağa kaldırdı. "Ağlamanı istemiyorum." Sesindeki nazik tını kulaklarımda uğulduyordu.Uzun süredir yere odaklanmış gözlerim,bir süre sonra Onun gözlerini buldu.Bana yardım edebilirdi.Belki çok iyi biriydi.Burda kalırsam gerçekten Ona güvenebilirdim belki ama gözlerinde görebildiğim tek şey karanlık geleceğimdi.
Yalnızlık.Korku.
Tekrar dolan gözlerimi ondan kaçırdım.
"Kendine yeni bir dünya inşa edebilirsin burda Melody.Yeni bir hayat kurabilirsin."
"İstemiyorum" diye mırıldandım sesimin Nathan'a ulaşıp ulaşmadığından habersiz.Balkonun duvarında küçük bir lamba yandı.Gökyüzü artık siyah çarşafını giymişti.Nathan'a bakmadan yerdeki kutumu alıp balkondan çıktım.Saçlarımı karıştırıp yüzümü örtmelerini sağladım.Biraz önce bomboş olan salon şuan tıklım tıklımdı.Salonun çıkış kapısına ilerlerken herkesin bana baktığından emindim.Dağınık saçlarımla ne kadar ürkütücü gözüktüğümü umursamadan elimle daha fazla karıştırdım saçlarımı.Kimsenin beni ağlarken görmesini istemiyordum.Yanımda Nathan'ın varlığını farkettikten bir kaç saniye sonra sırtımda elini hissetmemle vücudumdan sanki tüm kan çekildi.
"Sorulara maruz kalmak istemiyorsan.Hızlı yürü." dedi kulağıma doğru.Hala sırtımda duran ve daha hızlı yürümem için destekleyen elinden sanki vücuduma elektrik yayılıyordu.Yere bakarak hızlı adımlarla salondan çıktım.Nathan elini sırtımdan çekip cebindeki karta uzandı,vücudumdaki tüm kasların gevşediğini hissettim.Bir süredir nefes almadığımı ciğerlerime bol oksijen gönderirken anladım.

Yıldız MevsimiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin