Bölüm 30 - Günlük

244 16 12
                                    


Müzik: Bon Iver - Holocene

**

8 Haziran 2014

Yatağıma dizdiğim tüm oyuncakları bugün bahçede erik ağaçlarının oradaki yumuşak toprağın altına gömdüm. Çünkü Asya bugün bana bir iyilik yaptı. Bu defteri hediye etti. Doğum günüm olmadığını,parasını benim için böyle harcamamasını söyledim. Yine de onu vazgeçirdiğimi düşünmüyorum. Bu deftere nasıl seslenmem gerektiğini akşam yemeğinde verilen tatlıyı yerken düşünebilirim.

10 Haziran 2014

Merhaba dostum.

Aramızdaki arkadaşlığın ne zaman bu kadar ilerlediğini soracak olabilirsin. Tam olarak ne cevap vereceğimi bilmiyorum fakat sana böyle seslenmek benim fikrim değildi. Tüm akşam bu konu üzerinde düşünsem de bir karara varamayınca Briza teyzenin yanına gittim. O benim bu yurttaki arkadaşlarımdan biri. Yemeklerimizi yapıyor yemekhanenin büyük mutfağında. O bana seni çok seviyorsam sana "dostum" diye seslenebileceğimi söyledi. Sanırım seni seviyorum. Çünkü siyah en sevdiğim renk. Umarım sana dostum dememe kızmıyorsundur.

15 Haziran 2014

Merhaba dostum.

Saat çok geç olmasına rağmen uykum bir türlü gelmiyor. Çok daha küçükken geceleri uykum kaçtığında yavaşça odanın penceresini açıp dışarıdaki yıldızları sayardım. Gözlerim artık uzağa bakmaktan yorulduğunda hemen yatağıma yatar uyumaya çalışırdım. Fakat artık pek işe yaramıyor. Gözlerim uzağa bakmaktan yansa,sulansa da yatağa yattığımda uyku bir türlü bana uğramıyor. Sanırım yan ranzamda uyuyan şişko çocuk Cedro benim uykumu çalıyor. Tam derin bir nefes alıp karnını şişirdiğinde bir anda üzerine atılsam ve uykumu istesem sence verir mi? Yurttan atılmayı göze alamadığım için bunu yapamıyorum. Asya'nın dediğine göre buradan atılan çocuklar kurtlarla birlikte yaşıyormuş. Kimse onlara yatacak yer vermiyormuş. Bu riski göze alamadığım için bu planım sadece hayalimde kalıyor. Çok fazla konuştum sanırım dostum. Senin uykun gelmiş olabilir. İyi geceler.

...

20 Haziran 2014

Merhaba dostum.

Bugün Asya ile çalılıkların arasındaki toprakları tırnaklarımızla kazıp solucan yakaladık. Onları pişirmek için mutfağa götürdüğümüzde Briza teyze büyük bir çığlık atıp sarkık kollarını sağa sola sallandırdı. Ensemizden yakaladığı gibi bizi mutfağın arka kapısından dışarı attı. Elimizdekileri çöpe attıktan sonra ellerimizi güzelce yıkamamızı istedi. Dediklerini yaptık ve mutfağa geri döndük. Bizi baştan aşağı süzdü sanırım kendimizi temizlediğimize inanmadı pek. Elindeki fırçayla tırnaklarımızın aralarını söylene söylene temizledi. Asya çok küçükken annesinin de toprakla oynamasına kızdığını söyledi. Benim annem ne derdi diye düşündüm dostum. Hiç bir cevap bulamadım.

...

1 Ekim 2014

Merhaba dostum.

Havalar fazlasıyla soğudu bu yüzden yurttaki herkese atkı,bere ve ceket dağıtıldı. Ben her zamanki gibi beğendiğim kazakları,ceketleri kapamadım. Kırmızı bir atkı,koyu kahverengi kırçıllı bir ceket,lacivert bir şapka ve bir kaç çirkin kazak alabildim. Asya biraz para biriktirirse yün ve şiş alacağını söyledi. Bana güzel bir kazak örecekmiş. Ona zamanını daha önemli işlere harcamasını söyledim. Mesela kendine benim gibi bir sığınak bulabilirdi. Bir kaç gün önce bulduğum sığınak arka bahçedeki çalıların arasında. Toprağı biraz kazarak kendime oturacak bir yer yaptım. Bir kaç kitabımı da çalıların arasına sakladım. Tüm günümü orada geçirmek istesem de maalesef bunu yapamıyorum. Çünkü okula gitmem gerekiyor. Öğretmenimiz tüm gün bize bağırmaktan başka bir şey yapmıyor bu yüzden genelde sıranın altında kütüphaneden bulduğum kitapları okuyorum. Büyük yazılı bol resimli.

Yıldız MevsimiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin