Bölüm 12- Ahşap Ev

635 32 23
                                    

Geçmişte yaşananlar sırtınızda bir yük olarak gezer ömür boyunca.Kime anlatırsanız anlatın duygularınızı tam anlamıyla anlayamazlar.Kalbinizdeki şiddetli ağrıya merhem olamazlar.Sırtınızdaki yükü kendi sırtlarına geçiremezler.

Yoldaşların kaderleri,dertleri,mutlulukları ortaktı.Diğer insanlarla yoldaşlar arasındaki fark buydu.Yoldaşların kalpleri,zihinleri arasında soyut bir köprü vardı.
Köprüyü kendileri inşa ederler kendileri yıkarlardı.
Hazinelerini değerlendirmek onların elindeydi.

Parmak uçlarıma uğrayan karıncalar tüm bedenimi sarmış gibiydi.Nathan'ın donuk gözlerine bakarken zihnimdeki tüm kelimeler valizlerini toplayıp gitmişlerdi.Elindeki yün ceketi almam için biraz daha bana uzatırken tereddütsüzdü.Annesine ait bu anı üzerimde taşıyamaycağım kadar değerli olmalıydı.

"Nathan annenin ceketini giyemem ben.Onun her ilmeğinde annene ait bir anı var."

Dudaklarında hüzünle karışık bir tebessüm belirdi.Bana doğru bir adım attıktan sonra parmak uçlarıyla tuttuğu yün ceketi sırtıma bıraktı özenle.

"Bu eve 10 yaşımdan beri her hafta gelirim.O ceketle belki yüzlerce gün sokaklarda dolaştım.Aileme ait her eşyayı onlarca kez kullandım.Onlara biraz daha yakın hissedebilmek için.O yüzden artık o ceket benim ve ben de giymeni istiyorum.Ayrıca annem burda olsaydı annem de giymeni isterdi." Başını hafifçe yana yatırıp kaşlarını kaldırdı.

"Hadi çıkalım."

Kapıya doğru elleri ceplerinde ilerlerken bastığı bir kaç parke gıcırtısı boş evde yankılandı.Ceketin kollarından kollarımı dikkatlice geçirip hızlı bir kaç adımla Nathan'ın yanına ulaştım.

Bahçeye attığım ilk adımla yüzüme çarpan soğuk rüzgara bir süre sonra alışmıştım.Yanaklarıma yayılan hissizlik kulaklarımda da baş göstermeye başlamıştı.Ara sıra tersten esen rüzgar saçımı karıştırıyor,onları titreyen parmak uçlarımla kulağımın arkasına sıkıştırıyordum.

Gölün kenarına vardığımızda yere oturmak için eğildiğimde Nathan biraz daha ilerlememizi istedi.Kıyıdan ilerlerken ayaklarımızı daldırdığımız uzun boylu otlar yer yer gürleşiyor,yürümemizi zorlaştırıyordu.

Ağaçlardan gelen böcek sesleri gecenin sesine karışıyordu.Nereden geldiğini anlayamadığım köpek sesleriyle Nathan'a yaklaşmamın daha güvenli olduğuna karar verdim.

"Burda kurt var mıdır?" Nefes nefese Onun geniş adımlarına ayak uydurmaya çalışırken hala neden ilerlediğimizi düşünüyordum.Evden uzaklaşmıştık,soğuk bedenimi kuşatmışken üzerimdeki cekete biraz daha sarıldım.Nathan bana döndüğünde yüzüne düşen ay ışığı biraz olsun Onu görmemi sağlıyordu.

"Korkmana gerek yok ben yanındayım."

Dudaklarından dökülen kelimeler bir an için tüm soğukluğu almış,yerine sıcacık bir meltem bırakmış gibiydi.Ayın yansımasını ela gözlerinde izlerken gökyüzündeki görüntüsünün bu kadar güzel olduğunu hatırlamıyordum.

Yakından gelen köpek sesleriyle yerimde hoplarken,Nathan ne zaman gittiğini anlayamadığım şekilde ilerlemişti.Hızla ayağımı daldırdığım otların arasından çıkabilecek her canlı türü midemin kasılmasına sebep oluyordu.

Nathan'ı arayan gözlerim sağımda tahta bir iskemlede otururken gördüğümde kocaman açılmıştı.Yanındaki iskemleye doğru uzattığı elini belli belirsiz görebiliyordum.Etraftaki ihtişamlı ağaçlar iskemlelerin olduğu yere gölge yapıyor,ay ışığını kıskanırcasına engelliyordu.

Yanındaki tahta iskemleye oturup ayaklarımı sandalyenin ayaklarına dayadım.Başımı geriye yaslayıp ormanın sesini dinledim bir kaç dakikalığına.Ara sıra kulağıma çarpan köpek sesleri artık beni tedirgin etmiyordu.

Yıldız MevsimiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin