Artık öğlene doğru iyice sıkılmıştık.
Kaan- ulan böyle olacağını bilseydim gidip zombi olurdum.
Deniz- aynen. Hiç korkmazdın.
Kaan- ya baksana can sıkıntısından ölüyorum.
Deniz- yat uyu. Evinde sabahtan akşama kadar uyuyan sen değil miydin? Şimdi de uyu.
Kaan- uykum yok. Ayrıca güneş tam tepede bu ışıkta nasıl uyuyayım?
Deniz- e söylenme o zaman!
Onlar konuşurken ben de mağaranın derinliklerinden bir ses duydum. Tabiki zombi sesi.
İzgi- içeride zombi var!
Bunu kısık ama telaşlı bir sesle söylemiştim.
Buse- ne zombisi?
İzgi- ya bildiğimiz zombi işte duymadınız mı sesini?
Aral- ben birşey duymadım.
Derken tekrar bir ses duydum. Bu sefer benle birlikte herkes duymuştu.
İzgi- şimdi duymuşsunuzdur herhalde?
Deniz ve Kaan zombiyi öldürmeye gideceklerdi fakat Ela da onlarla gitmek istedi. Normal, söz konusu Aral olunca bunu bende yapıyorum.
Ela- ya ben de geleceğim!
Deniz- Ela saçmalama.
Ela- bak beni gözünün önünde tutmayı kabul edip yanında götürmezsen bende kendim gelirim ve o zombi beni ısırır!
Deniz bunu duyunca tabiki Ela'nın isteğini kabul etti. Beraber zombiyi bulmaya gittiler.
Biz burada korku içinde dururken ilk önce bir silah sesi duyduk. Daha sonra bir çığlık sesi... Bu iyiye işaret değildi. Sonra Deniz'in sesini duyduk. Hepimiz anlamıştık. Ela gerçekten ısırılmıştı. Çılgınlık! İki dakika önce burada ısırılmakla bizi tehdit eden kız gerçekten ısırılmıştı. Sonra bir iki kez daha silah sesi duyduk. Biliyorduk ki bu seslerin biri geldiğinde zombi, diğeri geldiğinde de Ela ölmüştü. Deniz susmuyordu. Feryatları acı doluydu. Muhtemelen bir süre böyle olacaktı.
İzgi- düşündüğümüz gibi olamaz değil mi?
Buse- yok, yani olmaz herhalde yaa.
İkimizde burada ağlamaya başladık. Korkuyorduk. Ela'yı ölü bir zombiyken görmekten, Kaan ve Deniz'in yıkılmasından korkuyorduk. Çünkü Kaan arkadaşını zombi olduğu için kendi elleriyle öldürmüş, Deniz'de sevgilisinin ilk önce zombi olduğunu daha sonra da arkadaşının sevgilisini öldürdüğünü görmüştü. Bu olayları kaldırması kolay değildi.
Geldiklerinde ikiside darma duman olmuşlardı. Deniz'in kollarında Ela'nın ölü bedeni vardı. Görmemek için ellerimle gözlerimi kapattım. Görmek istemiyordum çünkü korkacağımı biliyordum. Daha sonra ellerimi açmak zorunda olduğumu fark ettim. Sonuçta Ela'yı bir daha göremeyecektik. Ne kadar korkunç.
Deniz- dedim, gelme dedim sana. Neden birkere bile olsun söz dinlemiyorsun!? Neden yapıyorsun bunu bize!
Kaan hemen orada olduğu yere oturdu. Buse'de yanına gitti ve sessizce onu teselli etmeye çalıştı.
Bense olduğum yerde kalmıştım. Aral da benim gibi. İkimizde tek kelime edemiyorduk. Ama benim suratımda daha çok korku dolu bir ifade varken Aral ifadesiz bakıyordu.
Bir süre daha bekledikten sonra gitmemiz gerektiğine karar verdik çünkü biraz daha burada kalırsak bizim için iyi olmayacaktı fakat Deniz gelmek istemiyordu.
Aral- Deniz artık gitmemiz gerekiyor. Biliyorsun burada daha fazla kalmamızın bir anlamı yok.
Deniz- siz gidin.
Aral- Deniz saçmalama. Hadi kalk.
En sonunda Deniz'i ikna edip çıktık.yine karanlıkta yürüyorduk ama bu sefer kimse konuşmuyordu. Ve bir kişi tek kalmıştı. İşte bu Denizin yarasına tuz basmak gibi bir olaydı. Buse, Kaan ile, ben de Aral ile yürüyordum ama sandığınız gibi değil. Sadece birbirimize yakın duruyorduk.
Tahminen yaklaşık iki saat sonra ormandan çıktık. Zaten bu ormana gitmek bir hataydı.
Artık bir yanımız orman, diğer yanımız uçurum olan bir yolda yürüyorduk. Hava karanlıktı ve bizim el fenerimiz bile yoktu.
Biz yürürken önümüzde birinin daha yürüdüğünü gördüm. Ama tabiki çok ama çok zor görüyordum.
İzgi- sence insan mı zombi mi?
Aral- yürümesinde bir aksaklık görmüyorum bence insan.
Biraz Kaan ve Buse'ye yaklaştık.
İzgi- ne dersiniz?
Kaan- ben hiç bulaşmayalım derim.
Buse- ben bir anormallik görmedim. Gidebiliriz bence.
İzgi- bir de Deniz'e sorsak?
Aral- soralım.
Beraber yürüyorduk ki Kaan'ın da bizimle geldiğini gördüm.
İzgi- Kaan sen arkada kalsan daha iyi olur. Şimdi seni görmesin.
Kaan-tamam.
Bunu hislerini apaçık belli eden ama size anlatamayacağım bir tonda söylemişti. İçim sızladı.
Deniz'in yanına gittik.
İzgi- Deniz şurada birisi var gördün mü? Yanına gidelim mi?
Deniz- siz bilirsiniz. Ben ne derseniz uyarım.
Sesinde bir gram duygu yoktu. Dönük ve insanı tedirgin ediyordu.
Aral- tamam o zaman gidelim.
Kaan'ı da aldık ve bu tanımadığımız kişiye doğru hızlı adımlarla yürümeye başladık.
İlerledikçe görüyorduk ki bu kişi bir kızdı.
Yanına vardık. İlk bizi görünce tedirgin oldu.
Buse- sakin ol sadece tanışmaya geldik. Adın ne?
Selin- Selin.
Selam zombiler.
Bu aralar aklıma fikir gelmiyor ama sizi daha fazla bekletmek istemedim yazdığım kadar artık.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BÜYÜK TEHLİKE: ZOMBİ
Fantasiabilim kurgu ve macera severler, buraya! Arkadaşım Aral ile hayatta kalmayı başardık. Hikayemizi şimdi size anlatmak istiyorum.bizim yaşamamız kolay olmasada size iyi okumalar!