1.BÖLÜM:BAŞLANGIÇ

268 26 15
                                    

Merhaba! Ben İzgi. Şu anda on dokuz yaşındayım. Canımdan çok sevdiğim, herşeyi beraber yaşadığım Aral ise yirmi bir yaşında. İkimiz de ailelerimizi çok büyük bir salgında kaybettik. Kayıplarımızın üzerinden iki yıl geçmesine rağmen iyi olduğumuzu düşünmüyorum ama mutluyuz. Aral benim sınıf arkadaşımdı. İsterseniz daha fazlasını hikayemizi okuyup öğrenebilirsiniz..

BAŞLANGIÇ:

Her zaman yaptığım gibi kalktım ve üzerimdeki geceliklerimi çıkarmadan aşağıya indim. Annem kahvaltıya çağırıyordu. Kahvaltı masası o kadar lezzetli duruyordu ki hemen oturmak istedim fakat önce elimi yüzümü yıkamam gerekiyordu. Hemen banyoya koştum. Karşımda bir saattir yüzünü yıkamaya uğraşan kardeşimi gördüm. O kadar sinirlendim ki hemen o salağı kenara itip iki dakikada işimi bitirip kahvaltı masasının yanında belirmiştim ki o küçük salağın beni anneme şikayet ettiğini duydum. "Hey! Bir kere saat tam sekiz acele etmezsem okula geç kalacağım. Ayrıca daha duş almam gerekiyor. Ne bekliyordun. " dedikten sonra annem gözlerini devirerek ocakta bıraktığı omlete geri döndü. Onu tabağa koyup sofraya indirdi.

Kahvaltımı yaptım ve duşumu aldım. Şimdi sırada çantamı hazırlamak vardı. Hemen ders programına baktım. Artık hazırdım. Kapının önüne çıktım ve servisi beklemeye başladım. Dışarısı daha yeni yeni aydınlanıyordu. Servisi beklerken karşıdan geçen bir adama gözüm takıldı. Yalpalıyordu ve sanki suratı yanmış gibiydi. Kısacası korkunç görünüyordu! Hemen anahtarımı çıkardım ve tam eve girecekken servis geldi. Kapıyı tekrar kapatıp servise doğru ilerledim. Tam servisin yakınlarında adam resmen bana baktı ve koşmaya başladı. Ödüm patlayarak servise bindim. "Harun ağabey kapat kapıyı kapat!" dedim ve arkaya doğru ilerledim. "Ne oldu? Bir sorun mu var İzgi? " "Yok harun ağabey teşekkürler. " dedim ve arkaya doğru ilerledim ama sadece Aral'ın yanı boştu. Başımı önüme eğerek yanına oturdum. Bu çocuk sınıftaki en iyi kişilerden biridir ama çok konuşmaz.

Servis okulun önünde durduğunda sıra sıra herkes indikten sonra ben ve arkamda Aral da indik. Fakat iner inmez size daha önce anlattığıma çok benzeyen bir adam bana doğru koşmaya başladı. Suratı kan içindeydi ve o kadar korkunçtu ki anlatamam.

Aral hareket edemeyen beni bir anda kolumdan tuttu ve  sürüklercesine okulun bahçesine çekti. Daha güvenlik gelmemişti ama kapıyı kapatabilirdik. Ve öyle de yaptık. "Sen iyi misin İzgi?" ifademi değiştiremeden ona baktım ve " B-ben az önce hayal mi gördüm yoksa o adamın suratında kan mı vardı?! " derin bir iç çekerek cevap verdi. "Hayal görmedin. Garip birisiydi. Muhtemelen tekin bir insan değildi. Sen neden orada kaçmadın? Çok korktuğun belli ama orada öylece duruyordun.. " Bir anda anlamaya çalışarak duraksadım ve "Bilmiyorum.. Sanki, sanki ben kaçmaya çalışırken elim ayağım boşaldı. Korkudandır herhalde. Teşekkür ederim. " Dedim. Bana baktı ve gülümseyerek "Ne demek. Sanırım ilk arkadaşım sen olacaksın. Ve iyi anlaşacağımıza eminim. Hadi derse geç kalacağız. " ikimizde yürümeye başladık. Bana az önce ilk arkadaşım demişti. Belkide bir insanın hayatının değişmesine ve sessizliğinden kurtulmasında yardımcı olacaktım. Bu çok heyecan vericiydi.

Sınıfa geldiğimizde öğretmen gelmemişti ve bizde gelen ilk iki kişiydik. Bekledik ama okulda bizim servisle gelen kişilerden başka kimse yoktu. Bizde telefonlarımızı açtık. Dışarıdan saçma sapan hırıltı sesleri geliyordu. Aral bir anda kafasını kaldırdı ve bana baktı. Telefonuna baktığımda haber okuduğunu görebiliyordum. "Ne oldu? Birşey mi gördün? " bana telefonunun ekranını haberi okuyabileceğim şekilde çevirdi. Haberde buzulların erimesi ile çıkan bir virüs ve etkilerinden bahsediliyordu fakat ben buna pek inanmamıştım. Tarihi bir hafta önceyi gösteriyordu. "Yalan bunların hepsi, ben inanmıyorum. " dedim fakat kafasını sallayıp ciddi bir ses ile "Bu en güvenilir haber sitesi. Bir düşünsene İzgi sabah senin gördüğün o adam ve okula bizim servis dışında kimsenin gelmemiş olması.. Bunlar bana gerçekmiş gibi geldi. " daha sonra suratım asıldı. Aslında söyledikleri mantıklıydı. Bende korkmaya başlamıştım.

BÜYÜK TEHLİKE: ZOMBİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin