Bölüm 18 /// Tek Seçenek, Hükmü Belirler ve Seni İstemediğin Hayata Mahkûm Eder.

14 2 30
                                    

Hoş geldiniz!
Keyifli okumalar dilerim^-^/

Sercan daha fazla bekleyemedi ve karınları doyduktan sonra oradan uzaklaştı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Sercan daha fazla bekleyemedi ve karınları doyduktan sonra oradan uzaklaştı. Yiyecek uğruna iki arkadaşını feda etmenin ağırlığı hâlâ üzerindeyken bir üçüncüyü kaldıramayacağını düşündü. Zira bugünlerde verilen her mola, beraberinde ölümün çığlığını da işittiriyordu. Kaybettikleri her saniye, onları bir musibete adım adım sürüklüyordu. Erzincan'daki ağır havayı solumak artık imkânsızdan da öteydi.

Ayrıca aşağıda buldukları not da vardı. Sekiz Og nihayet harekete geçme kararı aldıysa önemli bir gelişme olduğu muhakkaktı. Aran'ın kimle görüştüğünü ve neler öğrendiğini merak ediyor, bu devirden bir kurtuluş olup olmadığını bilmek istiyordu. Eğer bir çare var ise onu bulup getirmeye ant içti. Nihayet etrafı bu denli kalabalıkken daha fazla kayıp verip de yalnız kalmak istemiyordu. Teknik olarak hiç yalnız kalmamıştı ancak tattığı duygular da kısıtlıydı. Son birkaç yılda elde ettiklerini elinde tutmak için gereken neyse yapmaya hazırdı. Yeter ki çıkar bir yol bulabilsindi!

Çelimsiz ne kadar yalvardıysa da kâr etmemiş, Sercan'ı kararından vazgeçirememişti. Böyle güçlü bir gruba katılmak ve onlarla birlikte hayatta kalmak istemişti. Çırpınışları fayda vermeyince olduğu yerde çöktü kaldı. En zayıf üye olan Nehir’in boğazına bıçak dayayıp gruba zorla girmeyi düşündü. Ama birkaç saat evvel küçük kızın ağlamasıyla gerçekleşen olayın anısı, onu durdurmaya yetti. Çünkü Sevim'in akıbetine uğramaktan korkuyordu.

Çaresizlik, hükmünü verince kendini tozlu geçmişine adım atarken buldu. Lideri Ayhan'dan af dileyecek ve aynı hatayı tekrar yapmamaya yemin edecekti. Şayet affedilirse daha önce yaptığı gibi hayatına devam edebilecekti. O, şehir merkezine giren yabancı grupları avlayan takımdandı. Göz korkutmak maksadıyla önce birini öldürecekler, hayatta kalanları tek öğünlük yemek vaadiyle alışveriş merkezinin en alt katına indirteceklerdi.

"Belki biz de kendi grubumuzu kurar ve bu şehirden ayrılırız." dedi şişko arkadaşı hevesle.

Yola düşen grubu çaresizlikle izleyen Çelimsiz ona hayretle baktı. Duyduklarına inanamıyor, arkadaşının aklını peynir ekmekler yediğini düşünüyordu. "Hayatta kalamayız. Bizim gibi insanlar ne yapabilir ki? Hemen öldürülürüz. Hem göz korkutmak adına bir sürü kişiyi öldürdük. Onların arkadaşlarıyla karşılaşırsak ve bizi tanırlarsa kendimizi savunamayız bile. Burada sayıca fazla olduğumuz hâlde, sırf şehrimize dokunulmadı diye başka şehirden gelenler bizi perişan etmişti. Ayhan gelip de liderlik yapmasaydı, biz onun koruması altına girmeseydik şimdi hayatta olur muyduk sanıyorsun?" Şişko adam tam cevap verecekken Çelimsiz ona fırsat dahi tanımadı ve ivedi bir edayla konuşmasına devam etti. "Ben cevap vereyim: Asla! Yanımızda güçlü biri olmadan asla hayatta kalamayız. Biz güçsüzüz ve her daim ezilmeye mahkûmuz."

Şişko adam, arkadaşının patlak veren duygularını dikkatle dinledi. Çelimsiz hep böyleydi; kararları kesin, ifadeleri net ve duyguları berraktı. Onun hayatında karmaşaya yer yoktu. Mecbur kalmadıkça dayanağı olmayan bir işe kalkışmaz ve vaktini kesin olmayan şeylere heba etmezdi.

Nefes Alan HapishaneHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin