B22- Ateş ve Toprak Bir Oluyor 🔥🔥🔥+18

56 7 0
                                    

BU BÖLÜMDE YETİŞKİN SAHNE BULUNMAKTADIR. SAHNE BAŞINDA VE SONUNDA **** İŞARETİNİ GÖRECEKSİNİZ. BU SAHNEYİ ATLAMAK İSTERSENİZ HİKAYE AKIŞINDA BİR EKSİKLİK YAŞAMAZSINIZ. KEYİLFİ OKUMALAR DİLERİM. YORUM VE OYLARINIZ İLE HİKAYEME OLAN GÖRÜŞLERİNİZİ BİLDİRMEYİ UNUTMAYIN LÜTFEN ❤︎

Rhea:

Düğün hazırlıkları beklediğimden daha sorunsuz geçmişti. Flora Teyze bana annemin gelinliğini gösterdiğinde çok mutlu olmuştum.

'' Ah Rhea annen seni görse seninle gurur duyardı.'' Beni hazır gördüğünde gözleri dolmuştu.

'' Teşekkür ederim Flora Teyze. Onu gururlandırmak için elimden geleni yapacağım.''

Kapıda Alaz'ı gördüğümde nefesim kesildi. Her zaman güçlü ve yakışıklıydı. Ama şu an tam bir kral gibi görünüyordu. Bana nazaran daha çok göz dolduruyordu. İçeri girdiğimizde herkesin bizim için gösterdiği çabaya hayran kalmıştım. Her zaman sade sessiz bir tören ile evleneceğimi düşünürken dünya üzerinde ki bütün kral ve kraliçelerin önünde hiç kimsenin yapmadığı bir tören ile evleniyordum. Hem de kendimden çok sevdiğim biri ile. Alaz'ın yeminlerimizden sonra söyledikleri duyup duyabileceğim en güzel sözlerdi. Soyu devam ettiremesem bile onun yanında benden daha iyi bir kraliçe olamayacağını kanıtlamak için elimden geleni yapacaktım.

Rüya gibi bir tören olmuştu. Rahipler hediyelerini verip salondan ayrılmışlardı. Ateş Ulusu herkesi korumakla görevliydi. En ufak bir aksaklıkla hemen ilgileniyorlardı. Su Ulusu bizim için çeşitli gösteriler yaparak adeta göz zevkimizi arttırmıştı. Toprak Ulusu birbirinden lezzetli yiyecekler hazırlamıştı. Hava Ulusu büyük bir disiplinle davetlilere hizmet ediyorlardı. Gecenin sonunda kral ve kraliçeler evliliğimiz için tebrik ettiler. Altı ay sonra bizi beklediklerini söyleyerek ayrıldılar. Sarayın en üst katında bizim için hazırlanan odaya girdiğimizde uzun zamandır heyecanla beklediğim an gelmişti.

*******

Alaz kapı kapandığı an beni öpmeye başladı. Sanki ilk defa birbirimize kavuşmuş gibi öpüşüyorduk. Önce kafalarımızda ki taçları çıkardı.

'' Ah Rhea... çok güzelsin...'' diyerek boynumdan aşağı doğru öpmeye başladı. Öptüğü yerleri ufak ufak öptükçe içimde ki alev yükseliyordu. Arkamı çevirdi ve omzumdan sırtımın aşağısına doğru öpmeye devam etti. Elleriyle gelinliğimin arkasını açıyordu. Gelinliğim bedenimden yere doğru düştüğü an tamamen çıplaktım.

'' Sen altına hiçbir şey giymedin mi?'' sesinde ki şaşkınlık beni gülümsetince ona doğru döndüm.

'' Böyle daha hoşuna gideceğini düşündüm.'' Dediğimde yüzünde seksi bir gülümseme oluştu. Ceketini ve gömleğini çıkardım. Pantolonunu çıkaracakken beni durdurdu.

'' Acele etme önce seni biraz daha hazırlayalım.'' Diyerek belimden beni kaldırdı. Bacaklarımı ona doladığımda elleri kalçalarımı buldu. Bu şekilde yatağa oturdu ve bir eliyle bir göğüs ucumu okşarken dudaklarıyla diğer göğüs ucumu emmeye başladı.

'' Ah... Alaz...ben....daha...fazlasını....istiyorum...'' kesik nefeslerle bunu söylediğimde sırtım yatağa gelecek şekilde beni çevirdi. Alnımı, yanaklarımı, burnumu şefkatle öptü. Sıra dudaklarıma geldiğinde önce göz göze geldik. Gözlerinin kırmızısı daha parlak görünüyordu. Dudaklarımdan başladı, kulak mememi dişleriyle hafif çekti. Boynumdan aşağı doğru devam ederken ne olacağını merak ediyordum. Dudakları bacak aramın hizasına geldiğinde nefesini orama üfledi. Bu yaptığı belimi havaya kavislendirince bir eliyle karnımdan bedenime bastırarak beni sabit tutmaya çalıştı. Dilini özel bölgemde hissettiğimde zevkten hareket etmek istiyordum. Ama güçlü eli buna izin vermiyordu.

'' Alaz!'' diyerek çığlık atmıştım. Bu daha da hızlanmasını sağlamıştı. Derken ağzını çekti ve üstüme geri çıktı. Bu sefer ben onu ters çevirdim ve üstüne çıktım. Boynundan aşağı dilimle hareket ettim. Pantolonunu ve iç çamaşırını beraber çıkardığımda Alaz çoktan sertleşmişti. Onun yaptığı gibi önce sertliğine doğru nefesimi verdim. Daha sonra ağzıma aldım ve kafamı aşağı yukarı oynatmaya başladım. Bir elimle ağzıma sığmayan yerlerini okşuyordum.

'' Rhea... çok iyisin...devam et...'' dediğinde biraz daha hızlandım. Ağzımdan çıkarıp tekrar öperek yukarı doğru geldim. Özel bölgemi sertliğine sürterek gözlerinin içine bakarak ne kadar zevk aldığımı ona göstermek istiyordum. Birden ellerini belime koydu ve beni ters çevirdi. Bedeninin altında kendimi çok küçük hissediyordum. Bu sefer o sertliğini bana sürtmeye başladı. Gözlerimin içine bakıyordu.

'' Rhea... daha fazla... dayanamayacağım... hazır mısın?'' diye sorduğunda kafamı yalnızca evet anlamında sallayabilmiştim. Daha önce hiçbir şey için bu kadar hazır olmamıştım.

Önce ucunu yavaşça ileri geri gelerek alıştırmaya çalıştı. Daha sonra yavaş yavaş içeri girmeye başladığında ikimizde nefesimizi tutmuş bir şekilde birbirimize bakıyorduk. Tam anlamıyla içime girene kadar göz temasını kesmemiştik. Artık içime tam olarak girdiğinde canımın yandığını hissediyorum. Gözlerimi sıkı sıkı kapatmıştım. Gözlerimin üstünü yavaşça öptü.

'' Biraz acıyabilir. Ama merak etme bir süre sonra alıştıkça zevk, acının üstüne çıkacak. Olabildiğince yavaş hareket edeceğim Rhea. Bana güvenebilirsin.''

'' Sana güveniyorum.'' Diyerek katlanmaya çalıştım. Alaz gerçekten çok yavaş hareket ediyordu.

'' ah Rhea... çok darsın...''

'' Bu bir sorun mu?''

'' Hayır asla... sadece yavaş hareket ettikçe ... dayanmam zorlaşıyor...'' dediğinde biraz daha hızlanmaya başladı. Artık canımın acıması geçmişti. İçimde ki zevk her şeyi unutturmaya başlamıştı.

'' Daha hızlı... Alaz..'' dediğimde bir yandan hızlanırken bir yandan hiç öpmediği kadar sert öpüyordu beni. O hızlandıkça zevkten çığlık atmamak için zor tutuyordum kendimi. Artık öpüşmüyor resmen dudaklarımızı, boynumuzu ısırıyorduk. Bir süre sonra Alaz daha sert olmaya başladı. Kalçamı biraz daha havaya kaldırdığımda bedenlerimiz mükemmel bir uyum içinde birbirine çarpıyordu.

'' Alaz...ben...''

'' Rhea... bende...'' dediği an ikimizde son kez bedenlerimizi çarpıştırarak büyük bir inleme ile sona gelmiştik. Bir süre daha içimde bekledi. Köprücük kemiklerime öpücükler kondurarak yavaşça içimden çıktı ve yanıma uzandı. Kolunu kaldırdı ve ona doğru sokuldum.

********

İlk beraberliğimiz bu şekilde olmuştu.

'' Nasıl hissediyorsun?''

'' Harika hissediyorum. Yalnızca bacaklarım sızlıyor.'' Yüzünü çevirip alnımdan öptü.

'' Yakında alışacaksın merak etme.''

'' Böyle güzel bir hisse alışmak istemiyorum.'' Dedim. Yataktan kalktı ve beni kollarıyla banyoya taşıdı.

'' Ne yapıyorsun?''

'' Hadi seni yıkayalım ve uyuyalım. Yarın geri dönüyoruz. Dinlenmeye ihtiyacımız var.''

'' Seni seviyorum Ateş Prensi.''

'' Ben de seni seviyorum Toprak Prensesi.''

Bundan birkaç ay önce ben ulusların pazarlığında ki Toprak Prensesiydim. Ateş Prensi ile mecburi bir evlilik yapmak üzere ona gönderilmiştim. Şimdi ise ben yalnızca Ateş Prensine aşık bir Toprak Prensesi olmuştum.

Ben Ateş Ulusu'na itilen Toprak Prensesiydim. Dünya üzerinde bana zarar vermeyecek tek ateşe itilmiştim.

Ulusların Yok Oluşu: Ateş Ulusu'na İtilen Toprak PrensesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin