Rhea:
Ulusların toplantısı çok ilgimi çekmişti. İlk defa başka ulusları tanıma şansı yakalamıştım. Bu sırada ailemden olabildiğince uzak durmaya çalışıyordum. Toplantılar sırasında her ulusun kendi derdi ile kendi uğraştığını düşünmüştüm. Halbuki herkesin ihtiyacı olan başka bir çözüm diğer ulusta vardı. Örneğin Su Ulusu'nun dağlardan su taşımasına güç bakımından Ateş Ulusu çok rahat yardım edebilirdi. Hava Ulusu'nun toprak problemine Toprak Ulusu, Toprak Ulusu'nun değişen hava sorununa Hava Ulusu çözüm bulabilirdi. Ateş Ulusu'nun güvenlik sorununa bütün uluslar yardım edebilirdi. Dört ulus her ne kadar birbirlerinden uzak görünseler de aslında bir ahenk içinde olabilirlerdi. Bunu gerçekten göremiyorlar mıydı yoksa görmezden mi geliyorlardı bilmiyordum.
Beşinci gün yapılabilecek onca şey varken çözümü artık burada olmayan insanlardan beklemeleri benim için son nokta olmuştu. Söz alıp konuştuğumda bir an herkes susmuştu. Hava Kralı nasıl bir anlaşmadan söz ettiğimi sorduğunda ulusların birbirleri için yapabileceklerinden bahsettim. Daha sonra söze Su Kralı girdi.
'' Fikrin düşünce içinde güzel Prenses Rhea ama pratiğe dökebilmek için yetersiz olduğunu düşünüyorum. Bize bununla ilgili daha detaylı bir anlaşma hazırlayıp önümüze getirebilirsen belki denemek için bir şans verebiliriz.''
'' Teşekkür ederim Su Kralı fakat benim bürokratik bir süreç hazırlamam pek mümkün değil.''
'' Prenses bugüne kadar bize ortak bir çözüm sunan tek kişi sizsiniz. Böyle bir anlaşmayı fikri verenin hazırlamasını hem daha adil hem daha gerçekçi buluyorum. Teklifim şu bize bir anlaşma hazırla ve bu sürecin başında sen durursan Su Ulusu teklifi destekleyecektir.''
'' Su Kralı'na katılıyorum. Ateş Ulusu'nda ki Toprak Prensesinin sürecin başında olması şartı ile Hava Ulusu da teklifi destekleyecektir.''
'' Toprak Kralı olarak kızımın böyle bir süreçte rol oynaması bana güven verir.''
'' Ateş Kralı olarak tabi ki Prenses Rhea'ya desteğim her zaman arkasında olacaktır.'' Ne diyeceğimi şaşırmıştım. Hava Kraliçesi konuşmaya başladı.
'' Bu anlaşmayı bugün akşama kadar hazırlaması yalnızca hatalara daha çok yer açacaktır. Bizlerinde aynı anda bir arada bulunmasının zor olduğunu düşünüyorum. Bu konuda bir karara ayrı ayrı varamayız.'' Fısıldayan sesler artmaya başlamıştı. Herkes bir yandan bu konuya bir çözüm bulmamı isterken Alaz ayağa kalktı.
'' İzninizle bununla ilgili bir fikrim var. Bildiğiniz gibi Prense Rhea ile beş hafta sonra evleneceğiz. Bu konuda herkesin Ateş Ulusu'na yolculuğunun kolay olmadığının farkındayım. Eğer herkesin onayı olur ise düğünümüzü burada ortak sarayda yapmaya ne dersiniz?'' işler beklediğimden daha çok büyümeye başlamıştı.
'' Düğünden bir hafta önce hepimiz burada toplanır ve prensesin hazırladığı anlaşma hakkında konuşabiliriz. Daha sonra düğün hazırlıkları dört ulusun birlik olması ile başlayabilir. Bu şekilde hepimiz dört ulusun bir arada nasıl bir iş başardığına tanık olabiliriz.''
Gerçekten zeki bir adamla evlenecek olmak büyük bir mutluluk veriyordu. Yalnızca bana destek olmamıştı. Aynı zamanda anlaşmanın olabilmesi için herkesin görmesi gerekeni görmelerini sağlayabilirdik. Elini tutarak bu fikri desteklediğimi gösterdim. Su Kralı ayağa kalktı ve alkışlamaya başladı.
'' Ateş Prensi gerçekten çok güzel bir fikir ortaya attın. O zaman Prenses Rhea düğün hazırlıkları için hangi ulusun ne yapması gerektiğine karar vermesini istiyorum.'' Bunu bu süreci nasıl yürüteceğimi görmek istediği için istemişti. Salonda ki herkes bunu kabul etti. Akşam yemeğinde tekrar buluşmak için odalarımıza döndük.
'' Alaz ben ne yapacağım?'' panik hali şimdi gelmişti.
'' Rhea bu zamana kadar ki en muhteşem fikri ortaya attın. Bu işe yararsa ki yarayacağından eminim dört ulus içinde farklı bir dönem başlayacak.'' Alaz'ın gözlerinde ki gurur bana cesaret veriyordu.
'' Bugün yaptığın şey Rhea belki de umutsuzca ilk doğanlara bağladığımız iplerimizi kesebilir.''
'' Tabi eğer işe yararsa.''
'' Her zaman yanındayım biliyorsun. Bu süreçte neye ihtiyacın olursa olsun Dünya'nın Kalbi'ne bile ihtiyacın olsa gidip bulacağım. Söz veriyorum.'' Ben bu adamı daha ne kadar sevebilirdim acaba merak ediyordum. Her gün onu daha fazla sevebileceğim nedenler vermeye devam ediyordu.
Akşam yemeği çok sesli geçiyordu. Bir sürü insan yanıma gelip neler düşündüğümü soruyordu. Ama aklımda sadece bahsettiğim fikir vardı. Geri kalanı ile ilgili bir şey düşünmemiştim. Dans zamanı geldiğinde Alaz beni kalabalığın arasında çekip dışarı çıkardı.
'' Ne yapıyorsun dans etmemiz gerekmiyor mu?''
'' Evet gerekiyor.'' Diyerek beni bahçenin ortasına çekti ve elini uzattı. Gülümseyerek ona eşlik ettim. İçeride ki müziğin sesini duyabiliyorduk. Ama onun dışında duyduğum tek ses birbirimizin nefes sesiydi. Bütün bu karmaşadan uzak Alaz ile ahenk içinde dans ederken kendimi çok özgür hissediyorum.
'' Festival günü dans ederken de böyle gülümsüyordun. Bu gülümsemenin nedeninin şimdi ben olması beni çok mutlu ediyor Rhea.''
'' O gün seninle dans ederken de böyle mutlu hissediyordum. Her şeyden uzak sadece seninle olmak istediğim tek şey oldu Alaz.''
'' Seni seviyorum Rhea.''
'' Seni seviyorum Alaz.'' Diyerek öpüştüğümüzde Dünya'nın durduğuna emindim. En azından benim dünyam durmuştu.
Gece sonu bütün kral ve kraliçeler merakla beklediklerini söyleyerek bir ay sonra görüşmek üzere veda ettiler. Bizde ulusumuza geri döndük.
Bir ay boyunca Alaz ve ben ulus işlerinden uzak durup bu anlaşma için hazırlandık. Marlene ve Dina yorgunluktan hastalanmamamız için ellerinden geleni yaptılar. Colin kaynakları bulmamızda yeri geldi farklı uluslarla konuşarak yardımlar buldu. Kral ve kraliçe herkesi nasıl ikna edebileceğimiz konusunda bize çok destek oldular. Sonunda bitmişti.
'' Dört ulus kendi seçtikleri birer bükücüyü diğer uluslara gönderecek. Bunlar prens ve prenseslerin dışında ki kişiler olacaklar. Her hafta birer rapor hazırlayıp dört ulusa gönderecekler. Herhangi birine verilen kasti bir zararda o ulus bundan sonra hiçbir zaman toplantılara katılamayacak ve hiçbir ulustan yardım alamayacak. Bir ulusun başka bir ulusa kendi uluslarında ki bükücüyü esir konumunda tutup tehdit ederse, diğer üç ulus birbirlerine destek olarak o ulusa savaş açabilecekler.''
'' Sanırım en önemli maddelerimiz bunlar.''
'' Evet, sence nasıl oldu?'' Alaz gelip belimden sarıldı.
'' Şu an için kusursuz görünüyor Rhea. Tabi ki karşı çıkabilecekleri bazı maddeler olacaktır. Hep beraber düşünüp karar verebiliriz. Seni tebrik ederim. Beklediğimden daha harika bir iş çıkardın.''
'' Sen olmasan bunu yapamazdım. Herkesin desteği sayesinde bitirebildik.''
'' Hadi artık dinlenelim. İki gün sonra yola çıkıyoruz.''
'' Umarım anlaşma toplantısı güzel geçer.''
'' Artık bunu düşünmeyi bırakır mısın? Dokuz gün sonra evleniyoruz Rhea. Gelin ve damat gibi görünmüyoruz. Kendi heyecanımızı da yaşamamız lazım.''
'' Haklısın. Düğünümüz her zaman aklımda. Tamam artık bu konuyu kapatalım.''
Sözleşmeyi masaya bıraktığımda Alaz beni kollarına alarak duşa soktu. Birbirimizin keyfini çıkarma zamanımız gelmişti.
İki gün sonra saraydan çıktığımızda karşımda tanıdık birçok kişi gördüm. Luo amca ve köyden bir sürü kişi vardı.
'' Düğünümüz için Ateş Ulusu'ndan götürülecek insanlar olmak için hepsi gönüllü oldu.'' Mutlulukla ve minnetle onlara gülümsedim ve yola çıktık. Yarın anlaşma için toplanılacak ilk gündü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ulusların Yok Oluşu: Ateş Ulusu'na İtilen Toprak Prensesi
Fantasy'' Toprak Prensesleri'nin daha mütevazi olduklarını düşünmüştüm.'' Diyerek bana doğru yaklaşmaya başladı. '' Ne demek istiyorsun?'' '' Üzerinde böyle bir gecelik varken bence ne demek istediğim gayet açık.'' Diyerek daha çok yaklaştı. Gözlerine bak...