Öylece uyuyup kalmışız. Sabah kapının tıklatılması ile uyandığımda Ece hâlâ derin uykudaydı. "Kahvaltıya gelmeyin" diyen rüşvetçi resepsiyoncu kahvaltı tepsisi yollamıştı. Üzerime banyodaki bornozu alıp kapıyı biraz araladım. Kat görevlisi kızın getirdiği tepsiyi aldım. Kızın gözü bir an yatağa doğru kaymıştı sanki. Geri döndüğümde yatağa bir göz attım. Ece üstü örtülü bir vaziyette yan yatmış uyuyordu. Sadece başı ve omuzları örtünün dışındaydı.
Tepside klasik otel kahvaltısı vardı. Peynir, zeytin, yağ, reçel, ekmek... Bir termosta herhalde çay. Bardaklarda portakal suyu ve küçük bir vazoda bir tek kır çiçeği. Hemen soğuyacak bir şey yoktu, Ece'yi güzel uykusundan uyandırmamaya karar verdim. Hatta ben de biraz daha uyuyabilirdim.
Örtüyü kaldırıp Ece'nin yanına yatacakken gözlerim çıplak vücuduna takıldı. Bu fırsat bir daha ele geçmeyebilirdi. Uyuyacağıma bu güzel vücuda biraz bakmak, hatta incelemek daha doğru bir işti.
Örtüyü dikkatlice Ece'nin üzerinden çektim. Şimdi çırılçıplak gözlerimin önündeydi. Önce baştan ayağa, sonra ayaktan başa süzdüm. Çok güzeldi sevgilim benim!
Sonra ayrıntılı incelemeye geçtim. Sırtını aşağı doğru inceledim. Belinin inceliğini, kalçasının çıkıklığını bir kez daha takdir ettim. Güzel kalçası hoş bir kavis yaparak bacaklara bağlanıyordu. Dayanamadım kalçasına minik bir öpücük kondurdum. Bu aynı zamanda bir deneme de olmuştu.
Hayır! Derin uykudaydı Ece ve öpüşümü hissetmemişti. Uykuda Sevilen Kızlar diye ünlü bir roman ya da film vardı, o aklıma geldi. Herhalde filmdi, pek roman okumazdım. Sanat filmi denilen şeylerden. Sıkıcı. O filmde ihtiyarlar güzel kızları uyurken seviyorlardı. Arkadan bacak arasını kokladım. Sevişirken uyuyakaldığımız için yıkanamamıştık ama Ece hiç de kötü kokmuyordu.
Bacaklarının arkasına bir – iki öpücük kondurduktan sonra ayak bileklerini ölçtüm. İnceciktiler. Narin ayaklarının üzerine birer öpücük kondurup, tek tek ayak parmaklarını gözden geçirirken onları da öpücüklerimden mahrum bırakmadım.
Bu sırada sırtüstü dönüvermişti Ece. Arada öpücükler kondurarak dizlerinden yukarı doğru çıktım. Yumuşak etlerine öpücük kondurdum. Bacak arasına doğru yöneldim. Gür çalılığı hiç jilet yüzü görmemiş gibiydi. Göbeğinden aşağı doğruda siyah bir çizgi halinde tüyler iniyor, sanki hedefi gösteriyordu. İncecik bir çizgi halindeydi dudaklar. Bacakları biraz açmadan tam bir inceleme yapılamazdı ama uyandırırım diye çekindim. Ama koklamayı ve öpmeyi ihmal etmedim.
Ellerini göbeğinin üzerinde kavuşturmuştu. Narin, incecik, güzel parmaklarına baktım. Elinin üzerine bir öpücük kondurdum. Bu öpücük uyarıcı etki yapmış olmalı ki Ece tekrar yan dönmüştü. Oysa aklımda göğüslerini öpmek vardı. Onları uzun uzun öpüp emerken uyansın istiyordum.
Üşümüş gibi büzülmüştü. Tüylerinin diken diken olduğunu fark ettim. Üzerine örtüyü çekerken, külotumu sıyırıp yattım, arkadan sarıldım. Benimki gördüğü güzel manzaraların etkisi ile dimdikti. Kıçının arasına yerleşiverdi. Bu arada ensesini, omzunu öperken bir elimle memesini okşuyordum.
Ucu hemen tomurcuk vermiş, parmaklarımın arasında kabarmıştı. Diğer elimle de karnından bastırdım, kalçası karnıma doğru gelince de aleti bacak arasına yerleştirdim. Niyetim orasını önden okşarken arkadan da aletle yavaş yavaş fırça çekmekti. Alet bacak arasına yerleşmişti ama Ece bacaklarını sımsıkı birleştirdiği için elim fazla yol kat edememişti.
Bu kadar hareketten sonra Ece de uyanmaya başlamıştı. Sanırım bunda soğuk tenimin teniyle temasının da etkisi vardı. Yanağına bir öpücük kondurunca gözlerini araladı. Bir an neredeyim dercesine tedirgin bir bakış attı, sonra gözlerinin içi gülümsedi. Bu sırada "Canım, günaydın" diye fısıldamıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Üçlü İlişki (Tamamlandı)
General FictionEvli bir adam sosyal medya üzerinden tanıştığı bir genç kızla ilişkiye girer. İlişkileri kısa zamanda aşka dönüşür. Ama genç kızla aşkı yaşamak demek onun kardeşi gibi sevdiği, aynı evde yaşadığı kızla da birlikte yaşamak demektir. Bu birlikte yaşam...