Eve giderken yol boyu Suat'la Melek'e ne yapacağımı düşünmüştüm. Abdullah Bey'in fikri istedikleri paranın yarısını ödeyip ellerindeki belgeyi almaktı. Çünkü başlarının büyük belada olduğunu, hemen kaçmaktan başka düşünceleri olmadığı kanısındaydı. Böylece ikisinden birden kurtulmuş olacaktık.
Çoktandır tahsil edemediğimiz büyük bir alacağımızı hem de nakit olarak almayı başarmıştı bugün. Elimizde para vardı. Suat'la Melek'e para vermekle kalmayıp benim kredi kartı borcumun tamamını da kapatmam mümkündü. Üste de sermaye yapabileceğimiz büyük bir meblağ kalıyordu.
Şantajcı orospu çocuklarına bir kuruş bile vermemek, ağızlarını burunlarını dağıtmak istiyordum ama bu hareket de her şeyin ortaya dökülmesi anlamına gelirdi. Şeytan "bu senin işine gelmez mi, rezalet çıkar ama karın da seni boşar" diyordu. Aslında fena fikir değildi. Ama bu işin bu kadar hızlı olmasını da istemiyordum. Her şey iyilik, güzellikle olsun istiyordum. Ama bu nasıl gerçekleşecekti bilemiyordum.
Zehra'nın Ece'yle ilişkimi öğrenmemiş olması garipti. O kadar aleni yapıyorduk ki her şeyi Suat söylememiş olsa bile bizi sokaklarda elele, dizdize gören biri çoktan yetiştirmiş olmalıydı haberi. İşyerindeki hemen herkes de Ece'yle ilişkim olduğunun farkındaydı. Hemen her öğlen geliyordu, akşamları da ya yine o geliyor ya da ben onu işten alıyordum. Böylece onun işyerindekiler, çevredeki atölyelerde çalışan beni ya da Ece'yi tanıyanlar da bizi birlikte görmüş oluyordu. Dillere düşmemiş olmamız imkansızdı. Ama Zehra'nın bu durumu bildiğine dair bir işaret yoktu. O sadece benim eve gelmemelerime, ilgisizliğime kızıyor gibiydi. Ama eve gelmememin başka bir kadınla birlikte olduğum anlamına geleceğini düşünebilecek kadar da akıllıydı. Her kadın ilk bu olasılığı düşünürdü.
Eve gittiğimde yine Zehra ortada yoktu. Bakıcı kadın "Sizi bekliyordu ama karnı ağrıyıp midesi bulanmaya başlayınca yattı" diye izah etti durumu. Yatak odasının kapısını aralayıp baktığımda da oda karanlıktı ve Zehra her zamanki gibi sırtını dönmüş yatıyordu.
Masanın üzerinde kağıda basılmış kredi kartı ekstresi vardı. Restoran hesaplarının ve IKEA'dan yapılmış alış verişlerin yanına çarpı işareti konmuştu. Demek benim e-posta hesabıma girmiş ve maillerime bakmıştı. Bizde yazıcı yoktu. Ekstreyi komşunun kızına bastırmış olmalıydı. Bir ihtimal de benim hesaplarıma giren Suat'ın bu ekstreyi Zehra'ya ulaştırmış olmasıydı. Bu bana daha çok mümkün görünüyordu ve onları biraz para verip uzaklaştırmak doğru fikirdi.
Ekstreyi masanın üzerine koyarak hem beni izlediğini hem de işaretli alış verişlerin ne olduğunu sormak istediğini anladım. Eve erken gelseydim bunu konuşacaktı demek. Herhalde sıkı bir ağız dalaşı yapardık. Geç kalmam işime yaramıştı.
Restoran harcamaları için "Müşterileri götürdüm" derdim, inanırdı. IKEA harcamaları içinse sıkı bir yalan uydurmam gerekiyordu. Oturup biraz televizyona, biraz da ins'teki paylaşımlara bakıp sakinleşince uyduracağım yalanı da buldum. Büroya mobilya aldım, geceleri kalmak zorunda kalırsam doğru dürüst bir yerde yatmak istiyorum, diyecektim. Ne kadar inanırdı bilinmez ama en akla yakın yalan bu gibi görünüyordu.
İns'in mesaj bölümünde kadından gelmiş mesajlar vardı. Watts'da da Asu'nun yeni bir pozu bekliyordu beni. Bu kez oturur vaziyette belden aşağısını çekmişti. Hastane formalarını giyerken ya da çıkarırken çekmiş olmalıydı selfie'yi. Üzerinde formanın gömleği vardı ama altı çıplaktı. Uzun gömlek bir etek gibi örttüğünden bacaklarının arası, külotu görünmüyordu. Zaten bacaklarını da bitiştirmişti. Yine de esmer, ince bacakları tamamen ortadaydı. Ayağındaki beyaz, bileğine katlanmış kısa çoraplar ve sabolarla oldukça tahrik edici olduğunu düşündüm. Hastane formaları ile sevişmek hoş bir fantezi olabilirdi. Bu tahrik edici fikri kafamdan kovdum. Kadının yazdıklarına odaklanmaya karar verdim. Mesajardaki cümlelerdeki gizli erotizim ilgimi çekmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Üçlü İlişki (Tamamlandı)
General FictionEvli bir adam sosyal medya üzerinden tanıştığı bir genç kızla ilişkiye girer. İlişkileri kısa zamanda aşka dönüşür. Ama genç kızla aşkı yaşamak demek onun kardeşi gibi sevdiği, aynı evde yaşadığı kızla da birlikte yaşamak demektir. Bu birlikte yaşam...