Avrupa Yakası'nda, Karadeniz kıyılarına doğru bir yerde yeni kurulmuş bir mahalle, hiç bilmediğim yerler. Yeni yeni apartmanlarla halen yapılmakta olanlar birbirine karışmış. Ortada bir inşaat hali var. Sürekli hareket halindeki damperli kamyonlar trafiği felç ediyor.
Ayşe önce mesajla adresini yollamış, ben adresi anlayamayınca da konum atmıştı. Bol bol tek yönlü sokak olan bir mahalleydi. Navigasyona rağmen hep aynı sokaklarda dolanıp duruyormuş gibi bir his içindeydim. Bütün sokaklar birbirine benziyordu. Mahallede müthiş bir kentsel dönüşüm hareketi olduğu anlaşılıyordu. Çevrede hemen hiç eski bina yoktu. Kalan birkaç bina da yakında yıkılıp yeniden yapılacakmış gibi görünüyordu.
İnternet üzerinden yazışmalar yetmez olunca Ayşe ile telefonlaşmaya başlamıştık. Her gün birkaç kez uzun uzun konuşuyorduk. Daha doğrusu o konuşuyordu ben dinliyordum. Çok yalnız olduğu için konuşmaya ihtiyacı vardı. Dertlerini biriyle paylaşması gerekiyordu, o da bendim. Oturdukları apartmandaki birkaç yaşlı dışında herkes çalışıyordu anlattığına göre. Yaşıtlarıyla dostluk kurmak bir yana komşuluk yapmak bile mümkün değildi. Herkes kendi havasındaydı. Zaten yalnız bir kadın olarak da pek dikkati çekmek istemiyordu.
Bir süre sonra hayatındaki tek kişinin ben olduğunu söylemeye başlamıştı. Dostluk ve minnet sözleri sevgi sözlerine dönmüştü. Telefonla konuşamadığımız zamanlarda birbirimize mesaj atıp sevgi sözcükleri söylüyorduk. Tutacak bir dost eline, kendini saracak şefkatli bir kola ihtiyacı olduğunu söylemeye başlamıştı. Daha doğrusu bunları telefonda konuşurken değil de daha çok mesajlarda ifade ediyordu. Ben de aynı şekilde kendisine cevap veriyordum. Yani normalde biraraya gelip geliştireceğimiz flört telefon konuşmaları ve mesajlarla oluşuyordu.
Bu arada birbirimize hiç fotoğrafımızı yollamadığımız gibi yeni teknolojiden yararlanıp görüntülü görüşme yoluna da gitmemiştik. Ayşe araya görüntüler girmeden görüşmemizin daha hoş ve romantik olduğunu söylemiş, ben de "fotoğraf" diye diretmemiştim. Doğrusu ilişkiyi daha da ileri götürmeye niyetim yoktu. Evli, çocuklu kadınla bu iş olmaz diye düşünüyordum. Ama diğer yandan da telefonlarını, mesajlarını heyecanla bekliyor, iç gıcıklayıcı sözler söylemesini istiyor, ona aşk sözleri ile cevap vermekten geri kalmıyordum.
Tahmin ettiğim gibi kadınlar devreye girmiş Suat'ı bir kereye mahsus affetmemi sağlamışlardı. Suat'ı affetmiştim ama paraya el sürdürmemeye de karar vermiştim. Artık tüm ödemeleri ben takip ediyor, gerekli onayları ben veriyordum. Banka şifrelerini yenilemiş, Suat'ı benden habersiz şirketin paralarına uzanamayacak hale getirmiştim. İkinci adım olarak Melek'in bankası ile tüm kredi ilişkilerini bitirip kadını uzaklaştırmayı planlıyordum. Bu gelişme benim iş yükümü daha da artırmıştı. Güvenilir bir muhasebeci bulana dek gün boyu yapılan harcamaları kontrol etmek, ödemeleri onaylamak için mesai sonrasında da işte kalmam gerekiyordu.
Bir gece geç vakit işyerimde hesaplarla cebelleşirken Ayşe'den öpücük emolu bir mesaj geldi. İşle o kadar meşguldüm ki cevap vermeye bile fırsat bulamamıştım. Ardından iki öpücüklü, sonra da üç öpücüklü mesajlar gelmişti. "Biraz işim var canım" deyip ben de bir öpücük emosu ile cevap vermiştim. Beş saniye geçmeden bir öpüşme gifi yollamıştı. Gifte genç bir çift birbirlerine sevgi dolu öpücükler veriyorlardı. Dudakları sadece bir an buluşuyordu ama bakışları, birbirlerine uzanmaları aşk doluydu. Ben de öpüşen bir çift gifi bulup yolladım. Ama bu konularda pek becerikli olmadığım için benim gifteki çift biraz fazla ateşli öpüşüyordu. Gifi yolladığım anda da pişman oldum. Kadın ürkebilirdi. Bu düşünceyle "Yolladığım gifi görmezden gel," dedim, özür diledim. Cevabı gülme emosu oldu. Ardından da bir öpücük emosu yollayıp, "Çok nazik ve düşüncelisin. İşte bu yüzden seviyorum seni!" mesajı geldi. Ben de teşekkür ettim, iyi geceler diledim. Hâlâ aklımda hesaplara dönmek, kalan işi bitirmek vardı. Ama Ayşe'den yeni bir mesaj daha gelmişti. Herhalde o da iyi geceler diliyor, diye düşündüğümden mesaja bakmadım bile. Küçük bebeği olduğu için normalde bu saatte çoktan uykuya yatmış olurdu. İki dakika sonra bir mesaj daha... Ben cevap vermeyince yazmıştı anlaşılan. Vedalaşmalarımız hep uzun sürerdi. Karşılıklı beşer – onar mesaj yazıp bir sürü nezaket sözü söylemeden telefonu kapatamazdık.
İki gif daha yollamıştı. İlk gifteki çift benim yolladığımdakilerden daha heyecanlı öpüşüyordu. İkinci gifte ise başka bir çift giyinik vaziyette yatağa yatmış, sarmaş dolaş öpüşüyordu.
Ayşe'yle hiç olmayacak sandığım şey başlıyordu. Tabii ben istersem ve bir hödüklük yapıp kadını ürkütüp kaçırmazsam. İnternette başlayan arkadaşlıkların, aşka dönüştüğünü ve sonunda işin sanal sekse kadar vardığını duymuştum. Ama Ayşe'yle ilişkimiz o kadar romantik gelişmişti ki aklımdan hiç böyle bir şey geçirmemiştim. Zaten aklımdan geçirsem de cesaret edip girişemezdim. Böyle bir işe girişsem de nasıl başlatılacağını da nasıl sürdürüleceğini de bilmiyordum. Mesajlarla yapılan bir şeyin her zaman yanlış anlaşılması, karşıdakinin söylenen sözden gücenip kaçması, küsmesi mümkündü. Ayşe benim için o kadar değerliydi ki çok ihtiyacım olmasına rağmen işin cinsel yanına hiç girmemiş, bu yönde imada bile bulunmamıştım. Demek ki sonunda kadının sabrı taşmış ilk atağı kendi yapmaya karar vermişti.
Belden yukarı çekilmiş bir gif buldum. Kadın ve erkek çıplak bir vaziyette öpüşüyorlardı ama öyle sıkı sarılmışlardı ki hiçbir yerleri ortada değildi. Ayşe cevap olarak yatakta çırılçıplak sevişen bir çiftin gifini yollamış, altına da "Seninle buluştuğumuzu hayal ediyorum. Elinde bir demet çiçekle gelmişsin, oturup çay içiyoruz. Sonra da kavuşmanın heyecanıyla bedenlerimiz buluşuyor" diye yazmıştı.
Cevap olarak ben de çırılçıplak sevişen bir çiftin gifini yolladım, altına da "Ben de seni bir an önce görüp sarılmak istiyorum canım" diye yazdım. Ayşe'den hemen bir gülücük ve ardından da "İstersen hemen şimdi gelebilirsin" mesajı gelmişti.
İş ciddiye biniyordu. Saçlarımın diplerinin terlediğini hissettim. Hızla olasılıkları düşünüyordum. Kadın yolladığı mesajlarla niyetini açık etmiş, ben anlamamazlıktan gelince de açıkca söylemek zorunda kalmıştı. Belki de latife yapıyor diyerek kendimi teskin ettim. Sanalda sevişmenin belki böyle kuralları vardı da ben bilmiyordum.
Sanki bu cümleyi etmemiş gibi onun fantezisini devam ettirmeye karar verdim. Sarmaş dolaş olduktan sonra onu nasıl öpüp sevdiğimi söyleyen bir cümle yazdım. Giyinikken sevişerek soyunan bir çift gifi bulamadığım için yatakta sevişen bir çift gifi yollamıştım.
Kalemi kuvvetliydi. Onu nasıl uzun uzun öptüğümü, dillerimizin nasıl buluştuğunu, öpüşmeyi hiç kesmeden birbirimizin üzerindekileri çıkarttığımızı, sonra da benim onu kucaklayarak yatak odasına götürdüğümü anlatıyordu.
Sonraki mesajda "Teklifimde ciddiyim. Bu gece olmasa da yarın buluşalım. Artık seni görmek istiyorum. Bir çay içeriz. Bana yeter" diyordu. Bir fotoğrafını da yollamıştı. Siyah beyaz bir portre. Tombul yanaklı, sıcak bakışlı, ince kaşlı, ince dudaklı genç bir kadın vardı fotoğrafta. "Bu sen misin? Çok güzelsin!" diye yazıp ben de güzel çekildiğini düşündüğüm bir fotoğrafımı yolladım hemen.
"Yakışıklım benim" diyerek karşılık olarak o anda çektiği bir selfie'yi yolladı. Karanlık bir odada, herhalde yatak odasında yatakta yüzükoyun uzanmıştı. Düşündüğümden daha farklıydı. Tam bir genç anne diye düşündüm. Güzel denemezdi ama sempatikti. Bakışlarında sıcak bir ifade vardı. Dudaklarının kenarındaki gülücük kendini tutmasa hoş bir kahkahaya dönecekmiş gibiydi. Çenesini, boynunu, yuvarlak omuzlar tamamlıyordu.
Üzerinde bir tişört ve tayt vardı. Tombul ve biraz büyükçe elleri ile etli kolları önünü kapattığı için dekoltesini göremiyordum ama memelerinin büyük olduğunu tahmin ediyordum. Tişört belinden sıyrılmıştı. Dolgun belindeki gamzeler, esmer olduğunu tahmin ettiğim teni görünüyordu. Dar tayt da büyük poposunu iyice belirginleştirmişti. Dizlerinden yukarı kıvırdığı bacakları da dolgundu ama ince bileklerle ayaklarına bağlanıyordu. "Çok güzelsin sevgilim" diye yazdıktan sonra fotoğrafı iyice büyütüp en ince ayrıntısına kadar incelemiştim Ayşe'yi.
Yarın buluşmak üzere sözleşip telefonu kapattım. Odamdaki çekyata uzandım. Eve gidip bu güzel imgeyi bozmak istemiyordum. Zaten Zehra da beni beklemiyordu. Ayşe'nin o güzel görüntüsü sabaha kadar gözümün önünden gitmedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Üçlü İlişki (Tamamlandı)
Genel KurguEvli bir adam sosyal medya üzerinden tanıştığı bir genç kızla ilişkiye girer. İlişkileri kısa zamanda aşka dönüşür. Ama genç kızla aşkı yaşamak demek onun kardeşi gibi sevdiği, aynı evde yaşadığı kızla da birlikte yaşamak demektir. Bu birlikte yaşam...