Bölüm 30

795 3 0
                                    

Yemek boyunca ben anlatmıştım o da gülümseyerek, sevgi dolu gözlerle bakarak beni dinlemişti. Yemeğin sonunda sıra tatlıya geldiği sırada tuvalete gitmiş, dönüşte de karşımdaki kendi yerine değil de yanıma oturmuş, sandalyesini başını göğsüme dayayacak şekilde çekip kendi tarafındaki elimi iki eliyle tutup kucağına koymuş, sonra da yanağıma şefkatli bir öpücük kondurup "Çok mutluyum, iyi ki varsın!" diye fısıldamıştı.

Balıklarımızla koca bir şişe şarabı bitirmiş, üzerine de ballı, muzlarımızı yemiş, çaylarımızı içmiş, enerji dolmuştuk. Otele doğru yürürken sarhoşluğun verdiği cesaretle de bir gören olur diye düşünmeden sımsıkı sarmıştım sevgilimi. Ece'nin de her halinden mutluluğu anlaşılıyordu. O da bana iyice sokulmuş, belimden sarılmıştı.

Odaya girerken de bana uzanıp dudağıma bir öpücük kondurmuş. "Yemekten önce sen beni mutlu ettin, şimdi de ben seni mutlu edeceğim. Ne istersem yapacağım, itiraz etmek yok" demişti.

Soyunup yatağa sırt üstü yatmamı söylemişti. Son anda "Külotla kal" diye ekledi. Sanırım benimki ile tanışmaya hâlâ hazır değildi. Uslu bir öğrenci olmaya karar vermiştim. Söylediği gibi külotla kalna dek soyunup yatağa uzandım.

İlk önce niyeti benim getirdiğim kumaş parçaları ile el ve ayak bileklerimden bağlamaktı. Üstelik benden daha zeki olduğu için yatağın ayaklarına kadar kumaşları uzatmayı da akıl etmişti. Böylece kollarımdan ve bacaklarımdan bağlandım mı çarmıha gerilmiş gibi olacak, tam bir X harfi halini alacaktım.

Daha ilk sevişmede böyle bir fanteziye girişmeye çalışarak kıza ne kadar büyük bir ayıp ettiğimi o anda idrak ettim ancak. Zaten sevişmekten çekiniyordu bir de kolunu bacağını bağlayarak daha da korkutmuştum kızcağızı. Tam bir salaktım ve ne yapsa hak ediyordum.

Ama Ece vicdanlı bir kızdı, uslu duracağıma söz verince bu işten vazgeçti.

Hazır ol vaziyetindeki gibi ellerimi iki yanımdan bacaklarıma yapıştırmıştım. Işığı söndürüp, üzerindekileri çıkarırken gözlerinde muzip bir ifade vardı. Sarhoşluğu da sarsak hareketlerinden, oraya buraya çarpmasından anlaşılıyordu. Şarabın çoğunu Ece içmişti.

Külot ve sutyenle kalmıştı. Bu halde onu ilk kez görüyordum. Dışarıdan gelen ışıkta silüeti çok güzeldi. Sevgiyle titredi içim. Bu anı bana bahşettiği için Tanrıya şükrettim. Aşk dediğin bu olmalıydı.

Ece bu sırada bakışlarımı üzerinde hissetmiş olmalıydı. Onu izlersem rahat hareket edemeyeceğini düşünmüş olmalı ki perdeleri çekti. Ama tamamen karanlık olmamıştı. Yine de içeri ışık sızıyordu. Bir kumaş parçası ile gözlerimi bağladı. İtiraz etmedim. Rahat olmasını, gönlüne göre hareket etmesini istiyordum çünkü. Böyle olursa savunma mekanizmaları kendiliğinden gevşeyecekti.

Sanırım yatağın kenarına oturmuştu. Şefkatli bir şekilde iki eliyle iki yanağımdan tutup okşarken eğilip dudaklarıma yumuldu. Uzun uzun öptü beni. Cansız bir manken gibi hiç hareket etmedim, karşılık vermedim.

Sonra bir eliyle saçlarımı karıştırıp diğeriyle omzumu, göğüslerimi okşarken öpüşleri çeneme, gıdığıma, boynuma doğru kaydı. Hiç acele etmeden öperek ve dokunarak bedenimi keşfediyordu. Külotumdan atlayıp aşağı bacaklarımdan ta ayak parmaklarıma kadar öpüp okşayarak ilerledi. Bu sırada cesareti artmış olmalı ki artık öpmekle kalmıyor emiyor, bazen de diliyle dokunup tenimi tadıyordu.

Yatağın üzerine yanıma uzanırken ayak uçlarımdan tekrar yukarı doğru yöneldi öpe öpe dudaklarıma kadar geldi. Bu sırada bir eli külotumun üzerinde kalmıştı ve kumaşın altında da olsa kabarıklığı fark edilen aletimin çevresinde dolaşıyordu. Bileğinden tutup elini benimkinin üzerine koydum. Karşı koymadı. Bir süre hareket ettirmeden elini benimkinin üzerinde tuttu. Bu sırada ateşli bir şekilde öpüşmeye devam ediyorduk. Ben da artık havaya girdiğimden sarılmak, sevgilimi okşamak istiyordum. 

İyi ki bir atak yapmamışım çekinmesine neden olabilirdim. Yanaklarımı öper, bir eliyle saçlarımı karıştırırken diğer eli benimkinin üzerinde gidip gelmeye başlamıştı. Kumaşın üzerinden benimkini kavramaya çalışmış, bunu beceremeyince elini külotun içine sokmuştu. Yine bir süre avucunu benimkinin üzerinde tuttuktan sonra yukarı aşağı yavaşça hareket ettirmeye başladı. Sonra bacaklarımın üzerine yerleşip iki bacağını iki yana atarak dizlerinin üzerinde boynumdan, omuzlarımdan öperken aleti kavradı. Dizlerimde, bacaklarımda uyluk yerini, külotunun ince kumaşını, altındaki sert kıllarını hissedebiliyordum.

İyice üzerime eğilince memelerinin uçları bedenime değmiş, sutyenini hangi ara çıkardığını fark etmediğime hayıflanmıştım. Göğsü göğsümde, teni tenimdeydi artık. Omuzlarımı boynumu emip ısırırken eliyle aletimi iyice kavramış sıvazlıyordu.

Sevişmeye katılıp katılmamak konusunda kararsızdım ama sabrım gittikçe azalıyordu. Yine de Ece bu kadar cesaretlenmişken benim külotumu tamamen sıyırmasını, hatta kendisininkini de çıkarmasını beklesem daha iyi olurdu.

Umduğum gibi de oldu. Bir an durup yerinde doğruldu. Bacaklarımın üzerine tekrar oturduğunda külotunu çıkartmıştı. Bedenimin üst yanını öpüp emerken, benimkini sıvazlıyordu ve bir bacağımın üzerine yerleştirdiği kasıkları da aşağı yukarı hareket ediyordu. Önce ıslaklığı ile yumuşamış olan kıllarını hissettim. Samur bir kürk gibi kayıyordu bacağımın üzerinde. Orasının bacağımın üzerinde nasıl açılmış olduğunu, dudakların tenime değdiğini hayal ettim. Gözüm bağlı olmasa bakacağım ilk yer orasıydı. Tabii karanlıkta ne kadar görürsem!

Ellerimi iki yandan yavaşça hareket ettirip bacaklarının arkasını okşayarak yukarı poposuna doğru yöneldim. Bir süre iki elimle kalçalarını iki yandan okşayıp avuçladıktan sonra bir elimi beline doğru kaydırdım, okşayarak yukarı doğru yönelip memesini avuçladım.

Ece ne hızlı ne yavaş bir ritim tutturmuş hâlâ bacağımın üzerinde kasıklarını hareket ettirmeye devam ediyordu. Kalçasını avuçlayan elimi beline koyup bastırınca mesajımı aldı, kalçasını benimkinin üzerine doğru kaydırıp yerleşti. Külotun üzerinde yukarı aşağı gidip gelirken ben iki elimle iki memesini avuçlamış, hafifçe sıkıyor, arada uçlarına parmak ucumla dokunuyordum. O arada bana doğru eğilip dudaklarımı öpüyor her öpüşten sonra da biraz daha hızlanıyordu.

Ben de artık kendimi onun hareketlerine bırakmıştım. Ellerim memelerindeydi ama bir şey yapmıyor, sadece avucumda gevşekçe tutuyordum. Zevk sesleri çıkararak kalçasını sallarken ben de benimkiyle onun kalça hareketlerine karşılık veriyor, aynı keyif seslerini çıkartıyordum. Neredeyse arka arkaya boşaldık ve bu kez hem çıkardığı seslerden hem de kalçalarının, uyluk yerinin kasılmalarından Ece'nin de boşaldığından emindim.

Üzerime yığılıp başını başımın yanına gömerken yanağıma küçük bir öpücük kondurmuştu. Bunu bir teşekkür öpücüğü olarak kabul ettim, kalbim mutlulukla doldu. 

Üçlü İlişki (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin