Bölüm 4

1K 4 0
                                    

Adı Banu'ydu. Ankaralıydı. 35 yaşındaydı. Duldu. Yalnız yaşıyordu. İki – üç saatlik yazışmayla hemen sıkı arkadaş olmuştuk. Aynı günün akşamı cep telefonu numarasını verdi. İstersem hemen arayabilirdim.

Akıl hocam Taner'di. Bizim handaki atölyelerden birinin yöneticisi. Kafası her şeye çalışan, her türlü muzırlığı bilen biri. Özellikle bilgisayarla ilgili konularda tam bir uzmandı. Bilgisayarda, internette bir sorun oldu mu ona danışır, yardımcı olmasını rica ederdik. O da bu işleri sevdiği için hemen koşar gelir ve kısa sürede soruna pratik bir çözüm bulurdu.

"Hangi siteye gireyim? Nerede tanışabilirim genç hanımlarla?" diye sormuştum. Önce uzun bir nutuk çekmişti. İnternetin ne kadar güvensiz bir ortam olduğu hakkında. Herkes sahtekârdı ve sürekli yalan söylüyordu. Bu sitelerdeki hesapların çoğu da sahteydi. Boşuna paranı harcar hiç cevap alamazdın. Çoğu para tuzağıydı. Bunu bilerek hareket etmeli, kimseye güvenmemeliydim. Tabii ki tüm uyarıları bir kulağımdan girip diğerinden çıkmıştı. Benim gibi bir İstanbulluyu aldatamazlardı, emindim.

Bunlara arkadaşlık siteleri ya da çöpçatan uygulamaları diyorlarmış. İnternette onlarca hem de Türkçe böyle site varmış. Google'a aratsam bile bulurmuşum. Senin bildiğin, önereceğin bir yer var mı?" diye sabırsızlıkla sordum. Lafı çok uzatmıştı. Her an bürodan içeri biri girebilir ve Taner'in söylediklerine kulak misafiri olabilirdi. Bu da tüm sitenin, hatta tekstil camiasının diline düşmem demekti. Taner'i yolcu ettim, bilgisayarın başına geçtim, "çöpçatan siteleri" diye yazdım. İlk siteye tıklarken Zehra'nın kulaklarını çınlatıyordum, "Beni bu hale soktun ya, Allah'ından bul!" diye.

Zehra o geceden sonra benimle selamı sabahı kesmişti. Evdeyse çocuğun odasında oturuyor, onunla yatıyor, benimle hemen hiç ilişki kurmuyordu. Ailesinden, arkadaşlarından utanmasa beni terk ederdi biliyorum. Bu kadının çok kötü bir damarı vardı. Arnavut inadı derler ya öyle bir şey. Cenk'in bakıcısı endişeli gözlerle izliyordu bizi.

Bu küslük beni eve soğutmuştu. Günlerimin tamamını, gecelerimin büyük bir kısmını atölyede geçiriyordum. Kendimi iyice işime vermiştim. Ama kafam allak bullak olduğu için pek verim alabildiğimi söyleyemem. Temiz bir kafayla o kadar çalışsam herhalde gelirimi ikiye katlamıştım.

Baktığım tüm siteler üyelik istiyordu. Çoğu üye olurken bir ücret de istiyordu, bazısı da üyelerle bağlantı kurduğumda ücret isteyeceklerini söylüyordu. Para vermeden bir şey yapmak mümkün görünmüyordu. İnternetten alışverişlerde kredi kartı numarası vermek gibi şeylere uzak durmuşumdur. Kredi kartı numarasını kaptırıp dolandırılanların anlattıklarını hep anımsarım.

Üstelik nedense acelem vardı. Bu gece hemen buluşabilirdim ilk adayla. Öyle bir ruh halindeydim. Çoğunda beğendiğin kişiye yazman sonra cevap beklemen gerekiyordu. Tabii ki bir türlü aradığımı bulamadım. O gün ve ertesi gün nafile çabalarla, paramı kaptırmayayım çekingenlikleriyle geçmişti.

Sonunda mağlubiyeti kabullenip tekrar Taner'i çağırdım. Tahmin edebileceğiniz gibi bir süre benimle kafa buldu cahilliğim konusunda. Çekincelerimi anlatınca da görevi üzerine alıp bana en ucuz ve garantili siteyi buldu. Burası oldukça ciddi görünümlü bir siteydi. Şehir, hatta mahalle seçerek yazışmak mümkündü. İstersem uygulamasını indirip cep telefonundan da bağlanabilirmişim. Kullanımı da pratikmiş. Tabii 49 lira ödemem gerekiyormuş aylık. Bundan kaçamazmışım. Kredi kartı numaram çalınır diye de endişelenmeme gerek yokmuş,

Banka üzerinden işlem yapıyorlarmış, ödeme için bana şifre geliyormuş bankadan, falan. Bir sürü laf kalabalıklığı yapmıştı. Çaresiz kabul ettim. Ödeme işlemlerini yaptık. Profil oluşturma, fotoğraf seçme gibi işlemleri de benim için yaptı. Yakışıklı, varlıklı bir adam yarattık sahte malzemelerle. Kime yazacağım konusunda ise "Seçici olma, olabildiğince çok kişiye yaz. Ancak öyle cevap alırsın" dedi.

Üçlü İlişki (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin