Bölüm 16

651 2 0
                                    

Flört etmeyi hiç bilmem. Zaten yaşamıma da çok kadın girmedi. Toplasan bir elin parmaklarını geçmezler ve bu sayıya Ayşe de dahildir. Bu tür işleri hep yüzüme gözüme bulaştırırım. Başarılı olamam. Az sayıdaki ilişkim hep karşı tarafın sayesinde başlamış, gelişmiştir.

Zaten kızlarla ilişkiye arkadaşlarıma göre çok geç, lisenin son sınıfında girebilmiştim. O da şans eseri olmuştu. Bizimkiler bir süredir bir grup kızla buluşuyorlardı. Önce kafelerde, pastanelerde başlayan olay gelişmiş ev partilerine varmıştı. Üç kız üç erkeklerdi ve ben dördüncü olarak fazla olduğum için beni çağırmıyorlardı. Zaten çağırsalar da gitmezdim. Tek başıma sıkılacağımı biliyordum.

Yaza doğruydu. Kızlardan birinin başka bir şehirde yaşayan kuzeni misafir gelmiş. Kız da kuzenini bırakamadığı için mecburen beni de çağırmak zorunda kalmışlardı. Yoksa tek başına kalan kuzen işleri bozabilirdi.

İffet dal gibi incecik ve çok zayıftı. Sırf kemikten ibaretmiş gibi bir hali vardı ve benden bir kaç santim uzun boyluydu. Güzel denebilecek bir hali yoktu ama çirkin demeye de dilim varmıyordu. Erkek gibi kesilmiş saçları ve erkeksi giyimi ile kimsenin ilgisini çekmeyeceği kesindi. Ama ben öyle bir durumdaydım ki karşıma kim çıksa kör ya da topal demeden kabul edecektim. İffet'i de sevinçle kabul etmiştim.

Sanırım benden en az bir yaş büyüktü. Liseyi bitirip üniversiteyi kazanamayınca boşta kalmıştı. Sözde bu yılın üniversite giriş sınavlarına hazırlanıyordu ama hiç ders çalışır gibi bir hali yoktu. Benim mevzu olsun diye açtığım ders muhabbetleriyle hiç ilgilenmemişti.

Ama benden hoşlanmıştı. En azından itirazı yoktu. Bir yaş da olsa kendisinden küçük olmam, bu işlerde hiç tecrübem olmaması ilgisini çekmişti. Acemiliğimle eğleniyordu ama bu eğlenceli havanın işleri kolaylaştırdığını fark ettiğim için bozulmuyordum. Bana bıraksa o üç beş günde hiçbir hareket yapamazdım.

Arkadaşlardan birinin doğum günü bahane edilerek yine bir ev partisi düzenlenmişti. Bir cumartesi günüydü. Arkadaşımız annesini, babasını ve çok meraklı olduğunu bildiğimiz kardeşini evden uzaklaştırmayı başarmıştı. Üstelik Bursa'daki ninelerine gittikleri için gece de dönmeyeceklerdi. Yani ev sabaha kadar bizimdi.

Erkenden buluşmuş, nevaleyi düzmüştük. Doğum günü pastasının yanı sıra bir sürü yiyecek, içecek almıştık. Daha biz hazırlıkları bitirmeden de öğle saatlerinde kızlar gelmişti. Ailelerine ders çalışmaya gidiyoruz dedikleri için süslenmemişlerdi. Her zamanki kıyafetleriyleydiler. İffet'in de üzerinde solmuş penye bir bluz ve kullanılmaktan eskimiş bir kadife pantolon vardı. Ben anneme "Doğum günü partisine gidiyorum" dediğim için hem yıkanıp paklanmak hem de takım elbise giymek zorunda kalmıştım. Bu durum başta İffet olmak üzere herkesin eğlencesi olmama neden olmuştu.

Benimle eğlenmelerine çok bozulmuştum. İlk fırsatta çıkıp gitmeyi düşünüyordum. Bu halim İffet'in dikkatini çekmiş olmalı ki bana normalden fazla ilgi göstermekle kalmamış, hemen yanıma oturmuş, özür dileyerek yanağımı öpmüş, elimi tutmuştu. Beni küçük kardeşi gibi sevip esirgiyordu.

Bir süre sonra biraları açmışlar, ilk biralardan sonra da ortam iyice ısınmış müziğin sesi yükselmişti. İffet de bira içiyordu ve bu konuda oldukça hızlı olduğu anlaşılıyordu. Herkesten önce bitirmişti ilk birasını. Tabii benim kola içmem de dikkatini çekmişti. Normalde bu halimle alay konusu olurdum ama İffet'in koruması altında olduğum için kimse bir şey diyememişti. Üstelik İffet "Çok içer sarhoş olursam bana sahip çık!" diye bir görev de vermişti bana.

İlk biradan sonra perdeler çekilmiş, ortam karartılmış, dans başlamıştı. Ortaya ilk atılanlardan biri de İffet'ti. Bir süre sonra slow müzik başlayınca da beni kolumdan tutup yanına çekmişti. O zamana kadar birkaç düğünde zorla halay çekmek dışında hiç dans etmemiştim. İffet benim dans öğretmenim olacaktı.

Üçlü İlişki (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin