Bölüm 10

936 2 0
                                    

Akşam eve döndüğümde Zehra'nın yüzü asıktı. "Eyvah! Yakalandım!" diye düşündüm. Ama biraz vakit geçince kızgınlığının bana olmadığını anladım. Daha doğrusu dolaylı olarak bana kızmıştı.

Yemekten sonra televizyon seyredip çay içerken nihayet baklayı ağzından çıkardı. Bugün Fidan gelmişti. Kadın iki gözü iki çeşme sürekli ağlıyormuş. Zehra'ya gelme sebebi de "İyi bir avukat var mı?" diye sormakmış. Suat'tan ayrılmaya karar vermiş. Zehra, Fidan'ın kocasından boşanmasının akıl dışı olduğunu düşünmüş. İki çocuklu, işsiz güçsüz bir ev kadını nereye gider? Fidan çok yoksul bir aileden geliyormuş, aile de mutaassıpmış. Fidan'ın boşanmasını da, çocukları alıp baba evine dönmesini de onaylamazlarmış. Kadın çocuklarıyla ortada kalırmış.

Hem sakinleştirmek hem de boşanma kararını neden verdiğini anlamak için Fidan'ı konuşturmuş. Derdini anlamaya çalışmış. Meğerse bizim Suat'ın öğretmenlikten atılma sebebi kendisiyle aynı okulda çalışan bir öğretmene âşık olmasıymış. Bu bir karşılıksız aşkmış. Suat'ın ısrarından rahatsız olan kadın olayı taciz ediliyorum diye okul yönetimine aksettirmiş. Sonra Suat'ın kendi öğrencileri ile de bu tür maceralar yaşadığı anlaşılmış ve öğretmenlikten atılmış.

"Bekârken böyle şeyler olabilir. Normaldir" diye konuyu kapatmaya çalışınca Zehra'dan sıkı bir azar yemiştim. "Siz erkekler hep böylesiniz! Anca birbirinizi koruyun. Yahu adam bu haltları evliyken karıştırmış! Anlasana!"

Fidan, Suat'ın yine öyle bir olaya girdiğini düşünüyormuş. Akşamları eve gelince telefonu alıp arka odaya çekiliyor, bir yandan laptopunda bir şeyler yazarken diğer yandan sürekli telefonda konuşuyormuş. Konuştuğu kişi de bizim Melek'miş.

"Senin yüzünden bir aile dağılacak!" diyerek son noktayı koymuş, beklediğim gibi faturayı bana çıkarmıştı Zehra. Suçum Melek'le iş yapmaktı.

"Ne olup bittiğini anlamadan hemen yargıya varma" demedim. Önce benim anlamam gerekiyordu Suat'la Melek'in neler karıştırdığını. Kadından kıllanmış "Kara Melek" adını takmıştım ama olayların bu kadar çabuk patlamasını beklemediğim gibi doğrusu aşk meşk işleri de beklemiyordum. Benim korkum para, kredi işlerinden başıma bir dert açmasıydı. Sabah işe gidince ilk iş Suat'ı büroya çekip iyice sorgulayıp ne olup bittiğini anlamaya karar verdim. Ama sabaha kadar da gözüme uyku girmedi.

Suat aynı karısı gibi yalan söylemeyi bilemiyordu. Yüzünün kızarmasından, gözlerinin parlamasından hemen yalan söylediği anlaşılıyordu. Sabah imalat için başka atölyelere gittiği için görüşememiştik ama öğle yemeğinde döner ekmeklerimizi yerken ifadesini alma fırsatı bulmuştum. Daha ilk sorumda çocuğun boğazına takılıvermişti lokması. Sonra da başka bir lokma yiyemedi. Bu hali bile durumun ciddiyetini göstermek için yeterli delil sayılabilirdi.

Melek'e ilgi duyduğunu inkâr etmedi. Ama kadından o yönde bir karşılık bulamamış. Tahmin ettiğim gibi Melek daha çok para işleriyle ilgiliymiş. Hemen her gece uzun uzun konuşmalarının nedeni de bankacılık işlemleriymiş.

Sinirim tepeme fırlamıştı. Masaya yumruğumu vurup "Bana maval okuma Suat. Koca günü torbaya mı koydun da gece vakti kadınla saatlerce banka konuşuyorsun!" diye haykırdım.

Suat dışarıdan duyuluyor der gibi bir an cam bölmeden göz attı. "Duyarlarsa duysunlar Suat" diye haykırdım. "Burası benim işyerim istediğim kadar bağırırım!"

Suat her şeyi anlatmazsa öfkemin sonuçlarının kötü olacağını hissetmiş olmalı ki, eliyle tamam diye işaret edip anlatmaya başladı.

Forex işlemleri yapıyormuş Melek'le ortak. Bu işe girmesinin sebebi de para kazanmaktan çok Melek'le bir ilişki kurmakmış. Kadına ne kadar kur yapıp iltifat ettiyse karşılık bulamamış ama para deyince Melek hemen yola gelmiş. Artık sık sık ve uzun uzun görüşüyorlarmış.

Foreks'ten söz edildiğini duymuştum. Döviz alıp satarak büyük para kazanıldığı efsanesiydi. Bir ara iyice moda olmuş birçok tekstilci meslektaşım olmayan paralarını bu işte batırmışlardı. Hemen herkes "Foreks'ten uzak durun" diye konuşuyordu artık.

İlk aklıma gelen Suat'ın bu iş için şirketin parasını kullandığı olmuştu. Doğru tahmin etmişim. Her gün akşama kadar banka hesabına geçen paralarla o gece foreks oynuyor, sabah da hiçbir şey olmamış gibi parayı hesaba tekrar yatırıyormuş. Şirketin bütün internet şifreleri Suat'ta olduğu için bu olmayacak bir şey değildi.

Forex işlemlerinden iyi para kazandıkları için bir süre sonra bankada biriken paraya el sürmeye de gerek kalmamış. Kendi paraları ile işlemleri yapmaya başlamışlar.

Bu bilgi bana yetmişti. "Kovuldun!" diye haykırmışım. "Hemen pılını pırtını toplayıp iktir olup gidiyorsun. Gözüm görmesin seni hırsız herif!"

Suat ayağıma kapanmış. Ama "abi ben ettim sen etme!" diye yalvarmaya başlamıştı. Bu gibi durumlarda yufka yürekliyimdir ama o kadar kızmıştım ki hiçbir sözünü dinlememiş kapıyı göstermiştim.

Bu olaydan sonra kadınların devreye gireceğini. Fidan'ın iki gözü iki çeşme Zehra'ya koşacağını, bu defaya mahsus affetmemi isteyeceklerini, benim de evde huzursuzluk çıkmasın diye Suat'ın işe dönmesini kabul edeceğimi geçirmiştim aklımdan daha sonra oturup düşündüğümde.

Biraz ferahlamak için internete girdiğimde Ayşe'den gelen mesajları görmüştüm. Merak etmişti neredeyim, diye. Beni birinin merak etmesi çok hoşuma gitmişti. Hemen "merhaba!" diyen bir mesaj attım. Cevabı da birkaç dakika içinde geldi.

Ne olup bittiğini sorunca da olayları kısaca anlattım. Meğer onun kocası da böyle maceralara girmiş. Hayır para işlerine değil, karı kız işlerine...

"Evlendikten altı ay sonra hamile kaldım" diye anlatmaya başlamıştı Ayşe. Evlendiklerinde ikisi de çok gençlermiş. Üniversiteyi bitirince Ayşe hemen bir işe girmiş. Orada da kocası şefiymiş. Aralarında bir yakınlaşma olmuş. Kısa bir süre flört ettikten sonra evlenmeye karar vermişler.

Ayşe okumaya meraklı bir kadın olduğu için hamilelikte karı kocanın arasına soğukluk girdiğini biliyormuş. O nedenle de doktor izin verdiği sürece kocasıyla ilişkiye girmeye devam etmiş. Ama bu fedakarlığı bile işe yaramamış. Zaten hamileliğin ilerleyen aylarında ilişkiye de giremez olmuşlar doğal olarak. Kocası önce baldızına göz koymuş. Kötü bir şeyler olmasın diye doğum için yardıma gelen kız kardeşini bir bahane ile uzaklaştırmış Ayşe. Ama bu kez de komşunun kızına, karısına göz diktiğini fark etmiş kocasının. Kim bilir işte neler karıştırıyordur, diye kafasına takılmış. Biraz araştırınca da birçok vukuatı olduğunu öğrenmiş.

Yuvası yıkılmasın bozulmasın diye çok uğraşmış ama başaramamış. "Galiba boşanacağız. Artık eve de gelmez oldu" diye sözünü noktalamıştı Ayşe.

Zehra'nın "Ah siz erkekler hep aynısınız" deyişin anımsadım. Haklıydı kadın. 

Üçlü İlişki (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin