Üçlü İlişki (Tamamlandı)

Bölüm 35

Banyodan çıktığımızda ikimiz de neşeliydik. Temiz çarşafın üzerinde sevişmeye devam edeceğimizi hayal ediyordum. O sırada telefonum çaldı. İşten bir şey sormak için aramışlardı. Onu cevaplarken defalarca arandığımı fark ettim.

Çamaşır makinesi ile buzdolabını getirenler kapıyı çalmış, duyuramayınca beni cepten birkaç kez aramış, sonra da gitmişti. Adamları tekrar gelmeye ikna etmek için oldukça dil dökmem ve nakliye ücretini tekrar ödemem gerekmişti.

Bu sırada da oldukça zaman kaybetmiştik ve Ece kendini ev işlerine kaptırıp sevişme havasından çıkmıştı. Zaten art arda gelen telefonlar da beni rahat bırakmıyordu. Bugün yetişmesi gereken üretim bitmemişti. Gidip işlere bakmam, nerede aksıyorsak müdahale etmem gerekiyordu.

Ece beni teskin edip, "Akşam yemeğine gelirsin" diyerek yolcu etmişti. Sesinde evli bir kadının kocasını yolcu ederkenki hal vardı. Bir an Ece'yle evli olduğumuzu hayal ettim. Zehra ile yaşadıklarımızdan ne kadar farklı olurdu, diye düşündüm. İlk yılların heyecanı geçtikten, belki bir çocuk yaptıktan sonra Ece Zehra'ya dönüşür müydü? Büyük ihtimalle evet, diye cevapladım bu sorunun cevabını. Sonra da "Ama Ece farklı" diye kendimi teskin etmeye çalıştım. Ama Ece'nin Zehra'dan ne farkı vardı bilmiyordum. Aslında düşünmek de korkutuyordu. Geleceği düşünüp tasalanmak değil, anı yaşayıp keyfini çıkartmak daha doğruydu.

İşteki sorunlar akşam yemeği saatinde de, gece yarısında da bitmek bilmemişti. Sürekli telefonla konuşmaktan, insanları ikna etmeye çalışmaktan kafam kazan gibiydi. Zaman zaman Ece arıyor, güzel sözlerle bana moral veriyordu. Hatta bir ara görüntülü aradı ve evin son halini gösterdi bana.

Sanırım o sırada aklıma gelmişti görüntülü sanal seks konusu. Gecenin bir saati artık işyerinden ayrılıp eve ya da Ece'ye gidemeyeceğim anlaşıldığında konuyu Ece'ye açmıştım. Başlangıçta tepki göstermiş. "Daha yeni seviştik, yetmedi mi?" diye söylenmişti.

Sonra da neden böyle bir şeyden yana olmadığının gerekçelerini sıralamıştı sinirli bir sesle. Sinirlenince çok ve rahat konuşuyordu.

Ece, her gün ünlülerin ifşa kasetlerinin çıktığını, herkese rezil olduklarını, genç kızları sevgililerinin kandırıp videoya çektikten sonra internette paylaştıklarını, bu tür görüntüler nedeniyle cinayetler işlendiğini, böyle bir ortamda bunu yapmanın doğru olup olmadığını soruyordu. Haklıydı. Bunu ona da söyledim ama işten o kadar canım sıkılmıştı ki farklı bir şeyler yapmak istiyordum aklıma da bu gelmişti. Tabii derdimi Ece'ye anlatamadım. Bu konulara kapalı biri olduğunu da böylece anlamış oldum. Görüntü bir yana sözlü ya da yazılı olarak bile sanalda bir şey yapmaya karşıydı. "Çok yorgunum" diyerek konuyu kapattı.

O sırada Ins'ten tanıştığım kadın aklıma geldi. Tabii daha yeni tanışmışken ona sanal yapalım diyecek halim yoktu. Sadece yeni bir şeyler yazdı mı, diye merak etmiştim.

"Neredesin," diye soran iki mesaj atmıştı. Çok geç olmuştu, bu saatte uyanık olacağına ihtimal vermiyordum ama yine de "merhaba" diyen gülücüklü bir mesaj attım. Birkaç dakika sonra gülücüklü cevabı geldi. Uyumuyordu.

Uzun bir sohbete başladık. Daha çok hayat, dostluklar, insan ilişkileri ve nihayet aşk hakkında laflar ediyorduk ama bu lafların yavaş yavaş bir flört havasına kaydığını da sonradan yazışmalarımızı okuyunca fark etmiştim. Burada kadının bir kurnazlığı yoktu, lafı oralara kaydıran bendim. Kadın da baştaki gibi hemen laflara atlamıyordu. Sanırım işin ciddileştiğini fark ettiği için daha temkinliydi.

Ne adını söylemişti, ne de kendi hakkında bir bilgi vermişti ama sohbetimiz çok hoşuma gitmişti. Sanki ruhumu okuyordu. Birçok görüşümüz ortaktı. Bana karşı çıktığı konularda da ne diyeceğimi doğru tahmin ediyordu. Beni daha fazla tanımak, daha çok bilgi almak konusunda da ısrarcı değildi. Bu hali de "fake bir hesapla mı, karşı karşıyım, biri beni işletiyor mu" kuşkularıma son vermişti.