Bölüm 22

481 0 0
                                    

En iyisi kartları açık oynamaktı. Gizlim saklım olmayacaktı. En azından bilinmesi gerekeni birinci ağızdan, benden duymuş olacaktı Zehra. Aksi taktirde elalemden duyacak ve bu da sorun yaratacak, kuşkulanmasına yol açacaktı. Oysa ben anlatırsam herhangi biri bir dedikodu yapmaya kalktığında "Biliyorum" diye cevap verecek bu da bir daha dedikodu yapılmasını önleyecekti. Küçük aklımla böyle bir yol bulmuştum.

Dün gece giysileri kızların evine götürdüğümü anlatmıştım örneğin ama yaptıkları küçük defileden söz etmemiştim. Bugün de Ece'nin geldiğini Melek'le karşılaştıklarını anlatmıştım. Ama Ece'nin çiçek getirdiğinden de, ben Melek'i sonradan pişmanlık duyacağım şekilde biraz sertçe kapı dışarı ettiğimde Ece'nin kalkıp oturduğum yere gelip "Lütfen bir daha bu kadar sinirlenme, hele kadınlara hiç böyle davranma!" diyerek ayakta dururken bana boynumdan sarıldığını benim de oturduğum yerde onun ince beline sarılıp başımı karnına dayadığımı ta kapı çalınıp kebaplar gelene kadar öyle kaldığımızı anlatmayacaktım.

Daha sonra tepsiyi ortadaki sehpaya koyup kebaplarımızı yerken diz dize, zaman zaman sanki kazaymış gibi ellerimiz birbirine çarparak, bu küçük çarpışmalardan sonra durup birbirimizin gözlerinin içine bakıp gülümseyerek o duygusal havayı devam ettirmiştik.

Çaylarımızı içerken omuz omuzaydık. İşe dönerken de bana sımsıkı sarılmış yanaklarıma ıslak öpücükler kondurmuştu. Ben de ona aynı şekilde karşılık vermiştim.

Ece kapıdan çıkarken bir an dönmüş "Akşam iş çıkışı uğrarım" demişti. Nasıl mutlu olduğumu, yüreğimin nasıl pır pır ettiğini anlatamam.

Ne zaman gelecek diye dakikaları saymıştım akşama dek. O da söz verdiği gibi iş çıkışı hemen gelmişti. Sanırım koşmuş ya da koşar adım gelmişti. Soluk soluğaydı kapıdan girip bana sarıldığında.

Öyle uzun uzun sarılıp kalmak isterdim ama mesai bitimine doğru bizim işyeri iyice hareketlenir, benim odaya giren çıkanın haddi hesabı olmaz, hemen herkes de kapıyı çalmadan içeri dalardı.

Ece daha önce olduğu gibi bir koltuğun kenarına ilişip yine benim işlerimi bitirmemi sessizce beklemişti. Odanın boş olduğu anlarda Ece'ye bakıyor, onu baştan ayağa süzüyordum. O da benim bakışlarımı hemen hissediyor, başını kaldırıp gözlerini gözlerime dikiyordu. İçeri biri girene dek de öyle göz göze kalıyorduk.

Bütün geceyi onunla geçirmek isterdim. Öncelikle birlikte akşam yemeği yemeyi teklif etmeyi aklımdan geçirmiştim. Sonrası gelir diye düşünüyordum. İyi ki söylememişim. Zehra aramış bütün planlarımı bozmuştu. Eve gitmem gerekiyordu. Apartman yönetiminin toplantısı varmış, mutlaka katılmam gerekirmiş. Ece ile göz göze bakışırken konuşmuştum telefonda. Ece kiminle konuştuğumu anlamaz umuduyla kısa kesmeye çalışmıştım konuşmayı. Ama arabaya doğru yürürken karımla konuştuğumu anladığını belli etmek amacıyla olsa gerek "Evdekileri bekletme istersen. Ben otobüsle giderim" demişti. Bu cümleden kendisini eve götürmemi istediğini de anlamıştım. Söylemese kalın kafalılık edip kızı orada bırakma ihtimalim yok değildi.

Arabada eli hep vitesi tutan elimin üzerindeydi. Hiç konuşmadan, ellerimizle mesajlar vermeye çalışarak mahallelerine kadar öylece gitmiştik. Ancak evlerinin bulunduğu sokağın caddesine geldiğimizde elimi bırakmıştı. Yine sokağa girmemi istememiş, inerken de eğilip kaçamak bir öpücük kondurmuştu yanağıma.

Eve girerken içimde biraz suçluluk duygusu vardı. Ama Zehra'yı kendi havasında görünce rahatlamıştım. Her akşamki gibi mutfakla salon arasında koşuştururken işte yaşadıklarını, evde bebekle neler yaptıklarını anlatıyordu.

Apartman toplantısına yetişmem gerektiği için yemeği acele yememiz gerekiyordu. Telaştan benim yüzüme bile bakamamıştı. Belki baksa halimde bir farklılık keşfederdi. Arabayı park ederken Ece'ye sadece bir kalp emosundan oluşan bir mesaj atmıştım. O da bana önce onlarca kalpten oluşan bir emo, sonra da yanaktan öpen bir emo yollamıştı.

Apartmanın çatısında sorun varmış, tamir edilmesi gerekiyormuş ama alt katlarda oturanlar tamirat parasına katılmak istemiyorlarmış. Yönetici bunu uzun uzun anlatmış, niye herkesin bu masrafa katılması gerektiğini izah etmeye çalışmıştı. Alt kattakiler de yine uzun uzun neden bu masrafa katılmayacaklarını anlatmışlardı kendi mantıklarınca. Sonunda en üst katta oturan komşu sinirlenmiş "ben de sizin evi su basarsa hiçbir şey ödemem" demişti. Bağırış çağırış içinde hiçbir sonuç alamadan toplantı dağıldığında gece yarısı olmuştu.

Eve girdiğimde Zehra çoktan yatmıştı. Ses çıkarmamaya çalışarak soyunup yatmış, yan vaziyette yatan karıma sarılmıştım. Zehra'nın geçen günkü gibi geceliğinin altına külotundan başka bir şey giymediğini fark etmiştim sarıldığım anda. Bu da kızların dün geceki hallerini aklıma getirmişti. Ece'nin imgesi ile Asu'nunki birbirine karışmış, Ece'yi Asu gibi içine hiçbir şey giymemiş hayal etmiş, hemen uyarılmıştım.

Zehra'ya sıkıca sarılıp memelerini geceliğinin üzerinden avuçladım. Benimki de bu arada kalçasının arasına yerleşmişti yine geceliğin üzerinden. Kasıklarımı kalçasına bastırıp çekerken aynı ritmle memelerini avuçluyordum. Uyumuş olsa da bu hareketim onu uyandırmış olmalıydı, meme uçlarının sertleşip büyümesinden anlıyordum ama sesini çıkartmıyordu. Normalde "Çok yorgunum. Uyumak istiyorum" gibi sinir edici bir laf edip kollarımın arasından çıkar yatağın kenarına kayıp sarılamayacağım bir şekilde büzülürdü.

Bir bacağımı bacağının arasına sokarken ensesinden öpmeye başlamıştım. Bu sırada ellerim memelerini avuçlamaya devam ediyor, benimki kıçının arasına bastırıyor ve dizim orasına baskı yapıyordu. Karşı koymadığı gibi belirsiz bir hareketle kalçasını biraz geriye çekmiş dizimin yerleşmesini kolaylaştırmıştı.

Ensesinden boynuna doğru yönelirken bir elimi karnına doğru kaydırmış, geceliğinin eteğini sıyırıp orasını külotunun üzerinden avuçlamaya başlamıştım. Artık bana küçük kalça hareketleriyle karşılık veriyordu. Orasını avuçlarken dizimi çekmiş aleti bacak arasına yerleştiriyordum ki beni şaşırtan bir hareketle külotunu kaydırmış benimkinin doğrudan orasına sürtünmesini sağlamıştı.

Elimi geceliğinin altından memesine doğru kaydırırken yanağını öpüyordum. Orası iyice ıslanmıştı ve karşılıklı kalça hareketleriyle benimki bir süre fırça çektikten sonra kendiliğinden içeri kaymıştı.

Zehra dirseğinin üzerinde biraz doğrulup geceliğini omuzlarına kadar sıyırınca ben de pijamamın üzerini aynı şekilde sıyırmıştım. Tenlerimiz tenlerimize değiyordu kalçalarımız gitgide daha hızlanırken.

Onunkinin genişleyip derinleştiğini hissediyordum her ileri doğru hamlemde. Zehra da sanki daha derine girmesini istercesine kalçasını kasıklarıma daha sert bastırıyordu. Kendimi tutmak istememe rağmen bu hıza dayanabilmem mümkün değildi. Oh çekerek boşaldım. Ama Zehra durmamış, kalçasını olabildiğince hızlandırarak devam etmişti. Artık aletim benden bağımsız, Zehra'nın yönetimindeydi. Zehra "Uh, uh, uh" diye sesler çıkartıyordu. Temposu öyle hızlı ve hoştu ki gözlerimi kapayıp Ece'yi düşünmeye başlayınca tekrar sertleşmeye başlamıştım. Ben ayrı bir Dünyadaydım Zehra başka bir evrende.

Hayal ediyor ama Ece'nin vücudunu bir türlü belleğimde canlandıramıyordum. Yine de onunla sevişmeyi hayal etmek bana yetmişti. Bu sırada sanırım Zehra boşalmıştı ama benim pompalamaya devam etmem biraz yavaşlasa da onun da bana eşlik etmesini sağlamıştı.

Yeniden Zehra'ya sarılmış memelerini avuçlamaya başlamış, boynunu, yanağını öpüyordum. Bu arada onun da hızı artmaya başlamıştı. Beni biraz iterek sırtüstü hale getirmiş, sırtı göğsüme gelecek şekilde üzerime yatmıştı. Belinden iki elimle kavramış üzerimde bedeninin yukarı aşağı kaymasını sağlamıştım. Ama bu durumda pek fazla devam edemeyecektik. Neyse ki Zehra da bunu fark etmiş bacaklarını iki yana sarkıtıp üzerinde doğrulup ata biner pozisyona gelmiş, dizlerimden tutarak üzerimde zıplamaya başlamıştı.

Bir süre sonra yana doğru devrildik. Sanırım en rahat ettiği pozisyon buydu. Belinden iki elimle kavrayıp son darbeleri vurdum. Önce o geldi. Biraz sonra da ben derine doğru darbeler atarak oh'lar çekerek kendimi bırakmış, aletin fışkırtmasına izin vermiştim.

Sabah bebeğin ağlaması ile uyandığımda geceki halimde ve sırılsıklam terliydim. Ece'nin aşk sözcükleri ile dolu mesajını da o halde okuyup "Şimdi yanımda olsan ne hoş olurdu!" diye cevap vermiştim. Neyse ki halimi bilmiyordu. 

Üçlü İlişki (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin