Kapı çalındığında ikimiz de çırılçıplak uyuyorduk. Sabah güneşi perdeyi örtmeyi unuttuğumuz için üzerimize vurmuş, bizi terletmişti Ece'nin bedeninin alt kısmı benim üstümdeydi. Kalçasını kaydırıp bacaklarını üzerimden çekerken ilk aklıma gelen polisin beklendiği gibi kapıya dayandığıydı. Telaşla bornozumu giyerken "Burada olduğumuzu nasıl öğrendiler acaba?" diye düşünüyor, nasıl davranmam gerektiğine karar vermeye çalışıyordum.
Avukat zinanın suç olmadığını, polisin bu gerekçeyle evi basmayacağını ama karım ve akrabalarına karşı tedbirli olmamızı söylemişti. Onlar yasalara aykırı olsa da kapıya dayanabilirdi ve böyle çok olay vardı kayıtlara geçmiş.
Bu durumda yapmam gereken kapıyı açmamak ve hemen polisi çağırmaktı. Telefonumu alıp kapıya yönelirken "Kim o!" diye seslendim. Sesime Ece uyanmış "Ne oluyor sevgilim?" demişti ama ona cevap verecek halim yoktu.
Gelenin resepsiyondan olduğunu anlayınca Ece'ye dönüp üstünü örtmesini işaret ettim. Otel girişinde bir polis memurunun beni beklediğini, telefonla aradıklarını ama ben açmayınca kapıyı çalmak zorunda kaldıklarını söyleyip özür dilemişti görevli.
Polis kapıya dayanmadığına göre vahim bir durum yoktu ama yine de endişe verici, can sıkıcı bir olay olduğu da belliydi. Yoksa bu saatte polis niye gelecekti ki!
Hızlıca giyinirken Ece'ye sakin olmasını, yarım saate kadar gelmezsem avukatımı arayıp haber vermesini söylemiş, bir kağıda da avukatın telefon numarasını yazmıştım.
Ben bunları söylerken Ece de giyinmişti ve beni yalnız bırakmaya niyeti yoktu. Sert bir sesle "Burada kal! Dediklerimi yap!" dediysem de başını olmaz diye iki yana sallamış, gözleri dolmuş, alt dudağı kıvrılmıştı. Beni iki adım geriden izlemesine itiraz etmedim. Polisi yeterince bekletmiştim.
Bir polis lobide otel yöneticisi ile sohbet edip çay içiyordu. Geldiğimi görünce kalkmış, kendini tanıttıktan sonra hakkımda bir şikayet olduğunu, karakola gelip ifade vermem gerektiğini söylemişti. İstersem avukatıma da haber verebilirdim.
Öyle de yaptım. Avukatım böyle bir gelişmeyi bekliyor olmalıydı ki hiç şaşırmamış, polisle birlikte karakola gitmemi, bir avukat arkadaşını oraya yönlendireceğini, avukat gelene kadar hiçbir şey söylemememi, ifade vermememi söylemişti.
Ece sonunda otelde kalıp beklemesi gerektiğini anlamıştı. Sarılıp, yanağından öperken gözlerinden sicim gibi yaşlar akıp yanağından süzülüyordu ama bu yaşları görmezseniz gayet sakin durduğunu sanabilirdiniz. Öyle metanetliydi sevgilim.
Avukatın gelmesi, ifademin alınması iki saatten fazla sürmüştü. Beklerken zina felan olsa böyle davranmazlar belki de karşılıksız çek olayı olabilir diye düşünmeye başlamıştım. Ödemesi unutulmuş bir çek aylar sonra bu tür olaylarla karşılaşmanıza neden olabiliyordu. Birçok meslektaşımın başına gelmişti.
Meğerse Zehra beni hırsızlıkla suçluyormuş. Eşyalarımı yollamak falan da hep bu planın parçasıymış. Böylece adresimi öğrenmiş, sonra da ziynet eşyalarımı, paramı çaldı diye beni polise ihbar etmiş. Zarf içinde yolladığı alyans ve takılarla, bin lira da delil olacakmış.
Beni kurtaran o zarfı evde bırakmayıp işyerime götürüp kasaya kilitlemem olmuş. Eve giden polis zarfı bulamayınca Zehra'nın ihbarının hırsızlık bildirmek için değil de bu bahane ile zina kaydı yaptırmak niyetiyle olduğunu anlamış. Ama soruşturmayı tamamlamak gerektiği için polis kayıtlarından benim nerede olduğumu tespit etmişler. Kaçmayacağımı bildikleri için de acele etmemiş sabahı beklemişler. Onlar için sabah saat altıymış. Yani bizim mışıl mışıl uyuduğumuz zamanlar. Polis evden ayrıldıktan sonra Asu Ece'yi de beni de defalarca aramış ama telefonlar sessizde olduğu için bize ulaşamamış.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Üçlü İlişki (Tamamlandı)
General FictionEvli bir adam sosyal medya üzerinden tanıştığı bir genç kızla ilişkiye girer. İlişkileri kısa zamanda aşka dönüşür. Ama genç kızla aşkı yaşamak demek onun kardeşi gibi sevdiği, aynı evde yaşadığı kızla da birlikte yaşamak demektir. Bu birlikte yaşam...