2 - Renkli Rüyalar Oteli

3.7K 211 188
                                    

acayip bir bölüm oldu.

son kısmı bölüp sonra yayinlayabilirdim ama O KADAR IYIYDI KI bolmeye kiyamadim.

iyi okumalar diliyorum ❤️‍🔥

-


Hakan Arslan'ı geçen pazartesi Ceyda'nın çalıştığı ofiste görmemiş olsam bu akşam yaşananların hiçbiri yaşanmayacaktı.

Tanımadığım bir adamla -aslında teknik olarak artık tanışmış sayılırdık- Asmalı'da Beyoğlu'nun ara sokaklarında yürürken olmam gerekenden çok daha kaygısızdım.

"Fazla uzaklaşmayalım, Ceyda'dan, yani içeride kalan arkadaşımdan çantamı almam lazım."
Elimdeki telefondan başka hiçbir şey yoktu yanımda. Cüzdanım, kimliğim, evimin anahtarı, her şey çantamda kalmıştı.

Sevgili suç ortağım kafasını göğe kaldırarak "Yağmur başlayacak." dedi. Sonra bana döndü. "Benlik hiç sıkıntı yok, yağmur severiz."

"Sever misiniz?" dedim alayla. Konuşması, yürüyüşü, bakışı, kendine has bir enerjisi vardı. Şeytan tüylü denilen adamlardan olduğu belliydi, erkek gurmesi değildim ama bu kadar kısa sürede yanında kaygısız yürüyebilmemi herkesin sağlayamayacağının farkındaydım.

"Severiz. Siz sevmez misiniz?"
Nezaketimi tiye alıyordu. Çaresizce kendisine 'beyefendi durur musunuz' diye seslendiğim anları anımsadım, iyi eğlenmiş olmalıydı.

"Şu geceyi sırılsıklam olarak mı tamamlayalım?"

"Olalım sırılsıklam."

Pekala, ben bu cümleyi gerçek anlamıyla değerlendireceğim, yüzündeki çapkın sırıtışı da fırlamalığına yoracağım.

Yürürken "Karadeniz çocuğuyum, bozmaz yağmur." diye devam etti.

"Anladık, bozmaz seni."

"Seni bozar mı?"

"Bozmaz, Alper."

İlginç bir şey söylemişim gibi suratıma baktı. İnsanlar birbirine adıyla seslenirdi, mesele neydi?

"Aslında burda bizim İdris abinin mekanı var, oraya mı gitsek? Aç mısın?"
Ellerini pantolonunun cebine sokuşturmuş yanımda sallana sallana ilerliyordu. Açtım. Saçmasapan bir gün geçirmiştim, doğru düzgün yemek yiyecek halim ve fırsatım olmamıştı. Akşam da direkt Ceyda ile buluşmuştuk.

Boş mideyle alkol almak istemediğim için mekanda soda içip Ceyda'nın birasının eşlikçilerinden otlanmıştım. Patates kızartması ve çerez de karın doyurmuyordu.

"Açım."
Saçmasapan olaylarla başlayan tanışıklığımız bir date e mi evriliyordu yoksa bana mı öyle geliyordu?

"Süper, o zaman İdris abiye gidiyoruz. İyi oldu vallahi ben de ne zamandır fırsat bulamıyordum."

Yan yan ona baktım. "İyi oldu Hakan Arslan'ı yumruklayıp peşimize bir ordu dolusu koruma taktığın, yoksa nasıl İdris abine gidecektik?"

"Yav ama bak..." diye isyan etmeye girişti. Sonra cümle arasında yediği haltı yavaş yavaş idrak etmiş olacak ki kendi kendine güldü. "Piç herif gözümün önünde bir kadını rahatsız ederken kör mü olacaktım?"

"Kör olmadığın için teşekkür ederim, minnettarım ama biçerdöver gibi ortamın anasını ağlatmana gerek yoktu. Demek istediğim o. Burnunu kırdın muhtemelen, kemik çatırtısı duyduğuma yemin edebilirim."

delibalHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin