30 - Duma Duma Dum

2.3K 290 310
                                    


hellö kelebeklerim !!

30. bölüme geldik. aglamak istiyorum ama cok mutluyum da.

iyi ki delibalı yazmisim, iyi ki okumuşsunuz ve sizi tanımışım.

finale yalnızca birkaç bölümün kaldığı şu günlerde hem evrenimizle hem sizinle ufaktan vedalaşmaya başlamalıyım sanırım..

bu bölüm biraz farklı. okurken anlayacaksınız zaten. benim hissettiklerimi hissedecek misiniz, yorumlarınızı sabırsızlıkla okuyacağım. sizinle son birkaç kez satırlarda buluşmamızın tadını çıkaralım.

umarım keyif alırsınız, iyi okumalar diliyorum.

***

"duma duma dum,senmişsin yerim yurdum

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"duma duma dum,
senmişsin yerim yurdum."

***

"N'apıyorsun?"
Banyo kapısında durmuş onu izliyordum.

Yatakta kucağımda uzanırken neredeyse sızacak gibiydi. Aniden kalkıp banyoya geldiğinde kusacağını falan zannetmiştim. O ise lavaboda önce defalarca kez yüzünü yıkamıştı, şimdi de kafasını musluğun altına tutuyordu.

Suyu kapatarak doğrulduğunda sorumun üstünden neredeyse bir dakika geçmişti. Kenardaki havluyu alarak yanına yaklaştım.

Islak saçlarından akan sular tişörtünü de ıslatmıştı ama umrunda gibi durmuyordu. "Ayılmam lazım." dedi.

Elimdeki havluyu fark etsin diye hafifçe kaldırdığımda bana dönüp aldı. Muhtemelen buz gibi suyla yıkadığı için burnu kızarmıştı. Alnından şakağına süzülen su damlalarını takip etti gözlerim, ardından ıslak dudaklarını, çenesini. Havluyu yüzüne kapatmadan önce "Ayılmam lazım." diye tekrar etti.

Önce yüzünü, ardından saçlarını kabaca kuruladı. Onu, arkamda birleştirdiğim ellerimle dudak sarkıtarak izledim. Deli gibi davranıyordu.

İşi bitince havluyu arkadaki kirli sepetinin üstüne fırlattı. "Ayıldın mı?" dedim.

Karşıma geçtiğinde gerçekten de gözlerinin daha ayık baktığını fark ettim. "Tam değil, sana zahmet kahve falan yaparsan iyice açılacak kafam."

"Kahve? Bu saatte?"

Yanımdan geçti. "Ben de yaparım, kahvenin yerini göster." Kolundan yakalayarak onu durdurmak zorunda kaldım. Kendime doğru çekiştirdiğimde direnmeyerek bir adım geriledi. Yarım dönmüş bedenimle omzumun üstünden ona bakıyordum. "Neden seni ayıltıyoruz?" diyerek çok mantıklı bir soru yönelttim.

"Siktir Gökdeniz, neden ayıltıyoruz sence?" Dedi burnundan soluyarak, bakışları dudaklarımdaydı ama hemen sonra kendine kızmış bir ifadeyle zorla gözlerime baktı. "Her gün bana aşkını ilan etmiyorsun. Ben bu gece için neler çektim, ayılmam lazım. Konuşacağız."

delibalHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin