7 - Mesafeler

3.7K 254 74
                                    

hellö!!

sınırın geçilmesine 1 oy kalmış ama hadi o da benden olsun dedim ve yazmayı bitirdiğim bölümü yayınlayayım dedim

bu ayrilik sonrasi ilk günümüz oldugu icin ozel bir bölüm o yüzden hemen okumaniz gerekiyormus ahshdhfhffj

yeni bölüm icin sınırımız yine 65 oy diyorum ve gidiyorum

iyi okumalar bal boceklerim

-

"Deniz, yanık kokuyor!"

Ceyda'nın sesiyle irkilerek kendime geldim.

Yanık kokuyordu çünkü tavadaki köfteler yanmaya başlamıştı.

Telaşla maşayı elime alıp ocağın altını kısarken Ceyda yanıma geldi.
"Oof, kömür olmuş bunlar."

"Olmamış olmamış, yenir." diyerek çevirdim köfteleri.

"Zehirleneceğiz vallahi..." diye mırıldandı tepemde dikilen Ceyda.

"Abartma Ceyda!"

"Kızım aklın neredeydi bu köfteler kömür olurken?"

Aklım neredeydi?
Aklım buralardan çok uzaklardaydı.

Tavadaki beş köfteyi de çevirdikten sonra maşayı kenara bırakıp ona döndüm. Kalçasını tezgaha yaslamış, ellerini göğsünün üstünde bağlamış beni izliyordu. İşten yeni geldiği için üstünde hâlâ gri kumaş pantolonu ve blazer ceketi vardı.
"Nerede olacak benim aklım?" diye terslendim. "Çekil git şuradan da üstünü değiştir hadi, yemek yiyeceğiz."

"Tamam yeriz yeriz ama çok büyük haberlerim var, konuşmamız lazım."

Tabii, konuşmamız gerekenler vardı.

"Ne konuşacağız?"
Ben de ellerimi onun gibi göğsümün üstünde bağladım. "Bütün gece Muhammed Kerem Aktürkoğlu ile ne yaptığınızı konuşacak mıyız mesela?"

Gece Alper gittikten sonra uyumadan yine Ceyda'yı aramıştım ve yine açmamıştı. Sabah uyandığımda ise telefonumun ekranında saat 8'de yollanmış bir mesaj duruyordu. Ceyda Hanım bir sorun olmadığını, işe gitmek üzere evden çıkacağını yazmıştı.

"Konuşabiliriz tabi ama anlatacak bir şey yok." dedi rahatça.

"Nasıl bir şey yok? Bir şey olmayan haliniz bütün geceyi birlikte geçirmiş haliniz mi? Demek bir şey olsa-"
Sustum.

Ceyda göz devirdi. "Ya kızım, sinemaya gittik diyorum sinemaya! Kadıköy sinemasında Harry Potter gecesi vardı, saat 12'den sabah 7'ye kadar Harry Potter izledik!"

"Eee?" dedim beklentiyle.

"Ee falan yok, bu kadar. Aramızda öyle sandığın gibi bir şey olmadı, son derece arkadaşçaydı."

"Sen daha fazlasını ister miydin peki?"
Dediğimde çok absürt bir şey söylemişim gibi güldü. "Hayır tabi ki, Kerem farklı biri. Sen onu tanımadığın için böyle konuşuyorsun."

Bakışlarını kaçırıp tezgahın üstündeki salata yapmak üzere dilimlediğim salatalıklardan bir dilim aldı. "Hem..." dedi, bir ısırık aldı. "İlla niye aklın oraya gidiyor? Dün gece muhabbet çok eğlenceliydi, saat 12'ye gelirken laf arasında bu gece sinemasından bahsettim. Haberi bile yokmuş çocuğun, İstanbul'da yaşayıp Kadıköy sinemasını nasıl bilmiyorsa? Öyle deyince, ikimiz de Harry Potter fanı olunca, bir anda hadi gidelim dedi. Ben de gaza geldim, gidelim dedim. On beş dakika sonra sinemanın önündeydik, koşa koşa girdik salona."
Kıkırdayarak bitirdiğinde cümlesini, kaldırdığım kaşlarımla onu dinliyordum.

DelibalHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin