14 - Aşk Yüzünden

2.7K 247 128
                                    

hellö çiçeklerim !!

sizlere ciccek gibi bir bölüm getirdim. icinde de sürprizim var. bölümün sonunda muhtemelen hep birlikte hani yeni bölüm diye aglariz (ben de yazmak icin agliyorm sizinle çünkü benim de okumam icin yazmam lazim sonucta ??

cook iyi okumalar diliyorum, herkes en sevdigi en hüzünlü sezen aksu sarkisi esliginde okuyabilir.

yeni bölüm icin sınırımız yine 150 oy.
optummm

-

İnternetin korkunç bir yer olduğunu düşünürken fazlasıyla ciddi ve haklıydım.

Her şey birkaç saat içinde altüst olabiliyordu.

Bir akşam vakti bütün magazin siteleri nereden geldiği bilinmez bir duyumla Barış Alper Yılmaz'ın Portekiz maçına bir gün kala antrenmanda yaşadığı sakatlığın haberini girmeye başlamıştı.

Daha sabah konuştuğum keyfi gayet yerinde olan adamın öğlen başına ne gelmişti bilmiyordum. Hiçbir yetkiliden açıklama yoktu. Öğrenebileceğim tek kişi bizzat kendisiydi ama öğleden sonra yazdığım mesajları görmemişti bile.

Bu kadar uzun süre haber alamamış olmam bile ortada bir sorun olduğunu gösteriyordu.

İçim rahat değildi. Bizim haber sitesi için de olaylar karışmıştı. İnternette Gürcistan maçında milli takımın yaptığı savunma hataları Portekiz maçında da tekrar edilirse yenilginin kaçınılmaz olacağı konuşuluyordu.

Takıma eleştiri yazılarının bir bir ortaya çıktığı, Barış Alper Yılmaz'ın sakatlığına dair kaynağı belli olmayan haberlerin yayıldığı bir gün geçirmiştik.

Bu şartlar altında benim galibiyet gecesi yazdığım milli takıma destek yazımın bugün yayınlanmamasının daha doğru olacağına karar vermişti Oğuz. Bu "rüzgar nereden eserse oraya gidelim" bakış açısını beğenmesem de karşı çıkmamıştım çünkü ortada daha önemli başka bir tartışma konusu vardı.

Siteye Alper'in sakatlığıyla ilgili bir yazı girip girmeme konusunda anlaşamıyorduk.

"Biz resmi bir haber sitesiyiz, kaynağı olmayan bilgiyi haber diye yayınlamayalım, yarın sabah resmi açıklama geldikten sonra güzel bir yazı derleriz." dedim, online toplantıdaydık ekiple.

Saat 11'i geçiyor, 12'ye yaklaşıyordu, gecenin bir saatiydi ama Oğuz, Alper konusunda son kez karara varmak için kısa bir toplantı açacağını söylemişti.

Ekipte benim dışımdaki herkes haberi girmemiz gerektiğini savunuyordu. Ben ise etik kurallara bağlılığımdan mı yoksa Alper'i koruma içgüdümden mi bilmiyorum, belki de ikisi birden, bu haberi bu gece asla çıkarmak istemiyordum.

Şayet dedikodular yalansa yarın Alper maça çıktığında bu dedikodular başına bela olacaktı.

"Başlığa Barış Alper Yılmaz ve sakatlık kelimelerini yazdığımız an görüntülenme sayısının en az 3 kat artacağı kesin. Neden böyle bir fırsatı tepiyoruz?" dedi Aydilge. Kendisi benden iki yaş küçük, henüz üniversitede okuyan ve ekibe genç bir bakış getirmesi için işe alınmış stajyerdi.

"Çünkü magazin sitesi değiliz biz." diyerek basitçe yanıtladım sorusunu. Benim için mevzu bu kadar basitti.

Ayrıca Alper'in adının görüntülenme sayısını 3 katına çıkaracağını iddia etmesi de ayrı bir olaydı.

Aydilge savunmaya geçti. "Bu bir sporcunun sağlığıyla ilgili. Magazin değil."

"Haber ile magazini ayıran en önemli şey kaynağı zaten. Sitenin anasayfasında slogan olarak ilkeli habercilik yazıyor, yeni bir siteyiz ve insanlarla aramızda güven inşa etmemiz lazım. Yarın sabah TFF çıkıp 'Barış Alper Yılmaz'ın sağlık durumu gayet iyi bir sorun yok.' derse ne olacak? Yazıyı kaldıracak mıyız? Bir imaj inşa etmek zordur ama yıkmak çok kolaydır."

delibalHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin