hellö !!
henuz sınır gecilmemisti lakin yazmayı bitirdigim için hemen bu güzel bölümü sizinle paylasmak istedim.
benim en sevdiklerimden biri oldu.
bir kalben şarkısı açın, arkaniza yaslanın ve okumaya baslayin guzelliklerim.
umarim keyif alırsınız.
yeni bölüm için sınırımız yine 180 oy, sonraki bölümü muhtemelen cabuk yazacagim çünkü O BÖLÜM geldi.
ve iste simdi iyi okumalar diliyorum, öptüm.
-
"çocukluğumdan söz etmek isterim sana, eğer sıkılmazsan. bir gün otururuz evde, ben sana hayatımı anlatırım dakika dakika. kaç yaşımdaysam, o kadar yıl sürer konuşmam.
sonra da sen anlatırsın: sevdiğin filmleri, sevdiğin parçaları, sevdiğin canlıları, sevdiğin... hep sevdiğin şeylerden konu açarsın. ben sıkılmam.
ben seninle sıkılmamayı seni ararken öğrendim. seni hayal ederken keşfettim sıkılmamanın azametini.
hacimler açarım sana içimde, dolman için, oraya akman için.
hacimler açarsın bana; çağlayarak gelirim. endişelenmen gereksiz, bir nedeni yok. yalnızca öptüm... "
-küçük iskender
***
1 Saat Önce, Gökdeniz
Biliyorsunuz, hayat sürprizlerle doludur. Ve bu sürprizler çoğu zaman kötü sürprizler olur.
Aydilge'nin Sude Baysal konulu yazısı çıkana kadar Almanya'ya gideceğimden emindim. Fakat tek hamlesi bütün planları altüst etmeye yetmişti.
Muhtemelen o hayalini kurduğu "3 katı görüntülenme sayısı" için Alper'in adını yazmıştı ve evet, haklıydı, magazin haberi 100 bin görüntülenmeye ulaşmıştı.
Ortada düpedüz emeksiz bir kazanç vardı. Kalkıp yalan mı doğru mu belli olmayan bilgileri içine doldurduğu bir magazin haberi yayınlayarak benim bütün emeklerimi hiçe saymıştı.
İlkeli habercilik çabalarımız falan da boşa çıkmıştı artık, hiçbir anlamı kalmamıştı.
"Sıkma canını aşkım, halledeceğiz." dedi yanımda araba kullanan Ceyda.
Sessizce oturmuş akıp giden yolu izlerken bugün yaşananları düşünüyordum. Canımı sıkmamam imkansızdı. Öfkem geçtikçe üzüntümün dozu artıyordu, bir şeyler bu kadar kolay olmamalıydı.