hellö !!!
karanlık yollardan geçip zehir gibi sular içtikten sonra oturup size bölüm yazdım.
şaka gibi ama 25. bölüme geldik. ne ara geldik anlamadım bile. 25 neden benim için özel bir sayı onu da bilmiyorum ama bu bölümün çok çok özel olduğunu biliyorum.
öncelikle, delibal evreninin en uzun bölümü. sonra da içerik olarak çok özel.
playlistteki şarkılar eşliğinde sakin sakin, tadını çıkararak okumanızı öneriyorum. malum kısmı ise -neresi olduğunu okurken anlarsınız- multimedya eşliğinde okumak zorundasınız. (opsiyonel değildir)
böylece uyarısını yapmış olayım: yetişkin içerik unsurları barındıran uzun bir part mevcut.
söyleyeceklerim bu kadar, umarım keyif aldığınız bir bölüm olur. iyi okumalar kelebeklerim !!
ps: oy sınırımız 260 oy olsun, bizim olsun, güzel olsun.
-
Sabah
Onu bir görseniz sanırsınız
O bir deniz yanılırsınızBarış Alper sırtına vuran rüzgar yüzünden hissettiği üşümeye uyandı. Dudaklarında huysuz homurtularla yatakta dönüp elini diğer tarafa uzattı, kendisi bile üşüyorsa Gökdeniz'in daha çok üşüyeceğini biliyordu.
Gökdeniz'in üstünü örtmek istemişti ama yana uzattığı eli aradığı bedeni bir türlü bulamadı, hala kapalı gözleriyle elini soğuk çarşafın üstünde aşağı yukarı hareket ettirdi.
O benim güneş sistemim
Alacalı bikinisinde saklı
Deniz yıldızları, uzay taşları, arkadaşlarıGökdeniz yoktu.
Yatakta onun uyuyor olması gereken yer buz gibiydi, sanki o hiç yatmamış gibi, saçlarını yastığa dağıtmamış gibi.Doğrulduğu yerde gözlerini ovuştururarak açmaya çalışırken ne olduğunu anlamaya çalışıyordu.
Ölü denizciler, kayıp galaksiler
Buldum, gözlerindeler
Senden tek istediğim geçmişin, geleceğin benim olsunBirincisi, bu varla yok arası şarkı sesi nereden geliyordu? İkincisi, balkon kapısı neden açıktı? Üçüncüsü, Gökdeniz neredeydi? En önemlisi üçüncüsüydü ama içinden bir ses diğer ikisinin cevabını bulursa üçüncüyü öğreneceğini söylüyordu.
Yataktan kalkıp sarsak adımlarla balkona yürüdü. Yürürken bir yandan da balkonda oturmuş kitap falan okuduğuna emin olduğu Gökdeniz ile konuşuyordu. "Hasta olacaksın, sabahın köründe niye kalkıp çıkıyorsun dışarı kızım-"
Sustu çünkü balkon boştu. Odaya geri döndü. Kafasını sikmeye başlayan şarkının boğuk sesini yeniden duydu.
Denizler cinayet işlemezler
Aslında kimseyi istemezler
Değiştirdi beni, bu garip astronomi"Gökdeniz!" diye seslendi banyoya doğru. Birkaç büyük adımda buraya geldi, ışıkları kapalıydı aslında, sırf bu yüzden bile Gökdeniz'in orada olmadığını biliyordu ama önce ışıkları ardından kapıyı açtı.
Suçluyum belki ben
Sen sularımda ölürken, güldüm keyfimdenBomboş banyonun her köşesinde gözleri gezindi. Dün akşam önünde Gökdeniz ile dişlerini fırçaladıkları ayna, Gökdeniz'i güldürdüğü an aynaya püskürttüğü diş macununun lekeleri -ki bu yüzden azarlanmıştı- Gökdeniz'in kalçasını dayayıp dudaklarına yapıştığı tezgah, öpüşmeleri esnasındaki ufak kazaya kurban gidip yere düşen sabunluk, her şey yerinde duruyordu, Gökdeniz'in kullandığı pembe diş fırçası da oradaydı ama Gökdeniz yoktu.