9. Bölüm: Karan Murat Sözü

673 18 5
                                    

"Çifte kumrular," dedim arkalarından yaklaşıp ZeyGar çiftini korkutmaya çalışarak. "Ne yapıyorsun?"

"Keyfin yerine gelmiş," dedi Zeynep. Karşısındaki yerime oturdum. Karan arkamdan dolaşıp yanıma oturdu. "Ben Karan'ın peşinden geldiğini gördüğünde bağırıp çağırıp geri yollarsın diye düşünmüştüm."

"Niye yapayım öyle bir şey? Gelene git demem sonuçta."

"Yoo, dersin. Kızım kaç kişiye dedin şimdiye kadar ben sayısını unuttum. Bu var ya," dedi beni Uygar ve Karan'a ispiyonluyormuş gibi. "Sırf kendisi zevk alsın diye geçen sene kulüpte buna yaklaşan bir adama önce yaklaştı, sonra eeeh yeter be sen de fazla oldun deyip kafasına viski şişesi geçirdi. Kuzenim diye demiyorum biraz manyaklıkları vardır."

"Bana diyene bak. Aynı gece hoşlandığın çocuğa baktı diye, bakın altını çiziyorum, baktı diye kafasını striptiz demirine vura vura dövdü. Kötü mü yaptı? Asla. Arkandayım kuzim ama manyaklıklar kapışır diye düşünüyorum."

"Kimin kafasına geçirdin viski şişesini?" diye sordu Karan sakın bir sesle.

"Kimden hoşlanıyordun sen?" dedi Uygar. Biz manyaklıklarımızı anlatıyorduk bunlar kim olduklarına mı takılıyordu? Bunlar da kapışırdı bizimle manyaklık konusunda. Masanın üzerinde duran telefonum çalmaya başladığında babam arıyordu. Gülümsedim.

"Babacığım," diyerek neşeli bir sesle cevapladım telefonunu.

"Güzelim," dedi onun da sesi neşeli geliyordu. "Sesin çok mutlu geliyor. Ne yapıyorsun diye merak etmiştim ben de."

"İyiyim babacığım, Zeyno ve müstakbel nişanlısıyla Şenyuva'ya geldik. Derenin oraya." Karan'ı baş bakarken söylemek istiyordum babama. Ve bu olanları. Abim ortalığı ayağa kaldırıldı ama babam beni her zaman anlıyordu.

"Yani bu mutluluğun Zeynep ve nişanlısıyla olduğun için mi? Yoksa başka biri daha var mı?"

"Var," dedim gülümseyerek. "Ama yüz yüze anlatsam daha iyi olur. Çünkü.. Bilmiyorum işte. Baba ya. Ne zaman gelirsin?"

"İki güne güzelim."

"Tamam, iki gün daha beklerim."

"Tamam kızım. Oradaki, herkese, selam söyle. Seni öpüyorum. Gelince görüşürüz. İyi eğlenceler size."

"Teşekkür ederim babacığım. Ben de seni öpüyorum. Görüşürüz." Telefonu kapattım. "Babam selam söyledi."

"Ay amcamı özledim vallahi, ne zaman gelecekmiş? Nişana yetişecek değip mi?" Sonda sesi daha panik çıkmıştı.

"İki güne gelecekmiş. Nişanı kaçırır mı kızım? Hepsinde yanında olacak."

"Eh, darısı senin başına artık. Sonuçta sen benden ayca da olsa büyüksün."

"Evef, beş ay," dedim gülerek. "Küçükken bana abla demiyorsun diye ağlıyordum hatırlıyor musun?"

"Hatırlamaz mıyım? Sonra gelip ablanıp deyip kafama çıkardın, ikimiz de zırlamaya başlayınca annemle yengem bizi terlikle kovalardı evin içinde. Çok güzeldi."

"Aşkım terlikle kovalanmak mı?" dedi Uygar. Zeynep başını çevirip ona, sen ne anlarsın be, bakışları attı. Başımın arkasındaki saçlarımda Karan'ın elini hissettim. Kolunu sadece uzatıyormuş gibi yapmıştı bankın arkasına doğru. Saçlarıma usulca dokundu. Sevdi. Bugün ona dediğim şeyi hiçbir zaman unutmayacağını biliyordum. O adamın çektiği saçlarımı okşayan ellerinle başka birinin canını almanı istemiyorum, demiştim. Ellerinde şefkat var demiştim. Gerçekten de vardı. Dokusunu beni gram rahatsız etmiyordu. Aksine, dizlerine uzanıp o saçlarımı okşarken uyumak istiyordum şu an. Bakışlarım siyah pantolonundaki koyu, dikkatli bakınca gözüken kan lekelerine kaydı. Fark etmiş olacak ki elini birkaç sanrım geri çekti. Başımı geriye doğru yatırıp eline ulaştığımda dudaklarımda bir zafer gülüşü belirdi. Bir elimi kalbimin üzerine koydum. Sakin ol, alt tarafı saçlarını okşuyor. Far görmüş tavşan gibi oradan oraya konuşturmak istiyordum kalbim.

EfsunkârHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin