"Öldürürüm ben o herifi!" diye bağırıyordu abim evin içinde. Öfkesi beni daha fazla ağlatıyordu. Babam ise öylece bir ileri, bir geri yürüyordu. O da öfkeliydi ama abim gibi değildi. Derin bir nefes alarak yanıma yaklaştı. Saçlarımı sevdi. "Yemin ederim öldürürüm!" diye bağırdı yeniden abim. Babamın saçlarımdaki eli beni sakinleştirirken öylece uzandım kanepenin üzerine. Dizlerimi kendime doğru çekip ağlamaya devam ettim.
"Kızım," dedi babam. Bir şey söyleyecekti ancak abim bir hışımla yanıma gelip elimi tuttu. Parmağımdaki yüzükleri çekip aldı ve hızlı adımlarla evden çıktı.
"Baba tut," dedim hızla. "Tut abimi! Bir şey yapacak!"
"Yapsın," dedi babam dişlerinin ardından. "Yoksa ben yapacağım Efsun. Öyle zor duruyorum ki.. Sırf bu hâldesin diye. Kötüsün diye gitmiyorum abinin peşinden ama bu, hesap sormayacağım anlamına gelmez. Sen sahipsiz misin Efsun?! O adam, görecek gününü."
"Yapma," dedim sessizce. "Baba, n'olur yapma. Yalvarırım yapma."
"Sakin ol," dedi yavaşça. "Kapat gözlerini. Uyu biraz." Başımı salladım. Babam saçlarımı okşarken ağlayarak uykuya daldım.
...
Gözlerimi aralamakta zorlanıyordum çünkü acıyordu. Babamın biriyle konuştuğunu duydum. Abimle konuşuyordu.
"Birkaç gün al kardeşini, uzaklaşın oğlum. Ben de boşanma işlemleriyle ilgileneyim."
"Tamam baba," dedi abim. Sesi daha sakin geliyordu. "Baba.."
"Efendim?"
"Ya kendine yine bir şey yaparsa?" Sessizlik oldu. Gözlerimden yaşlar süzüldü.
"Yanından bir dakika bile ayrılma," dedi babam. Yapmaz demedi. Benim kızım canına bir kere daha kıymaya kalkmaz demedi. Yavaşla yattığım yerden doğruldum. Ayağa kalkamazmışım gibi hissediyordum ama buna rağmen kalkmaya çalıştım. Çalışmakla kaldım. Gözlerim benden izinsiz kapanırken vücudumun yere düştüğünü hissettim.
...
"Baba, ne yapacağız?" diyordu abim. Bilincimin yerine geldiğini abimin sesini duymamla fark etmiştim. "Baba, bir şey söylesene."
"Bilmiyorum," dedi babam.
"Aldırsın," dedi abim. Neyi? "Doktor dedi, daha zamanı varmış. Aldırsın işte."
"Saçmalama," dedi babam hızla. "Efsun bunu yapmaz."
"O şerefsiz söyleyecek miyiz?"
"Efsun söylemek isterse, söyler." Gözlerimi araladım. "Kızım," dedi babam hızla. Karan yoktu. Olmadığını fark ettiğimde telefonda dedikleri aklıma gelmişti yine. Gözlerimden yaşlar akmaya başladı. "Güzel kızım. İyi misin?" Başımı iki yana salladım. Saçlarımı okşadı.
"Efsun," dedi abim. Babam hızla başını çevirip abimi susturdu. "Niye saklıyorsun?!" dedi abim öfkeyle. "O bebek, alınacak!"
"Ne bebeği?" dedim hızla. Babama baktım. "Baba?"
"Hamileymişsin Efsun," dedi abim. Başımdan aşağıya kaynar sular dökülmüş gibi hissediyordum. Hamileymişim. Ben.. Benim ve.. Onun. Göğsümün üzerindeki ağrıyı hissettim. Ellerim yeniden titremeye başladığında ellerimi karnımın üzerine koydum.
"Aldıracaksın," dedi abim. "O adamın bebeğini doğurmana izin vermem.""Ne yapmak istiyorsun?" dedi babam. Gözlerimden birkaç yaş daha süzüldü.
"Yapılacak belli," dedi abim. "O bebek doğmayacak."
"Düşünmek istiyorum," dedim babama bakarak. Karan'la konuşmam gerekiyordu ama yüz yüze. "Eve gidelim mi baba?"
"Gidelim kızım," dedi babam. Bakışları abime döndü. "Git çıkış işlemlerini hâllet." Abim yavaşça başını sallayıp odadan çıktığında ben de yattığım yerden kalktım. Saçlarımı düzelttim. Burnumu çektim. Ayağa kalktığımda babam hızla yanıma geldi. Montumu giymeme yardım etti. Koluna girdim ve hastaneden çıktık. Abim de peşimizden gelirken arka kapıyı açmıştı babam.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Efsunkâr
Teen FictionKaradeniz mafyası!! Efsun Sezin Tunçoğlu gittiği tatil beldesinde bir adamla karşılaşacak ve onda aklı kalacaktır. O günden sonra tesadüfler silsilesi baş verecek, ikisinin de yüreğinde bir sevda filizlenecektir. Bu sevdanın arkasında gömülmeye yüz...