Gözlerimi araladığımda Karan yanımda uyuyordu. Kolları belimde sıkı sıkıya dolanmıştı. Bir elim sakallarının üzerindeydi. Yavaşça okşadım yüzünü. Gözlerini araladığında yüzünde bir gülümseme oluşmuştu. Hızla gülümseyip yanağına büyük ve sesli bir öpücük bıraktım. "Günaydın kocacığım." Belimdeki elini hareket ettirip beni kendine biraz daha bastırdı.
"Günaydın güzel karıcığım." Elleri belimde biraz daha hareket ettiğinde kendimi tutamayıp kıkırdadım. Hoşuma gitmiş olacak ki biraz daha hareket ettirdi. Kahkaha attım.
"Yaa, yapma. Dur." İttirmeye çalıştım ama izin vermedi. Kollarımı tek eliyle sabitleyip üzerime çıktığında alt dudağımı dişlerimin arasına aldım. "Sabah sabah böyle şeyler yapma bence," dedim gülerek.
"Bunun sabahı akşamı mı var güzelim?" Başımı kaldırıp dudaklarını öptüm hızla. Ellerimi daha sıkı tuttu eli. Diğer eli kasıklarıma indiğinde belimi kaldırıp başımı geriye doğru attım hızla. Dudakları boynuma indi.
"Karan," dedim hızla.
"On dakikada beni delirtmeyi nasıl başarıyorsun?" dedi boğuk bir sesle. "Acayip yükseliyorum sana," dediğinde hızla güldüm.
"Yeni tanışmıyoruz," dedim yeniden dudaklarını öperek. "Kollarımı," dedim sessizce. "Bıraksan mı? Sana marifetlerimi göstersem?"
"Doruklara çıkmaya hazır mısın?" dediğinde dilimi bir kez damağıma vurup cık sesi çıkardım. Hafifçe güldüğünde kasıklarımın üzerinde duran parmakları yavaşça kadınlığımın üzerinde dolaştı. Önce tek parmağı içime girdi. Ardından ikinci. Hareketleri hızlandığında vücudunun altında resmen kıvranıyordum. Odanın içinde yankılanan sesimle parmakları biraz daha hızlandı. Ellerimi çekmeye çalıştım. İzin vermedi. "İnanılmazsın." Vücudum titremeye başladı. Dakikalar sonra parmaklarını çekti. Ellerimi bıraktı.
"Duşa girsem iyi olacak," dedim derin bur nefes alarak. "Özgür'e bakar mısın?"
"Bakarım tabii ki."
"Dolaptaki sütü ısıtırsın?"
"Merak etme balım."
"Üzerimden çıkarsan.."
"Öyle güzelsin ki uzaklaşmak istemiyorum."
"Akşama nereye gideceğimizi söyler misin?" Başını iki yana salladı gülerek.
"Söyleyemem."
"O hâlde ben gideyim hemen duşa gireyim. Sonra, sana bir sürprizim olacak."
"Sen söyle o zaman sürprizini?"
"Görürsün." Kollarının altından çıkıp banyoya girdim. Kısa bir duşun ardından giyinip odadan çıktığımda aşağıdan sesler geliyordu. Hızlı adımlarla indiğimde Özgür sandalyede oturmuş, Karan kahvaltı hazırlıyordu. "Anneciğim," dedim hızla. İki eliyle biberonunu tutuyordu. Beni gördüğünde gülerek biberonu atacaktı ki tuttum. Yüzünde büyük bir gülümseme oluştuğunda kollarının altından tutup kaldırdım. "Miniğim," dedim gülümseyerek. "Ben seni çok özleyeceğim."
"Biraz uzak kalmaya alışması gerekiyor. Uzun değil zaten, yarın sabah döneriz." Önündeki oyuncağı aldı eline. Hızlıca ağzına götürüp ısırmaya çalıştı.
"Acaba dış etleri mi kaşınıyor?" dedim gülümseyerek. "Erken değil mi diş çıkarması için?"
"Erken. Bilmiyorum ama. Sorarız doktoruna. Ama bence küçük bey, civcivini çok seviyor." Civcivi elinden aldığında Özgür gözlerini doldurdu. Ağlamaklı bir ifadeyle babasına baktıktan sonra Karan yeniden civcivini uzattı. Seslice gülerek eline aldı. Yeniden ağzına götürdü civcici.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Efsunkâr
Teen FictionKaradeniz mafyası!! Efsun Sezin Tunçoğlu gittiği tatil beldesinde bir adamla karşılaşacak ve onda aklı kalacaktır. O günden sonra tesadüfler silsilesi baş verecek, ikisinin de yüreğinde bir sevda filizlenecektir. Bu sevdanın arkasında gömülmeye yüz...