"Hakkınızı helal ediyor musunuz?" diye sordu imam.
"Helal olsun," dedik hep bir ağızdan. Aynı diyalog üç kez tekrarlandı. Kollarımda oğlum, etraf kalabalıktı Geride gazeteciler, fotoğraf çekmeye çalışıyorlardı. Karan, Uygar ve abim.. Timur baba açılan mezara yerleştirildikten sonra ilk toprağı Karan attı. Pelin bir köşede ağlıyordu. Yanımda bir hareketlilik hissettiğimde başımı çevirdim. Emir buradaydı.
"Başınız sağ olsun," dedi. Üzerinde bir şık bir takım elbise vardı.
"Dostlar sağ olsun," dedim Karan'a bakarak. Özgür ağlamaya başladığında Karan'ın bakışları bize doğru çevirildi. Bir dakika içinde Özgür yeniden sustu. Bu sefer uyumuyordu. Öylece etrafına bakıyordu. "Bir şey soracağım," dedim Emir'e bakarak. Başını çevirip gözlerime baktı. Devam etmemi bekledi. "Hâlide anneyi nereden tanıyorsun." Bakışlarını üzerimden çekti ve sessiz kaldı. "Cevap vermeyecek misin?"
"Verilecek bir cevabım olsa verirdim."
"Nereden tanıyorsun dedim, bunu bilmiyor musun?"
"Biliyorum."
"Ee?"
"Özgür'dü, değil mi?" dedi oğluma bakarak.
"Evet."
"Merhaba Özgür," dedi hafifçe eğilip Özgür'le göz teması kurmaya çalışarak. "Seninle sık görüşecek gibiyiz minik canavar."
"Oğluma canavar deme."
"Kelebek mi diyeyim?" Kendimi tutamayıp güldüğümde dudakları kıvrıldı.
"Kimsin sen?" diye sordum, dün gece sorduğum gibi. Derin bir nefes aldı, bakışlarını kaçırdı. Yeniden yüzüme baktı.
"Bir dost," dedi.
"Dostsan neden Karan'ın babasını kaçırdınız?"
"Sadece sana dost Efsun. Ve belki de bu minik canavara da."
"Karan'a dün geceyi söylemedim. Söylemezsen bana bir iyilik yapmış olursun."
"Merak etme. Söylemem. Sır."
"Eve gidebildin mi bari? Çok sarhoştun."
"İki adam geldi, doğru babama." Güldü hafifçe. "Benim için mi endişelendin?" Dalga geçiyordu.
"Benim de oğlum var ve sen de birilerinin oğlusun. Aileni düşündüm."
"Benim bir ailem yok." Karan buraya doğru gelirken Emir yanımızdan uzaklaştı. Birbirlerine kötü bakışlar attılar.
"Ne istiyor bu şer.." Özgür'e bakıp sustu.
"Baş sağlığı diledi."
"O kadar mı?"
"Evet sevgilim. Sen iyi misin?"
"Galiba," dedi ve derin bir nefes alarak Özgür'ün eline dokundu yavaşça. Eğilip oğlumuzun yanağını öptü. Timur babanın birkaç arkadaşı Hâlide anneden sonra bizim de yanımıza gelip baş sağlığı diledi. Babam yanıma yaklaştığında yavaşça Özgür'e dokunmuştu. Bir öksürük sesi duyduğumda babamla aynı anda başımızı çevirmiştik. Emir, babama, onda ilk sefa gördüğüm bir duyguyla bakıyordu. Nefret. Babam elini çekti yavaşça.
"Dünkü herif değil mi bu? Neden burada?" diye sordu babam. Kaşları çatıktı.
"Bilsem.." dedi Karan.
"Ben Hâlide'ye bakayım," diyerek yanımızdan uzaklaştı. Emir, babamın gitmesiyle hızlı adımlarla yanımıza yaklaştı.
"Başın sağ olsun Karan," dediğinde bakışlarını bir an bile bana değdirmemişti. Ama bir elini Karan'a çaktırmadan ceketimin cebinde hissettim. Bir şey bıraktı ve hızla çekti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Efsunkâr
Novela JuvenilKaradeniz mafyası!! Efsun Sezin Tunçoğlu gittiği tatil beldesinde bir adamla karşılaşacak ve onda aklı kalacaktır. O günden sonra tesadüfler silsilesi baş verecek, ikisinin de yüreğinde bir sevda filizlenecektir. Bu sevdanın arkasında gömülmeye yüz...