Karan'ın kaşları çatıldı hızla. Abimin bakışları bana kaydı. "Hem de senin patronun Ceyhun Karataş'tan." Çalıştığım mimarlık ofisinin sahibi. Ne alakaydı ki.
"Ceyhun ha," dedi Karan dişlerini sıkarak. "Ceyhun.. Serkan, dışarıda konuşabilir miyiz?" Abim başını sallayıp kapıyı işaret etti. Odadan çıktıklarında ben ne olduğunu anlayamamıştım.
"Ne alaka?" dedim babama bakarak. "Ceyhun neden Karan'ın işini baltalamak istesin ki?" Babam omuzlarını bilmiyorum dercesine kaldırıp indirdi. Ben de bilmiyorum baba. Babamın yanına oturduğumda Selim abim ve amcam yabancısı olduğum bir konu hakkında konuşmaya başlamışlardı. Babamın bakışlarını üzerimde hissettim. Ardından ise tamamen hana doğru döndü.
"Bugün, telefonda.. Yanında Karan vardı değil mi?" Başımı salladım hızla.
"Beraber misiniz?" Başımı iki yana salladım.
"Hayır. Baba yıllar sonra birine böyle hissetmek çok güzelmiş. Eve düşen yıldırım misali hayatıma girdi. Alt üst etti sanki. İnkâr edemem, hoşlanıyorum. Hangi ara bilmiyorum."
"Bu gözlerinden belli oluyor," dedi babam da gülümseyerek. Abim bu duruma babam gibi tepki vermezdi. Biliyorum. Hatta buna, malını tanımak, diyebilirdim. Cümle içinde kullanılan mal ise benim öküz abim oluyordu. Kapı açıldığında abim içeri kafasını uzattı. Bana baktı. Ancak bakışlarında farklı bir ifade vardı. Biraz hüzün, biraz öfke ve belki biraz da kıyamama ifadesi.
"Baba, amca.. Toplantı odasına geçelim." Üçü birden ayağa kalktıklarında abim bana baktı. "İstiyorsan sen de katıl." Ben de bunu bekliyordum be canım. Gülerek ayağa kalktım. Babacığımın koluna girip peşlerinden ilerledim. Karan toplantı odasındaydı. Toplantı masasının karşısındaki büyük monitöre elindeki USB belleği taktı. Masada oturan herkese baktı tek tek. En son bana değdi bakışları ama biraz fazla uzun kaldığında başımı çevirip abimin bunu fark edip etmediğine baktım. Etmişti tabii ki öküzüm. Dik dik Karan'a bakıyordu. Karan ise bunu fark ettiğinde başını monitöre çevirdi ancak dudaklarından bir sırıtma ifadesi vardı. Abim ikimizin ortasında oturan babama yaklaştı ve benim duyamayacağım sessizlikte bir şeyler söyledi. Hızla başımı uzattım.
"Toplum içinde kulaktan kulağa konuşulmaz Serkan Bey. Çok ayıp." Babam güldü, abim ters bir bakış attı.
"Öncelikle," dedi Karan masaya yaklaşarak. Herkese baktı tek tek. "Az önce Serkan'ın da dediği şeyi açıklamak istiyorum. Ceyhun'la husumetimiz yıllar öncesine dayanıyor. Bunu burada anlatmayacağım tabii ki ama, kendisi her seferinde önüme taş koymaya çalışıyor. Ben o taşları kaldırıp bir bir kafasına atıyorum, o ayrı. Şimdi.. Serkan.. Karar vermende o adamın dedikleri etkili olsun istemiyorum. Çünkü sizinle çalışmak.." Bakışları yüzüme döndü. "Benim için önemli." Evet Karancığım neden böyle şeyler yaptığınızı sorabilir miyim? Çünkü şu an karşımda oturan kuzenim de amcam da bana bakıyor. Yanaklarımın kızardığını hissettiğimde abim babamın arkasından elini uzatmış saçımı çekiyordu.
"Ah! Ne yapıyorsun be manyak."
"Toplantıda bağırılmaz Efsun Hanım. Çok ayıp." Aklınca intikam alıyordu pis öküz. Gözlerimin kısarak en kötü bakışımı gönderdim ona. Başını çevirdiğinde sırıtıyordu pis öküz. "Evet Karan. Başlayabilirsin." Karan duruşunu bozmadan elindeki kumandayla birkaç slayt göstermeye, bir yandan da geliştirdiği projeyi detaylıca anlatmaya başladı. Abim aralarda yorum yaparken ben de dikkatle onları dinliyor, mantıklı olup olmadığını kendi kafamda tartıyordum.
"Bence bizim gemiler için güzel bir yatırım olabilir. Sonuçta her ne kadar güvenlik hat safhada da olsa farklı ülkelerin sınırları içerisindeyken oluşan hırsızlık olaylarına bu yıl da birkaç kere şahit olduk."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Efsunkâr
Fiksi RemajaKaradeniz mafyası!! Efsun Sezin Tunçoğlu gittiği tatil beldesinde bir adamla karşılaşacak ve onda aklı kalacaktır. O günden sonra tesadüfler silsilesi baş verecek, ikisinin de yüreğinde bir sevda filizlenecektir. Bu sevdanın arkasında gömülmeye yüz...