39.Bölüm: "Böyle bir adamın nesini sevdin be kızım?"

379 49 7
                                    

"Ay sapık var ayol! Yetişin komşular!" Barış Alper'in sesiyle gözlerimi araladığımda görüş açıma Kerem'in boynu girmişti. O da gözlerini açıp bana baktı ve hafifçe doğruldu. O sırada da kapı açılmış, Tuğçe ve Yunus içeri girmişti.

"Ne oluyor lan?"

"Sapığın biri yatağıma girmiş." diyerek beni işaret ettiğinde Kerem gözlerini devirip tekrar yanıma yattı ve yorganı ikimizin üzerine örttü.

"Siktir git Barış."

"Ya sevgilini niye yatağıma alıyorsun? Benim de bir iffetim var."

"Kes sesini Barış. Bunun için mi uyandırdın bizi?"

"Hoşt. Gidin yatağımdan."

"Oğlum siz salak mısınız? Madem beraber yatacaksınız niye salonda yatmak varken Barış'ın yanında yattınız?"

"Senin yüzünden olabilir mi gerizekalı? İki dakika su içmeye kalktım hemen kapmışsın yerimi." Yunus gururla göğsünü kabartıp Tuğçe'yi kolunun altına aldı.

"Ben demiştim sevgilimle misafir odasında yatacağım diye. Dediğimi yaparım."

"Aferin sana göt kafalı. Şimdi gidin. Sevgilimle uykumuzu yeterince böldünüz."

"Ay yesinler sevgilini." diyerek üzerimizden yorganı çekti Tuğçe. Üşüdüğümü hissederek Kerem'e daha çok sokuldum. "Kalkın hadi. Kahvaltı yapalım. Antrenmana geç kalacaksınız yoksa."

"Ben uyumak istiyorum."

"Hadi Gökçe. Geç kalacaksın bak."

"Bir şey olmaz. Ersan abiye yüklerim işleri."

"Ama siz de eşşek gibisiniz. Hoş laftan anlamıyorsunuz." Üstümüze dökülen soğuk suyla çığlık atarak doğrulduk.

"Siktim belanı Yunus!" Kerem ayağı kalkıp yataktan atlarken Yunus koşarak kaçmış, Kerem de peşinden gitmişti.

"Piç Yunus! Yatağımı niye ıslatıyorsun?" Barış da onların peşinden gidince Tuğçe kahkaha atarak bana dönmüştü.

"Gülme ya." Buna karşılık daha çok gülünce komodinin üstünden Yunus'un yarım bıraktığı sürahiyi elime aldım. Tuğçe çığlık atarak kaçarken ben de peşinden gitmiştim. Salona, diğerlerinin yanına gittiğimizde Tuğçe koşarak Yunus'un arkasına saklanmıştı. "Siz kaşındınız." Hiç acımadan sürahiyi üstlerine boşalttığımda çığlık atmışlardı.

"Kızım ayıp lan!"

"Sen yaparken iyiydi Yunus Akgün."

"Sıçtınız evimin ağzına ya!" Barış da yemek masasının üstündeki sürahiyi alıp Kerem ile benim üstüme dökmüştü. Sonrasında evde saçma bir su savaşı yaşanmıştı. En sonunda yorulup beşimiz yan yana yere oturup sırtımızı televizyon ünitesine yasladık.

"Harbi sıçtık evin ağzına."

"Bu evi toplayacaksınız."

"Zaten temizlikçi gelmiyor mu oğlum senin evine?"

"Gel de bu durumu açıkla anasını satayım. Kadına yazık. Baksanıza şuranın haline." Haklıydı. Etrafı baya batırmıştık.

"Aga bırakın şimdi temizliği. Antrenmana geç kaldık." Yunus aceleyle ayağı kalkıp üstünü değiştirmeye gittiğinde biz de duvardaki saate bakıp sesli bir küfür ederek arkasından gittik. Evdeki koşuşturmacanın ardından en sonunda hazırlanıp yola çıkmıştık. Tuğçe'yi yol üstünde eve bıraktıktan sonra aynı hızla tesise gitmiştik. Sahaya gittiğimizde diğerleri çoktan antrenmana başlamıştı. Okan hoca bizi görünce kollarını önünde birleştirdi.

Ufaklık | Kerem AktürkoğluHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin