Yine upuzun bir bölümle geldim fakat mendillerinizi unutmayın. Aşağıda görüşürüz.
Oy ve yorumlarınızı lütfen eksik etmeyin, keyifli okumalar.
Bölüm Şarkısı;
Affet, Müslüm Gürses
Elimde Fotoğrafın, Bergen
🕊️
XIII
25 Kasım 2017 / Şırnak
Yazar, Ağzından
Dağların üzeri matemli bir gelinlikle kaplıydı. Eteklerine bulaşmış kan taneciklerinin izleri ise hâlâ sıcaktı. Sis ile kaplı havaya bir sigara dumanı yükseldi. Gri zehir bulutu önce ciğerleri dağladı ardından havaya karıştı. Askeriyenin hemen önünde kederle sigarasını içen biri vardı, Asena Gündüz.
Gözünü ayırmadan titrekçe çektiği nefesler, dudaklarının arasından yoğun bir dumanla buharlaştı. Gecenin rengine karışmış keskin bakışları, beyaz karda gezindi. Zihnindeki uğultu zeminde asılı kalmış sise bulaştı.
"Hayır!" diye bağırdı, kulağının içinden bir ses.
Göz bebekleri titredi, içine üşüme geldi. Parmağının arasında bitmeye ramak kalmış sigara süngerinde söndü. Büyük bir rüzgâr uğultusuyla geldi ve burnuna kan kokusu doldu. Bitmiş sigarayı yanındaki küllüğün içine bırakıp bir dal daha çıkarttı. Dudaklarının arasına yerleştirdikten sonra yaktı. Kanın kokusuna karışmış sigara dumanı, yine de o anları zihninden atamadı.
Bugün şehit verdiği altı askeri için içti, Asena Gündüz.
Altı yoldaş.
Altı isim.
Altı kardeş.
"Komutanım."
Arkasından gelen ses ile dudaklarının arasındaki sigarayı parmaklarına yerleştirdi ve başını sağa çevirdi.
"Deniz." diye mırıldandı sadece. Deniz ise arkasındaki bedenini güçlükle hareket ettirmeye çalışırken Asena, gözlerini kıstı ve yeniden bakışlarını dağa çevirdi. Dişleri birbirine baskı yaparken dili arkasında gezindi.
"Niye dinlenmiyorsun?" diye sordu hiddetle.
Deniz, Asena'nın yanında durduğunda içli bir nefes verdi.
"Dinlenemiyorum komutanım. Yattığım yer dar geliyor bana. Gözlerimi kapattığımda bizimkilerin sesleri kulaklarımda çınlıyor. Onlarsız biz ne yapacağız?"
Duyduklarıyla sinirle Deniz'e döndü, Asena. Parmaklarının arasında duran yanan sigarayı ikiye kırdı. Havaya kaldırıp Deniz'e gösterdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÜVERCİN
ActionAsker konulu bir kitaptır, kişiler ve kurumlar tamamen hayal ürünüdür. Ruh, insanın dipsiz bir kuyusudur. Sen ruhunda dolaştığını sanırsın ama onun ne kadar derin olduğunun hiçbir zaman farkına varamazsın. Ta ki biri çıkıp orayı talan edene kadar. "...