Lütfen, medyaya bakın, oradaki Güvercin içinizi titresin. Aşağıda buluşalım.
Adagio for Strings, Samuel Barber
Biri vardı, birini var eden.
Yüzündeki bir noktaydı, beni var eden.
Sağ dudağının köşesiydi, beni öldüren.
Sol dudağının üstüydü, beni kör eden.
Sağ gözünün içiydi, beni titreten.
Sol gözünün içiydi, beni kahreden.
Mantığımda akıl almaz olayların yaşandığını hayal ettiren, saçlarına parmaklarımı sürttüğümde tenimi ısıtan, kalbimin sesini herkesin duymasını sağlayan, sahip olduğum tüm öfkemin altını üstüne getiren, yoktan var ederken beni benden alan birisi vardı.
Gözlerinin içinde ölü bir kadının varlığını taşırken, sürekli duygularımı öldüren bir kadın vardı. Dudaklarından dökülen her yemin, bir kurşun gibi bedenime saplanırken, oradaki çocuğun yara aldığını unutuyordu. Bana attığı her tokatta, çocukluğumu öldürüyordu. Gözümden akan bir yaş, beni öldürüyordu.
Baktığım her yerde onu görüyorum.
Gözümdeki yansımada kanat çırpan bir Güvercin.
METE MERT ÇAKIR
Kalbim çıt.
Resmen çıt.
Öldüm.
2. Kitabımızdan, Mete'nin ağzından bir kesit. Ay, yutkunamıyorum.
Bizi, onları, unutmayın, olur mu?
Sultan Çakır.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÜVERCİN
ActionAsker konulu bir kitaptır, kişiler ve kurumlar tamamen hayal ürünüdür. Ruh, insanın dipsiz bir kuyusudur. Sen ruhunda dolaştığını sanırsın ama onun ne kadar derin olduğunun hiçbir zaman farkına varamazsın. Ta ki biri çıkıp orayı talan edene kadar. "...