XVI - DUVAR

20 1 0
                                    

Merhabalar efendim, yine ben geldim. Bu bölümde +18 sahneler mevcut olacak. Hikâye örgüsünden kopulmaması için bilerek bölüm sonuna doğru yazmaya gayret ettim. Uyarı verdiğim noktadan itibaren bölüm sonlanmış olacak.

Bilginize, aşağıda buluşalım.

Oy ve yorumlarınızı lütfen eksik etmeyin, keyifli okumalar.

Bölüm Şarkısı;

Gönlüm, Elektro Tülay

Yüksek Yüksek Tepelere, Candan Erçetin

Yanarım, Carlos & Yaren

Gel Ya Da Git, Farah Zeynep Abdullah

Gel Ya Da Git, Farah Zeynep Abdullah

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

🕊️

XVI

26 Aralık 2021 / Lapazan Yaylası, Trabzon

Asena Eyşan Boduroğlu, Ağzından

Hiç yönünü kaybettin mi?

Olduğun yerde dururken kim olduğunu unuttun mu?

Nereye gittiğini bilmediğin yollarda, varlığını yok saydın mı?

Bunları birisi bana sorsaydı cevabım 'Evet.' olurdu.

"Anne, bak, kar yağıyor." diyerek koşan küçüklüğümün zihnimde bıraktığı cümleler, ruhumun bir köşesinde unutulmuş kitap gibiydi. İçinde yazılanların ardında bıraktığı karanlık sayfalar, beni ben yapan satırlardan oluşuyordu. O küçük kız, yönünü kaybetmişti.

"Asena Gündüz, Rize." diyerek tekmiline başlayan o 18 yaşındaki genç kızın duruşu, zihnimde ara sıra dolaşan adımlarının yankısını kulaklarımda bırakıyordu. Eli alnının yanında durduğu anlarda bağrından kopan soyadı her zaman dudaklarından farklı bir isim olarak dökülüyordu. O genç kız, kim olduğunu unutmuştu.

"Yarın Yonca'yı istemeye gidiyoruz." diyen kendimin yolları Trabzon'a çıkmıştı. Osman, Kubilay ve Deniz; Kubilay'ın memleketi olan Erzurum'a yola çıkmışken, Alev, Barış ve ben Yonca'nın memleketi Trabzon'a varmıştık. Nereye gittiğimi bilmiyordum. Derdimi tasamı bırakmış, varlığımı yok sayarak bilmediğim bir yoldaydım.

Bir hiçliğin içinde kaybolmuş, ne yapacağını bilemeyen bir ruh gibiydim. Kendi içimde fırtına vardı ve o fırtına beni en zayıf yerlerimden savuruyordu. Düşüncelerim ise karanlık bir ormanda yönünü kaybetmiş kuşlar gibiydi. Bir yere varmadan aynı noktada dönüp duruyordu.

Bindiğimiz araba Lapazan Yaylası'nda durduğunda Yonca, dudaklarındaki harika bir gülümseme ile indi ve onu dışarıda bekleyen ailesine koştu. Arabadan inip ayaklarımı kaygan, yeşil çimenlere sağlamca bastım.

GÜVERCİNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin