XII - SAVAŞIN SINIRINDA

54 3 0
                                    

Merhabalar efendim, yeni bölümle buradayım. Aşağıda buluşalım.

Oy ve yorumlarınızı lütfen eksik etmeyin, keyifli okumalar.

Bölüm Şarkısı;

Bul Getir, Atakan Ilgazdağ - Fethi

Bul Getir, Atakan Ilgazdağ - Fethi

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

🕊️

XII

14 Ekim 2021 / Hakkari

Mete Mert Çakır, Ağzından

Her zihnin bir yansıması vardır. O yansıma ne ise senin varlığın da odur.

Savaşın her anı, zamanın ve mekânın nasıl kaybolduğunu hissettiren bir karanlık gibiydi. Ama bu kâbus, bambaşka bir yerin karanlığıydı. Gözlerimi açtım ama her şey net değildi. Sanki bütün vücudum bir yere kayıp gitmişti. Künye, parmağımda olsa da bana ait olduğu hissini vermiyordu. Hava, ağır bir koku ile dolmuştu. Hem toprak kokusu vardı hem de bir şeyin sonlanmak üzere olduğu korkusu... Bir şey eksikti. 

Bir şey, hep eksikti.

Güvercin Timi, hepimizin bildiği o sessizliğiyle ilerliyordu. Ama bu sefer farklıydı. Yavaş, titrek adımlar, sesler daha kesik, daha korkulu. Bize doğru yaklaşan her şey, aniden yaklaşıyor gibiydi. Bir tüy kadar hafif ama bir o kadar da korkunç. Buradaydık ama kaybolmuş gibiydik. Köyün ortasında bir boşluk vardı. Her şey sıfırlanmıştı.

Ayaklarımın altındaki zemini titretecek kadar güçlü bir ses duydum. Çıkan o ses, kulaklarımı delip geçti. Bir patlama oldu. Tam içimden bir şeyin kopacağını hissettim. Yüzümü kapatan bir toz bulutu, beni benden aldı. Her şey bir anda alev aldı ama ışık hiç olmuyordu. Her şeyin karardığı o an... Kalbim ağzımda, bacaklarımın altındaki toprak, beni hapsedecek gibi bir korku saldı. "Hayır!" diye bağırdım ama sesim çıkmadı.

Bir an, dünya durdu. Ne bir kurşun sesi ne bir adım... Ne de bir çığlık. Herkes pustu. Kimse bir şey demedi, kimse bir yere gitmedi. Bir soğuk, bir sessizlik, bir bilinmezlik vardı. Her şey donmuştu. Sadece bir rüzgâr vardı ama o bile ölüydü.

Çatışmalara devam ettiler ama ben durdum. Adımlarım ağır, beynimdeki boşluk bir ok gibi vücuduma saplanıyordu. Yavaşça ileri doğru hareket ettim. Ama her şey bana yabancıydı. Her şey bulanıktı.

Ve sonra, beklemediğim anda bir bomba daha patladı. O an, bir boşluğa düştüm. Kulağımda bir uğultu, gözlerimde kara bir perde. Vücudumun her tarafı sanki başka bir bedenin içine hapsolmuş gibiydi. O kadar kararmıştım ki, gözlerimi araladığımda her şey yeniden şekilsizleşmişti.

Pustuğum yerden doğruldum ama sanki etrafımda hiçbir şey yerli yerinde değildi. Her şey bulanık, kayıp, bir yere gitmişti. Sadece toz, toprak ve bir ses vardı. O kadar yavaş ilerliyordum ki, adımlarım neredeyse yoktu. Gözlerim puslu, kafam kararmıştı.

GÜVERCİNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin