15.

3.3K 317 109
                                    


Çalan kapıya koştuğum zaman gördüğüm bedenle gülümsedim. Karşımdaki adamda beni görünce gülümsemesini genişleterek yol vermemle beraber yanımda geçti.

"Hoş geldin abiciğim. O ne, bana hediye mi aldın?"
Dedi Neriman elinde tuttuğu Ceylan'ın beyaz tüylerini okşarken.

"Kadayıf aldım, en sevdiğin"

"Ya! Sen bir tanesin abilerin en yakışıklısı" kucağından Ceylan'ı indirerek abisinin elinden paketi alıp mutfağa geçti genç kız.
O sırada ne ara bana bu kadar yaklaştığını fark etmediğim beden "Sana fıstıklı mı yoksa cevizli mi seviyorsun diye sormayı unutmuşum, o yüzden ikisinden de aldım" dedi.

"T-tesşekkür ederim. Zahmet etmişsiniz, siz hangisini seviyorsanız onu alsaydınız keşke"

"Benim için fark etmez" dedi salona geçerken.

Sabire abla ve Neriman tatlıları bir tabağa koyarken "Hem de Yaşar Ustadan. İstanbul'un en iyi tatlıcısıdır o" diye konuştu Neriman hemen cevizli kadayıftan bir kaşık alarak.

"Kızım bekle de önce tabağa koyalım"
Sabire ablanın bu sözleriyle Neriman tekrar bir kaşık daha aldı kadayıftan.

"Aa, ağabeyim cevizli baklava da almış Matteo en sevdiğin"

Dudaklarımda benden habersiz bir gülümseme oluştu.

"Fıstıklısı da ağabeyimin en sevdiğidir"

Demek o fıstıklı seviyormuş ama ben severim belki diye cevizli de almış. Bu tür jestlerden çok çabuk etkilenen biriyimdir ve şu anda onun bu hareketi benim çok hoşuma gitmişti.

Tatlılarla beraber içeri geçtiğimiz zaman Neriman annesine bende Kemal'e tabağını vermiştim.
"Teşekkürler"

Başımı eğip karşısındaki koltuğa geçtim.
Baklavanın tadına baktığım zaman gözlerim sonuna kadar açılmıştı. Bu hayatımda yediğim en güzel şey olabilirdi.
Ben kendimi kaptırmış bir şekilde baklavalarımı yerken tabağımı bitirmek üzereydim.
Bir ara beni izleyen gözleri hissederek başımı kaldırdım ve o an beni sıcak gözlerle izleyen adamı gördüm.

Yutkunarak tabağıma geri döndüm dudağımda kalan şerbeti yalarken Kemal'in öksürdüğünü duydum.

"Aman, helal oğlum helal" dedi Gülnihal Hanım.

Hemen yanımdaki surahiden bir bardak su doldurup ona uzatırken o biraz önce yaladığım ıslak dudaklarıma bakıyordu. Kendimi düzeltip tekrar eski yerime geçtim.

İkimizi izleyen Gülnihal Hanım'ın yüzünde memnun bir ifade vardı, nedenini bildiğim için kızarmıştım. Ne yani bu düşünülecek şey miydi?

Daha fazla kendimi utandırmamak için mutfağa geçtim. Neriman da yarın dersi olduğunu söyleyerek kalktı.

Mutfağa girdiğim zaman biraz etrafı toparlamaya başladım. O sırada Gülnihal Hanım da kendi odasına çıkmıştı. Ben içerideki tabakları almak için salona gelirken Ustura Kemal de sigarasını içiyordu. Hemen tepsiye eşyaları koyarken birden "Yardım edeyim mi?" Diye sordu sigarasını söndüren adam.

Başımı kaldırarak "Hayır efendim iki üç bulaşık kaldı sadece" dedim ve eşyaları alarak mutfağa geçtim.

Benimde yatma vaktim gelmişti. Ama şuan önümde duran baklavaya dayanamayacaktım. Hazır kimse de yokken bir kaç kaşık daha alarak tam tabağı yerine koyacaktım ki bir kaşık daha aldım.

Duyduğum adım sesleriyle acele ederek tabağı yerine koydum ve hızla mutfaktan çıkarken Kemal ile tam karşı karşıya kaldım.

O benim yüzümü izlerken dudağımdan kalan şerbete dudaklarında yan bir gülümseme oluştu. Elini çeneme getirirken ben hızla dilimi dudaklarımı temizlemek için çıkarmıştım o sırada dilim onun parmağına değdi.
Bir an ikimizde durakladık.

KABADAYI BxBHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin