3.

174 40 37
                                    


Esneyerek kollarımı iki yana açtım. Hafifçe gözlerimi kırpıştırdıktan sonra tamamen uyanmıştım.
Kuruyan dudaklarımı dilimle ıslatarak yattığım yerden kalktım ve üstlerimi bir güzel değiştirdikten sonra dalgalı saçlarımada kısaca çeki düzen verdim.

Kendimi hazırladıktan sonra sıra döşeğimi toplamaya gelmişti. Onu da katlayıp bir köşeye bıraktıktan sonra artık mutfağa inmeye hazırdım.
Genelde herkesten önce kalkar sofrayı kurardım. Her ne kadar Gülnihal Hanım bunun için bana kızsa da ben böyle alışmıştım.

Kapıdan tam çıkarken hemen karşımda sol tarafta kalan odasından Ustura Kemal'i çıkarken gördüm.
Alt tarafında siyah bir pantolon üstünde beyaz yakaları açık bir gömlek ve omzuna attığı siyah bir ceket vardı. Kırmızı fesi ve sağ elinden eminim ki hiç düşürmediği tesbihi onun kabadayı olduğunu yeterince belli ediyordu.

Yutkunarak kapımı kapattım.
"Hayırlı sabahlar" dedim gülümsemeye çalışarak.

Beni kısa bir an süzüp "Hayırlı sabahlar" dedi başını sallayarak.
Neden sesi bu kadar soğuk ve mesafeliydi. Yanlış bir şey mi yapmıştım? Beni sevmedi mi acaba, döver miydi beni?

"Bende şimdi yemeği hazırlayacaktım"

"Benim için hazırlaman gerek yok şimdi çıkacağım"

"Neden?" Diye sordum boş bulunarak. Keşke sormaz olsaydım. Bana neydi ki?

"Kahvehanede işlerim var" demesiyle şaşırdım 'seni ne ilgilendirir' demesini beklerdim.

Gülümsememi sürdürerek "Ben sizi geçireyim" dedim. Ne olursa olsun bu adamın gözüne iyi gözükmem gerekiyordu.

Benim bunu dememle onun kaşları havalandı ve bir süre hiçbir şey söylemeden yüzüme baktı. Daha sonra başıyla onaylayarak merdivenlere yöneldi bende arkasından takip ettim onu.

Dış kapının önüne geldiğimiz zaman kapıyı açıp geçmesini beklerken "Hayırlı işler" dedim.
O zaman ilk defa gülümsedi ve bana "Sağ olasın" Diye cavap verdi.

Kapıyı arkasından kapattıktan sonra rahatlatarak küçük bir nefes verdim bu adama alışmam hiç kolay olmayacaktı. Beni gerçekten çok korkutuyordu.

Ben mutfağa geçip sofrayı hazırladıktan sonra Sabire abla yanıma gelip bana küçük bir azar çekti "Ah be oğlum, benide bekleseydin ya, ben neciyim burada?" ben kendimce kısa bir savunma yaptıktan sonra yeni uyandığı her halinden belli olan Neriman kucağında tuttuğu Ceylan'ı bırakarak sofraya oturdu. Fakat yemeğe başlamadı annesini bekliyordu, uykulu görünüyordu epey. Kesin yine gece geç saatlere kadar kitap okumuştu.

Nihayet gelen Gülnihal hanımla bende sofraya oturdum.
Aslında bu evde sıradan bir hizmetçi değilde bir evlatlık gibiydim. Hatta burası benim için evim diyebileceğim bir yer olmuştu.

"Bugün misafirlerimiz gelecek Matteo ona göre hazırlık yapabilir misiniz" Dedi Gülnihal Hanımım başını kaldırıp.

"Tabii ki efendim" Diye cevap verdim. O da gülümseyerek teşekkür edip yemeğine geri döndü.

Yemeklerimizi yedikten sonra Sabire abla sofrayı toplamaya başladı bende ona yardım ettim Neriman ise kendi derslerine çalışıyordu.

Güzel kızdı Neriman uzun sarı saçları ve ela gözleriyle herkesi kendine hayran bırakabilen beyaz tenli narince bir kızdı. Talipleride az değildi. Ben buraya geldiğimden beri kaç defa ona görücü geldi sayamamıştım.
Fakat onun için hiçbiri önemli değildi.

Ben işlerimin çoğunu hallettikten sonra Dış kapının çalınmasıyla Sabire abla hemen kapıyı açarak misafirlere hoş geldin deyip içeri buyur etti.

Baştan aşağı çarşaflı olan beş kadın salona geçtikten sonra tam çarşaflarını çıkaracaklarken beni görünce durakladılar. Hemen Gülnihal hanıma baktılar.

Benden çekinmelerkne gerek yoktu ne de olsa ben çift cinsiyetliydim.
Gülnihal Hanım bunu onlara tatlı bir dille anlattıktan sonra kadınlarda rahatlayarak çarşaflarını çıkartmaya başladılar ben onlardan çarşaflarını alırken samimi bir ifadeyle teşekkür edip kendilerine uygun yerlere geçtiler.

Bende o sırada mutfağa geçerek bir köşede duran ufak sarı mangalı çekip kahve cezvesini üzerine koydum. O sırada Sabire ablada ikramlikları hazırlıyordu.

Her şey tamamlandıktan sonra hazırladıklarımızı götürmek için her birini tepsiye dizdim Sabire ablada tepsiyi alarak içeriye götürmüştü.
Mutfak salona çok yakın olduğu için sesleri buraya kadar geliyordu ben etrafı toparlarken de Neriman oflayarak mutfağa girdi.

"Bir şey mi oldu?" Diye sordum.

O da başını iki yana sallayarak "Hayır, içerideki sohbetten sıkıldım yardım etme bahanesiyle yanına geldim. Bu arada gerçekten yardım lazımsa-"

"Yok yok, şimdi bitti sayılır sen şuraya otur" dedim hemen.

Bir keresinde bir günlük bahar temizliği için bana yardım etmeye kalkmış onda da bana üç günlük iş çıkartmıştı.
Neriman'ı seviyordum ama ev işi konusunda gerçekten ne yapsa elinde kalıyordu.

Genç kız alçak sedire otururken beraber içerdekileri dinliyorduk.

"Aman Gülnihal Hanım, geçenlerde benim evimede girdiydi adi hırsızlar benim takmaya kıyamadığım özenle sakladığım gerdanlığımı ve daha başka pek değerli ne varsa alıp götürmüşlerdi" Dedi kalın bir kadın sesi.

"O da bir şey mi Hüsniye Hanım bu hırsızlardan biriyle karşılaşmıştıda kadıncağızın dilini kesmişlerdi" Dedi başka bir ses.

"Vah vah, Allahlarından bulsunlar!"

"Daha düne kadar ikindiden sonra serserilerin korkusundan dışarı çıkamazdık. Hepside bizim mahalleyi sarmıştı. Çok şükür Ustura Kemal gelir gelmez ortalarda gözükmezler Allah onun yokluğunu tekrar göstermesin"

"Amin" dedi Gülnihal Hanım diğer kadınlarla beraber.

Neriman bu duyduklarıyla sırıtarak bakışlarıyla içeriyi işaret edip kıyafetlerini düzeltiyormuş gibi yaptı "Benim abim".

Onun bu haline gülerken yanına geçip oturdum. Kadınlar konuşmaya devam ediyorlardı.

"Ee Gülnihal Hanım, Kemal oğlumuz Nihayet aramıza karıştı malum yaşıda geldi e başını bağlamak gerek artık değil mi?"

Gülnihal Hanım cevap vermezken Neriman bana dönüp konuştu "Tövbe tövbe onlara ne ayol?" kaşlarını çatıp kollarını bağladı "Bi bitmediler"

"Kendisi gönlünün istediği birini bulursa yaparız nikâhını elbette"
Bu Gülnihal Hanım'ın sesiydi.

"Öyle öyle ama o hep erkeklerin yanında kadın gördüğü mü var ki gönlü beğensin. Bu durumda en büyük iş size düşüyor"

Neriman yerinden kalkarak "Ben odama çıkıyorum sende gel istersen" dedi.

"Yok. Ben mutfakta kalayım birazdan bulaşıklar çıkar Sabire ablaya yardım ederim"
Beni başıyla onaylayarak mutfaktan çıktı Neriman.

Bende Sabire abla gelene kadar kendi kendime düşündüm.
Acaba nasıl biriyle evlendirdi Ustura Kemal?
















Gençler sizi bilmem ama bu adam benim aklımdaki Ustura'nın ete kemiğe bürünmüş hali.

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.




KABADAYI BxBHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin