Kapının çalınması ile beraber hepimiz yerimizden kalktık.
Şuan neden bu kadar heyecanlıydım bilmiyorum. Kapıyı benim açmam gerekiyordu.
Neriman ve Gülnihal Hanım tam kapının karşısında durmuştu zavallı Gülnihal Hanım'ın eli ise kalbindeydi.İkinci defa kapının çalınmasın fırsat vermeden açtım kapıyı ve başımı kaldırarak o çok merak ettiğim bedene baktım.
Ben hiçbir şey demeden sanki hayal görüyormuş gibi bakıyordum ona, hayal ettiğimden çok daha fazlasıydı.
Boyu bir hayli uzundu bedeni de buna oranla kalıplıydı.
Siyah gözleri tamda benim mavi gözlerime bakarken kaşları çatıldı."H-hoş geldiniz" dedim sonradan kekelememe lanet okuyarak. Hafif yana çekilip onun geçmesi için yer açtım. Kemel gözleri hâlâ benim üzerimdeyken içeri girdi bu sefer bakışlarını benden koparıp annesine döndü.
"Ah aslanım! Kemalim, hoş geldin evine" diyerek kollarını açtı Gülnihal Hanımım. Oğluna sımsıkı sarılarak kokusunu içine çekti.
Kemal annesine gülümseyerek elini öptü daha sonra hemen yandaki kız kardeşine dönerek yüzünü ellerinin arasına alıp alnından öptü.
"Hoş geldin abiciğim" Neriman kollarını abisinin boynuna dolayarak sıkı sıkı sarıldı annesi gibi."Sağ salim gördüm ya sizi daha Allah'tan ne isterim" dedi Kemal o kalın sesiyle.
Merdivenlerin üzerinden zıplaya zıplaya gelen Ceylan'da ilk önce biraz bekleyip baktı Ustura Kemal'e ve yanın yaklaşarak eve her gelen yabancı gibi onunda ayaklarına sürtündü.
Kediyi gülümseyerek izleyen adam eğilip başını biraz okşadıktan sonra Gülnihal Hanım konuştu.
"Hadi oğlum, karnın açtır senin sofra hazır"Onlar hep beraber sofraya geçerlerken bende Sabire ablaya yardım ederek yemekleri hazırladım.
Sabire ablanın yaşı kırıklarını geçmişti ona abla diye hitap etmemi kendisi istemişti çok tatlı saf bir kadındı.Yemekleri masaya koyarken Ustura Kemal'in bana baktığını fark ederek biraz gerildim. E neticesinde hâlâ kim olduğumu bilmiyordu. Sofrayı düzeltme işim bittikten sonra mutfağa geçtim. Normalde Gülnihal Hanım benide hep kendilerinin oturduğu sofraya otururdu ama ben bu sefer bu yeni kavuşan aileyi baş başa bırakmak istediğim için mutfaktaki Sabire ablanın yanına geldim.
Sabire abla benim önümede yemeğimi koyarak karşıma geçti ve kendi çorbasını kaşıklamaya başladı. Ona ayak uydurup bende yemeye başladım.
*
"Kimdi o çocuk anne?"
Oğlunun sorusuyla hafifçe öksürerek başını kaldırdı Gülnihal Hanım.
"İsmi Matteo, annesi iki sene önce vefat edince çocuk sokaklarda kalmıştı. Ben kendisini de annesini de tanırdım. Bu sebeple onu bizim eve aldım hem bize yardım eder hemde kendisi bizimle beraber yaşar gider. Çok terbiyeli bir çocuktur"
"Sen öyle diyorsan öyledir Gülnihal Sultan ama böyle genç oğlanın evimde olması pek hoşuma gitmez. Benimde genç bir kız kardeşim vardır" dedi Kemal. Aslında çocuğu ilk gördüğü zaman kötü huylu olmadığını kendiside hissetmişti ama yinede güvenemezdi.
"O sıradan bir oğlan değildir Kemalim, bir hünsa. Dedim ya gidecek bir yeride yok nerede nasıl çalışsın? Maazallah kötü birinin eline düşerse... Yazıktır, günahtır ben kendisinden eminim seninde hiçbir endişen olmasın"
Kemal başıyla annesini onayladı. Madem durum bundan ibaretti o zaman bundan sonra kendisinde bu çocuğu koruyup kollayacaktı.
Masaya koyduğu babasından yadigar olan kehribar rengi tesbihini alarak ayaklandı Ustura Kemal.
"Doydun mu hemen oğlum?"
"Evet Sultanım. Bana bu kadarı kâfi, yorgunum dinlenmek isterim. Size hayırlı geceler"
Annesi aslında biraz daha oğluyla zaman geçirmek istiyordu ama daha yeni hapisten çıkan oğlunu daha fazla yormamak için bir şey demedi.
Genç adam odasına geldiğinde her şeyin tıpkı eskisi gibi yerli yerinde olduğunu görüp gülümsemişti.
Kırmızı fesini başından çıkartarak yatağının yanındaki ahşap komodinin üzerine bıraktı.
Siyah ceketini de omuzlarından çıkartarak beyaz gömleğinin ilk üç düğmesine açtı.O sırada beklemediği halde kapısı çalınca başını kaldırıp o tarafa doğru baktı.
Girmek için izin isteyen Matteo'ydu.Çocuğa seslenerek girmesini söyleyince ilk önce oğlan başını uzatmış daha sonrada bütün bedenini odanın içine sokmuştu elinde tuttuğu demir sürahi ve bardakla beraber.
"Sizin için su getirmiştim" dedi titrek bir sesle Matteo.
Adamla baş başa kaldığı için biraz gerilmişti oğlan bu sebeple kalbi hızlı çarpıyordu.
Kemal'se az önce aşağıda bu oğlanla ilgili duyduklarından sonra daha bir ılımlıydı ona karşı.
Matteo başını kaldırıp ona bakmıyordu, sanki korkuyor gibiydi.O kendisine bakmazken adamda dikkatlice izledi oğlanı.
Çenesinin topluluğu on sekiz yaşının turfandalığı ile körpe yanaklarının hoş yuvarlaklığı, saf alnının genişliği arasında öyle bir tatlı orantı yakalamıştı ki konuşunca, biraz utanınca; ince kaşları yaylanıp o gür kirpikli mavi gözleri süzüldükçe; o nazik deriyi pençe pençe utanç kızıllığı kapladıkça insan bu güzel yüze bakmaya doyamazdı. Saçları kahverengi ve dalgalıydı. Boyu orta bedeni ise çok zayıf değildi.
'Güzel çocuk' diye geçirdi içinden Ustura Kemal. Oğlanı uzun süre izlediğinin farkındaydı. Hafifçe öksürerek oğlana elindekileri bırakması için yer gösterdi.
Matteo adamın gösterdiği yere sürahisini ve bardağını bıraktıktan sonra çekinerek ayakta duran yapılı bedene baktı.
"Başka bir isteğiniz var mı?""Hayır, yok" Diye cevap verdi oğlana Kemal.
Matteo genç adamın Odasından çıkarken ondan biraz da olsun korktuğunu kabul etmişti. Sanki bir yanlış yaparsa kendisini o büyük elleriyle dövecekmiş gibi hissediyordu.
Eh adamın cüssesi ve kendisinin bedeni yan yana getirildiği zaman emindi ki o adamın bir vuruşuyla bayılırdı.Kemal ise oğlan odasından çıktığında bir süre öylece bekledi, sonra kendine gelerek kaşlarını çattı. "Ne yapacaktım ben? " Diye konuştu kendi kendine.
Başını iki yana sallayarak gözlerini kapattı.
Evet biraz dinlenecekti.Tabi dinlenebilirse.
Ask kuşlarım sizce ilahi bakış mı yoksa kahraman mı yoksa ikisi bir arada mı?
Ben karar veremedim de.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
KABADAYI BxB
Historical FictionAnnesinin ölümünden sonra hiçkimsesi ve kalacak bir yeri olmayan Matteo kendisine evini açan temiz kalpli Gülnihal Hanım'ın teklifini kabul eder bu sayede de hem onların evinde kalır hemde ev işlerini görür. Fakat Gülnihal Hanım aynı zamanda İstanbu...