İzin isteyerek annesinin odasına girdi Ustura Kemal.
İçeri geçtiği zaman annesi odasındaki koltuklardan birine oturmuş gözündeki gözlüğü ve elindeki kitapla oğluna bakıp gülümsedi."Hayırlı sabahlar Sultanım" dedi adam Gülnihal Hanım'ın yanına yaklaşarak.
O da annesinin yanına oturdu ve okuduğu kitaba kısaca göz attı."Hayırlı sabahlar oğlum" kadın gülümseyerek tekrar kitabına dönerken aklınca yanındaki adamla eğleniyordu. Onun bir şey söylemek için geldiğinin farkındaydı ve bu her neyse oğlu söylemekten çekiniyor gibiydi.
'Belki de bir kız vardır' diye düşündü kadın.
"Söylemek istediğin bir şey mi var oğlum?""Nasılda anladınız hemen Gülnihal Hanım"
"Söyle bakalım"
Bir elini çenesine getirerek bir süre okşadı Kemal. Normalde direkt her şeyi söylemesi gerekirdi. Kendini topladı ve konuştu en sonunda.
"Validem benim gönlümde biri var""Ne!" Diye yerinde zıpladı kadın sevinç içinde.
"Hele bir sakin olun bu tepki nedir?"
İhtiyar kadın oğlunun elini tutarken "Bunun beni ne kadar mutlu ettiğini bilemezsin oğlum. Kimmiş peki bu kız? Söyle gidip hemen isteyeli-"
"Kız değil validem"
Oğlunun sözleriyle bir süre şaşakaldı kadın.
Oğlan mıydı yani? Bir oğlanı mı seviyordu Kemal?
Ama o zaman nasıl torun sevecekti?"Kim peki bu?"
Derin bir nefes alarak âşık olduğu oğlanın ismini zikretti Kemal.
"Matteo""Ne!?" elini kalbine götürerek derin bir nefes aldı Gülnihal Hanım. Rahatlamıştı ama sonra yine kaşları çatıldı.
"Fakat oğlum onunda sende gönlü var mı ki? Bilirsin o çocuk bana emanettir. İstemediği takdirde sen o işi unut""Bende bunun için geldim size"
~
Küçük bir esnemeden sonra yerimden kalktım etrafımı iyice temizledikten sonra yüzümü yıkamaya koyuldum.
Dışarıda yağmur yağıyor olmalıydı, buğulanan pencereye yaklaşıp elimle sildim biraz. Evet yağmur yağıyordu hemde ne güzel.
Bütün işlerimi bitirerek odamdan çıkınca karşımda sabahlık elbiselerle duran genç kıza günaydın dedim.Belli ki onun için yine gün aymamıştı.
"Hayırlı sabahlar Matteo""Konservatuvara gitmeyeceksin anlaşılan?"
"Bu havada nasıl gideyim?"
Gözlerimi kısarak baktım ona o kadarda yağıyordu yağmur. Neriman'ı tanıyordum eğer gerçekten gitmek istediği zamanlarda dolu bile yağsa onu engelleyemezdi.Beraber aşağı indik. Sabire abla yine beni beklemeden çoktan sofrayı kurmuştu.
"Sabire abla!" Diye sitem ettim.
"Ağabeyim gitti mi?" Diye sordu arkamdan gelen genç kız.
"Evet küçük hanım"
Sofraya oturduğumuzda Gülnihal Hanımın ikide bir bana kaçamak bakışlar attığını fark ettim. Neriman'ın kitaplarla ilgili konuşmaları ile nihayet sofradan kalkmıştık. Ben tam mutfağa yardım için gidecekken Gülnihal Hanımın beni çağırmasıyla durdum.
"San kal Matteo. Seninle konuşmak istediğim bir şey var"
Ben başımı sallayarak İhtiyara kadının karşısına otururken Sabire abla mutfağa Neriman ise odasına çekilmişti.Karşımdaki kadın yutkunduktan sonra ağzını açıp geri kapattı. Söyleyeceği şeyin mühim olduğunu onun bu gerginliğinden anlamıştım.
"Matteo oğlum, ben sana bir şey sormak istiyorum. Fakat bu öyle alelade bir soru değil beni yanlış anlama olur mu?"
"T-tabi hanımım" Bende iyice gerilmeye başlıyordum.
"Bak Matteo bu eve geldiğinde beri seni hep kendi evladım gibi gördüm hâlâ da öyle görürüm. Senin için en iyisi neyse her zaman onu isterimsenin kararın ne olursa olsun arkanda duracağımı bil"
"Teşekkür ederim Gülnihal Hanımım ama beni korkutuyorsunuz"
Bir anne sıcaklığıyla baba gülümsedi karşımdaki kadın.
"Matteo oğlum. Ben senin ile ilgili bazı şeyler düşünüyorum ama bunda senin kararın elbette daha mühim o yüzden beni iyi dinle ve cevabını içten bir şekilde ver"Başımla onayladım onu, birleştirdiğim ellerimle gergince oynarken bunu bilinçli yapmıyordum.
"Ben senin ileride dara düşmeni kötü ellere düşmeni istemem oğlum o yüzden seninle ilgili bir izdivaç düşünürüm. Dur hemen telaş etme bu elbette senin isteğine bağlı hatta... Bunu öylesine soruyorum farzet. Seni çok sevdiğimi bilirsin, yani bize daha yakın olmanı isterim. Eh bilirsin bizim Kemal de artık evlilik çağında da geçiyor bile. Eğer senin rızan varsa ben Kemal ile senin izdivacını düşünürüm. Kemal'in bundan haberi yok elbet, eğer sen istemezsen olmaz bu. Sakın ben üzülürüm diye istemediğin bir karar verme oğlum asıl senin istemediğin bir şey olursa ben üzülürüm"
"Yani siz diyorsunuz ki, ben ve Ustura Kemal..."
Bu düşünce bile beni tedirgin etmiyor değildi. Ben bir izdivaca hazır değildim heleki o adamla.Gülnihal Hanımın böyle bir şey söyleyeceğini asla tahmin edemezdim. Bu kadının bana o kadar çok iyiliği dokunmuştu ki ona olan borcumu asla ödeyemezdim. Ama oğluyla evlenmek... Bunun için hazır değildim evlilik çok ciddi bir işti, tamam Kemal iyi bir adamdı fakat o bana karşı ne hissediyordu?
"Evet oğlum istersen düşünmek için dilediğin kadar zaman veririm sana"
Galiba istemediğimi söylemeliydim. Ama reddedipte bu kadını üzmeyi de hiç istemiyordum.
"Gülnihal Hanım ben bu konuda kararsızım yani istiyor değilim, sonuçta oğlunuza hiç o gözle bakmadım. Tabii siz eğer böyle uygun görüyorsanız da-"
"Matteo hiçbir şey senin mutluluğundan önemli değildir oğlum sen istemiyorsan istemediğini açık açık belirt, söz veriyorum bir daha bu konuyu açmam" dedi sıcak bir gülümsemeyle.
"O-o zaman istemediğimi söyleyeceğim. Lütfen beni bağışlayın"
Yerinden kalkarak yanıma yaklaştı Gülnihal Hanım. Bana sıkıca sarıldı.
"Senin istediğin gibi olsun oğlum. Bende kimseye bir daha bu konuyu açmam"
Gülümsedim ve teşekkür ettim karşımdaki kadına. Onun gibi birinin karşıma çıkması benim için çok büyük bir şanstı.
Gençler Matteo'ya kızmayın lütfen. Daha üç dört haftadır tanıdığım hali vakti yerinde, yakışıklı, seksi bir adamla bande olsam... Yok, ben kesin evlenirdim.
Bakalım Kemal Matteo'nun onu istemediğini öğrenince ne tepki verecek.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
KABADAYI BxB
HistoryczneAnnesinin ölümünden sonra hiçkimsesi ve kalacak bir yeri olmayan Matteo kendisine evini açan temiz kalpli Gülnihal Hanım'ın teklifini kabul eder bu sayede de hem onların evinde kalır hemde ev işlerini görür. Fakat Gülnihal Hanım aynı zamanda İstanbu...