22.

2.8K 328 116
                                    

Mutfakta ki işlerimi hallederken bir yandan da Kemal'in dün teklif ettiği şeyi düşünüyordum bu yüzdende yanlışlıkla elimi kestiğimi fark etmedim.

Elimi tutup etrafıma bakarken bulduğum mendili çarçabuk bastırdım. İlk başta canım çok yanmamıştı ama sonra hissettim acısını. İçeri giren Sabire abladan yardım isteyerek mutfaktan çıktım.

O sırada beni görünce gülümseyerek merdivenlerden inen adam küçük bir bez parçasına sardığım elimi görünce kaşlarını çatarak yanıma geldi.
Elimi kendi ellerinin arasına alırken "Ne oldu?" Diye sordu Kemal.

Ellerimize bakarken gülümsedim

"Önemli bir şey değil, sadece ufak bir kesik"

Bana onaylamaz bakışlar attıktan sonra yarama baktı "Bekle biraz" diyerek yan odaya girdi ve kısa sürede elinde ilaç kutusuyla geri döndü.

Kocaman açtığım gözlerimle ona baktım. Gerçekten bunun için uğraşmasına gerek yoktu.
Başıyla salonu işaret ederek "Gel" dedi itiraz kabul etmeyen bir sesle.

Bir şey diyemeyip onunla berber salona geçtim çift kişilik koltuklardan birine otururken bende yanına geçtim. Kemal kutuyu karıştırarak temiz beyaz bir bez ve birde küçük bir şişede duran kahverengi bir ilaç çıkardı.

Elimdeki bezi yavaşça çıkartırken ben başımı başka bir tarafa çevirdim çünkü yara çok sızlıyordu ve ben kanımı görmekten pek hoşlanmıyordum.

O elimle ilgilenirken yüzümü buruşturmuştum. Acımıştı biraz.
Daha sonra da elimi sarmasıyla rahat bir nefes aldım.

Sargılı elime bakarken kendi kendime gülümsedim.
Benim önemsemediğim bu küçük yara için bu adam gidip pansuman yapmıştı.
Aynı şey hasta olduğum zaman içinde geçerliydi.

Başımı kaldırıp baktım siyah gözlerine. Bu kabadayı benimle ilgili en ufak şeylerde bile ne kadar ilgiliydi.
Beni bu kadar seven bir adamı madem bende seviyordum o zaman...

Ben ona dalgın bir şekilde bakarken o da bana aynı şekilde bakıyordu.

Derin bir nefes aldı sonra Kemal.
"Bundan sonra mutfak işleriyle ilgilenirken daha dikkatli ol- hatta hiç ilgilenme. Kendini bir daha yaralamanı istemiyorum Matteo"

Gülümsedim sargılı olan elimi yüzüne çıkartarak yanağını okşadım şuanda düşünebildiğimden pek emin değildim.
Kemal gözlerini kapatarak elimi tutup uzunca bir öpücük bıraktı.

Belki de onunla gerçekten deneyebilirdim.
"Kemal"

Gözlerini açarak bana öyle bir baktı ki nefes almakta zorlandım. Yüzünü yüzüme yaklaştırdı.
"Seni seviyorum" dedim fısıldar gibi.

O an yüzünün aldığı hâl kıkırdamama sebep olmuştu. O kadar tatlıydı ki, şaşkın kabadayı görülmeye değerdi.
"Sen ne dedin Matteo?"

İnanmıyordu belli ki biraz daha ona yaklaştım.
"Seni seviyorum dedim"

"Sana kurban olurum ben!" diyerek kendine çekip öptü beni.
Dudaklarını dudaklarıma sertçe bastırıp öperek geri çekilmişti.

Bu seferde şaşırma sırası bendeydi, elimi dudağıma götürdüm. Kemal beni öpmüştü.
Ve bu... Bu nasıl bu kadar iyi hissettirebilirdi?.

"O zaman hemen bir nişan sonrada en kısa zamanda düğün"

O kadar hızlı mı?
Söz konusu bu adamsa hemen şimdi gidip imamı getirebilirdi.

Bir an için bakışlarımı odada gezdirirken kapının önünde gördüğüm bedenlerle hızla yerimden kalktım. Kemal ise başını çevirip onlara bir kez bakarak duruşunu hiç bozmadı.

Gülnihal Hanım, Sabire abla ve Neriman kapının önünde durmuş ağızları yarım açık bir halde bize bakıyorlardı.

En önde duran Neriman sırıtarak imalı bir şekilde konuştu.
"Ee? Nişan ne zaman?"

~

Yağmur daha yeni durduğu için yerler de hâlâ ıslaktı.
Ağzını açıp küçük bir nefes verdi genç çocuk sonra da çıkan buharı izledi.

"Bakın burada kimler varmış?"

Kaşlarını çatarak yanına gelen bedenlere bakarken bir iki adım geriledi Karayel.
Bunlar birkaç hafta önce bir kavgada dövdükleri adamlardı. Seyrekbasan Osman ve diğer kendi hamamlarından olan külhanbeyleri bu serseriler ve diğer arkadaşlarını epey iyi benzetmişlerdi.

Tabi Karayel kavgaya pekte öyle çok karışmasa da şuanda bu adamların kinlerini üzerine almayı başarmıştı.

Adamlardan biri karayel'in yanına gelerek kolunu omzuna attı.

"Geçen sefer siz bizimle eğlenmiştiniz, şimdi de biz seninle eğleneceğiz" dedi iğrenç bir şekilde gülerek.

Karayel hemen adamdan kurtularak yüzüne sert bir yumruk geçirdi.
Boyu biraz kısa ve öbür erkeklere göre daha zayıf yapılıydı ama dövüşmek konusunda hiçte fena değildi.

Ama ne yazık ki karşısındakiler dört kişi olduğu için bu dövüş maharetleri pekte işe yaramadı.

İki kişi onu kolundan tutarken az önce yüzüne yumruk attığı adam karnına sert bir tekme geçirdi. Tekmenin etkisiyle nefes bile alamadı oğlan. Diğer bir adamda suratına okkalı bir tokat attı ki direkt dudağı patladı.

Her ne kadar dışarıdan biri için bu felaket gibi gözükse de Karayel alışıktı. O neredeyse her hafta böyle sağlam dayak yerdi.
Sol bacağına atılan başka bir tekmeyle düşecek gibi oldu ama onu gülerek tutan adamlar buna engel oldular.

Ne denebilirdi ki? kimsesiz serseriler yeri geldi mi dayak atar yeri geldi mi de böyle dayak yerdi. Oğlanın yüzünden çok bedenine vuruyorlardı.
Bir an önce bayılmak istedi çocuk o zaman çok acı hissetmezdi.

"Laan!"

Duyduğu sesle acıyan yüzüne rağmen kaşlarını çattı Karayel. Koşarak gelen bir beden hemen onu tutan adamlardan birine yumruk atarken diğerleri kaçışıyorlardı. Adam adeta kükreyerek hepsini tepelemiş elinde kalan son adamı ise yumruklayarak bayıltmıştı.

Şahin Kanla kaplı elini adamın yüzünden çekerken hızla ayakta zar zor duran çocuğun yanına geldi.
Elini onun çenesine atıp kaldırırken yaralı suratını görünce öfkeyle soludu.

O adamları gebertecekti, ne olursa olsun gebertecekti.

Karayel ağrıyan karnını tutarken sızlayan kaşına lanet etti.
Yine bu adam borçlu mu kalmıştı yani?

"Sağol Delibaş" dedi Karayel hırıltılı bir sesle.
Adamın omzunu patpatlayıp gidecekken Şahin buna izin vermedi.

"Ne ettiğini sanırsın sen? Bu halde nereye gidiyorsun?"

Karayel zorla açık tuttuğu gözleriyle önüne bakarken güç bela konuştu "Bırak beni be adam! Zaten gözüm kararıyor"

Şahin oğlanın dediğine uyumayıp Kanla kaplı olan yüzünü ellerinin arasına aldı.
"Ben sana dokunmaya bile kıyamazken..."

Adamın sözlerinden hiçbir şey anlayamıyordu oğlan zaten sağlam dayak yemişti.

"Karayel!" Diye bağıran Seyrekbasan Osman, yanındaki külhanbeyleri ile bu tafa doğru koşmaya başladı.

O esnada bilinci iyice bulanıklaşan oğlan daha fazla kendisini tutamayarak Delibaş Şahin'in kollarına yığılı verdi.










Benim yan çiftleri yazmaya daha çok hevesim oluyor her zaman😶

KABADAYI BxBHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin